jimi hendrix'tir... babasının ikinci el aldığı gitarı ile harikalar yaratacağını kendi dahi bilmese gerektir o zamanlar. amcasının aldığı mandolin bozması gitarı ile öğrenmiştir gitar çalmayı... ve acıdır ki doğru bile tutmamaktadır gitarını çalarken.
müzik kulağı ve tab hakimiyeti olduktan sonra herkesin eline verebilecek gençliktir. teknolojinin geliştiği bir zamanda notaya haklı olarak gereksinim duymamaktadır.*
hani bir yerden sonra ihtiyaç duyacak olsak öğrenirdik tabi ki.
guitar pro programıyla cebelleşen gençliktir. "5. dereceden la bas" derseniz mal mal bakan "5. perde pavır akor bas lan" derseniz "hea tamam" diyen tiplerdir.
gençliğin amacı müzik yapmaksa, kulağa hoş gelen melodiler dinletmekse notanın önemi yoktur, 'kulaktan çalıyor' dediğimiz olay da nispeten budur.sonuç olarak gönüller eğlenmiş olacaktır. *
tamamen işi ciddiye alıp almamakla, direktman amaçla ilgili bir hadise. gece gündüz köpek gibi, sadece şarkı çalışıp zerre nota bilmeden de sahne aldığın yerde falan çalabilirsin tabii. bir çalarsın, üç çalarsın, hatta günün biri yüz tane çalarsın... lakin biri gelir bir gün "şunu çalalım mı?" ya da "şunu çalsana bi'?" dediğinde göt gibi de kalabilirsin, aynı vaziyet. eşlik manasında takılma denilen olayı beceremezsin.
bu arada nota bilmeden doğaçlama nasıl oluyormuş onu da hiç bilemedim, yukarıda söylemişler ama, neyse... yine de bu başlıkta belirtilen genç insana türlü triplere girmediği sürece küfür etmem ben. dediğim gibi ne olmak ve yapmak istediğine bağlı sonunda.
tab programlarını kulak yardımıyla kullanarak bilinen parçaları hakkıyla çalan insanlar vardır. ama iş beste seviyesine gelince işler mutlaka karışacaktır...
amaç eğlenmek olduğu için beğendiği sanatçı veya grubun şarkısını çalabilen herkes birazcık da olsa bundan mutluluk duyar...
ama nota bilip çalmak tabikide daha güzel olacaktır... git* vardı da biz mi gitmedik...