bircogumuzun ilk matrix filminden ve bir demet tiyatro'dan hatırlayacagı nokia 8110dur. mükremin abi'nin cenesiyle kapattığı o sürgülü kapak ayrı bir karizma katmıstı telefona. inceliği ve ergonomik durusu bugunkü telefonların cogunda yok.
kullanılan cep telefonun bozulması yada çalınması gibi bir sebepten ötürü kısa süreli işkence çektiren, cep telefonu taklidi yapan telsiz telefonlardır.çantadan çıkarılmadan kullanılmaya çalışılır.*
ilk telefonumdu hala atmadim. ara sira bakip ulan ben bu takoz cebime nasil sigdi diye dusunuyorum. maclarda sahaya firlatmak icin ideal bir telefondur. hakemin kafasini kirmak icin idealdir.
eski kız arkadaşımda bi alcatel vardı, çok güzel bişidi tabi o zamanın şartlarında. valide bi motorola kullanırdı. biz evde top oynarken kale direği olarak kullanırdık. ve tabi ki bir klasik olan a1018.
(bkz: motorola d 460) öyle kalın bir telefondu ki sim kartı çipli kısmı ayırmadan direkt paketten çıktığı gibi kredi kartı misali sokuyorduk içine, şarjdayken 10 dakikada bir gider bakardık bi de ulan yanmasın makina diye...
iştahı kabarık tüketim kültürünün şekillendirdiği arz talep ilşkisine bağlı olarak sektörde üretimin şahlanması sonucu ortaya çıkan, çıkarılan, çıkıntı gibi duran komünikasyon zımbırtıları.
sahi kaç yıl oldu lan bu b.ku elimize alalı?..
bir de..
durduramıyorum kendimi,
(bkz: muazzez ersoy)
ilk başta satılanları buhar gücü ile çalışsalar da daha sonraki modeller de lpg ye daha sonra nikel kadmiyum pillere en son da lityum iyon pillere geçiş yaşanmıştır.
(bkz: ericsson sh388)
hakkaten telefondurlar. başka şeye karışmazlar.
arar, aranır, mesajını gönderir paşa paşa işini yapar. şimdikiler öylemi ya.
(bkz: yeni nesil çok cevval)
