do – dominus: yaradan, mutlak
re – rerum: madde
mi – miraculum: mucize
fa – familias planetarium: gezegenler ailesi, yani güneş sistemi
sol – solis: güneş
la – lactea via: samanyolu
si – siderae: gökler
bir sesin frekansı ile iki katı arasının yani bir oktavın eşit perdelere bölünmesiyle elde edilen değerlerdir.
perde; bir sesin, frekans doğrusu üzerinde bulunduğu yaklaşık konumu ifade eder.
ör: 100 ile 200 değerlerini bir oktav kabul eder ve bu oktavı 10 eşit perdeye bölmek istersek, elimize geçecek değerler;
(100, 110, 120, 130, 140, 150, 160, 170, 180, 190, 200) şeklinde olacaktır.
ancak insan kulağı birbirine bu kadar yakın değerlerde titreşimleri birbirinden ayırt edemeyecektir ve bu aralıkta oluşturulacak bir müzik anlamsız olacaktır.
400 ile 800 hz arasında 7 adet perde belirlemek isteyecek olursak;
400/7=57,142 --> 400+57,142=457,142 şeklinde devam ederek 800'e ulaşana kadar devam edebiliriz.
ama ben, hepimizin bildiği 7 notanın(x) ne olduğunun daha kolay anlaşılması için 400 ile 800 arasını 10 perdeye ayırıp bunların yalnızca 7 tanesini belirleyeceğim; http://sketchtoy.com/68607437
(x) do, re, mi, fa, sol, la, si --> c, d, e, f, g, a, b
genellikle bir sesin sabit bir frekansı olduğu düşünülür, ancak doğal olan seslerin neredeyse tümü temel frekanslarının katlarında titreşimleri de ihtiva eder.
(temel frekans: bir ses örneğinin ihtiva ettiği en yavaş titreşim hareketi)
anlayacağınız üzere bu sebeple notalar, bir frekans değerinin üzerine askatlarının eklenmesine benzer bir mantıkla belirlenmişlerdir.
ör; temel frekansı 75 hertz olan bir sesin en şiddetli duyulan frekansı 600 hertz(3) ise, bu ses aynı zamanda 300 hertz(2), 150 hertz(1) ve 75 hertz titreşimler ve "600 hertz + 75 hertz = 675 hertz" veya "600 hertz + 150 hertz = 750 hertz" olacak şekilde titreşimler de ihtiva ediyordur.
--spoiler--
(1) 75 x 2 = 150
(2) 75 x 4 = 300
(3) 75 x 8 = 600
--spoiler--
"Müziğin karşı karşıya olduğu en büyük sorun, notaların ortak bir dil haline getirilip kağıda dökülememesiydi. ispanya ve italyadaki keşişler uzun yıllar buna kafa yorup müziği kaydetmenin bir yolunu buldular. Bir notanın öncekinden daha mı ince ya da kalın olacağını gösteren semboller kullanmaya başladılar. Bu semboller notaların perdesini göstermemekle beraber hafızaya yardımcı olacak şekilde kaba melodiyi gösteriyordu. 1000li yıllarda Guido dArezzo adlı keşiş bu sembolleri günümüzdekine benzer bir biçimde yatay çizgiler üzerine yerleştirdi. Böylece bugün kullandığımız portelerin önceli ortaya çıkmış ve tarihte ilk kez müzik iz bırakmaya başlamıştı."
Do, re, mi, FA, sol, la, si, do şeklinde ilerler.
Tuncertionerler aslında do, re, mi, FA, sol, la, le, li, lo, si, do şeklinde olduğunu iddia ediyorlar efendim.
Bati müziği 12 sesten oluşur ve buna tempere sistem denilir. Do, re.... si..
Doğu müziği 5 sesten oluşur, adına pentatonik sistem denir. Mesela Kırgız, Çin , Moğol ve Japon müzikleri 5 seslidir.
Orta şark müziği ise 53 sesten oluşur ve bu nedenle batı müziğinden ses zenginliği olarak çok geniştir.
Matematik katsayısı olarak batı müziği 1,5 katlı seslerden türetilmiştir.
Orta şark müziği 1,333 katlı seslerden üretilmiştir ve bu nedenle çok derindir.
Pentatonik sistemde katsayı yoktur.
dalgaların frekanslarının değişmesi ile oluşan seslerin isimlerine verilen ad.
isimlendirilişlerine göre 12 adettirler, daha sonra o frekansın katlarında kendilerini bir oktav üstten ya da bir oktav alttan tekrarlarlar.
dudağında kırmızı bir notayla
şarkılar dokuyorsun sağırlığıma
"hani gitmesen diyorum hani gitmesek diyorum"
gitme sisli ülkemin çığlık notası
damarımda patlayan kırık şiirim
sen aşkın anadilisin
kalabalıktan yalnızlık yapma becerimsin
hayatın solfejini öğretip
notasız coğrafyalara çalmışlar seni
kendi cümleni kuramıyorsun
kenti dudaklarımdan öpemiyorsun
yetiştin bütün geç kalmalara
iklimler biriktirdin kanına tenha(sızım)
aşk hep yazdan kalma
ayrılık ise kıştır
senden sonraki dünde
sulardan başka her yerde kulaçlar atıyorum
boğuluyorum
kırık notam
sol anahtarınla
kilitleme gözlerini
kör oluyorum * .
Müzik seslerini gösteren işarettir,
7 tanedir La-Si-Do-Re-Mi-Fa-Sol
Bilmeyen yoktur;
Birde siyasi nota vardır
sözlü ve yazılı olmak üzere 2 türlüdür.
PKK'nın yok edilmesi için Ankara'da başlayan Türkiye-ABD-Irak'ı bir araya getiren toplantı öncesi diplomatik bir kriz çıktı. Irak, direnişci gruplar yüzünden Ankara'ya nota verdi.
Türkiye Irak'ın kukla hükümetinden Nota yedi.
Sebeb: Direnişcilere yardım etmek AMERiKA ile IRAK'lı direnişcilerin arasında arabulucuk yapmak;
Haberin Detayı
Bu bir ilk;
Şimdiye kadar IRAK'tan şikayetçi olan, PKK'yı IRAK'tan çıkarın diyen TÜRKiYE meğerse ortalığı el altından karıştırıyormuş.
Bizim içişlerimiz bitti bir dışarısı kalmıştı Hükümetimizin el atmadığı.
Öyle acemice yönetiyorlarki kardeş AZERi'ler bile çileden çıktı.
Ağlarmısın gülermisin;
iddia doğruysa Türkiye teröre destek veren bir ülke, yok değilse Zat-ı muhterem Bülent Arınç Siyasiler şamar oğlanı değildir diyordu.
Türkiye şamar oğlanı;
Önüne gelen Nota veriyor.
Ermenisi; Iraklısı; Barzanisi;
Davos Fatihi nerde?
Çuval olayından sonra ne demişti "Dediğiniz nota şarkı notası değil,
"ha" dedin mi verilmez"
Irak'lılar nasıl verildiğini öğretmiştir umarım.
Belkide Cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrasında Muhayyer Kürdi parçalar dinlerken;
Şarkı Notasımı Siyasi notamı diye anlamaya çalışıyordur.
Türkiye-Ermenistan maçında Azerbeycan Bayrağı'na yasak getirilince Türkiye'ye verilen hede.Bakü Türk maslahatgüzarını çağırmışta "bayrak notası" vermişmiş.
gözlerinizi, bir kanunla çalınan ince re 'ye boyamak istesem, şüphesiz bir fırçadan daha fazla şeye ihtiyaç duyardım. ve adına zamanda yolculuk denilen mümkün olsaydı kulaklarınızın aşina olduğu bir ince re ile olurdu.
şimdi kalkıp size alın yazılarından mı bahsetmeliyim dersiniz? "yol, arkana baktığında görünendir, önün belirsizliktir." demişti, hatalar insanları haksız yapmazdı ve bazen haklı hatalar da vardı, kendi içinde düzenli çevreye düzensiz kararlar... şimdi elimde yargılamak için bir ince re vardı, bir de ben. karar verenler çoktan gitmişti, veremeyenler hiç bilinmedik bir anın esiri. söylenilenler havada intihar etmişti, ve söyleyemediklerim kayıp zamanda namusum.
bir ben kalmıştım ortada ,
bir de (ince)(den) nota veriyor hayat.
arkamdan gelen yolum, önümden giden tanrım.
çıkın artık oynamıyorum! sobe !