toplam nüfus içindeki ateist oranı zannedildiği kadar fazla olmayan ülke. norveç'te yapılmış bir araştırmadan çıkan sonuçlardan elde edilen istatistikler şöyle:
* 32% of Norwegian citizens responded that "they believe there is a God" (norveç'i iran'a çevirecek kesim. eheh)
* 47% answered that "they believe there is some sort of spirit or life force". (bu kesim paganist ağırlıklı olabilir.)
* 17% answered that "they do not believe there is any sort of spirit, God, or life force". (ateist oranı bu civarda.)
* 4% answered that they "do not know". (agnostik)
avrupa birliğine, yaşam standartlarını düşüreceği gerekçesiyle girmeyi reddetmiş bir halka sahip ülkedir. bu ülkeyle alakalı ilginç bir detay ise, türkiye' de özlemini çektiğimiz her şeyin olması, türkiye' de hoşumuza giden hiçbir şeyin olmamasıdır.
ne kadar fakir bir aileden olursanız olun, yaşınız 25 i gösterdiğinde tüm eşyası dizilmiş eviniz, altınızda arabanız, gayet güzel bir işiniz ( günde 8 saat ), cumartesi ve pazar tatiliniz, yılda 3 hafta ücretli tatiliniz, vb her türlü sosyal hakkınız olan ülkedir.
ileride yerleşmek,yaşamak istediğim ülkedir.ayrıca çok akıllı politikacıları vardır.shell,bp gibi dünyaca ünlü petrol şirketlerine sırtını çevirmemiş "isterseniz gelip ülkemizde şirket faaliyetlerinizi yürütebilirsiniz ama %78 vergi ödersiniz"diyerek ayar vermiştir.ayrıca bildiğim kadarıyla ab'ye 3 kez başvurmuş ve 3.başvuruları kabul edilmiştir(yanlış olabilir tam emin değilim sorumluluk bana ait değildir üstadım).yinede biz girmeden önce halka soralım bakalım onlar ne diyor denilmiş ve bir refandum yapılmış halkta ab'ye girmeyelim diyerek eşi benzeri olmayan hayvani bir karizma yapmıştır.adamlar eşek değil ki neden petrollerini ab ile paylaşsınlar!bazı eleştirelere cevap vermek gerekirse;
+:eleştiriler
-:hoca efendi
+efenim bunların pkklı aydınları var
-ee bizdede pkklı milletvekilleri var bizimkisi daha fena.
+çok pahalı bir ülke yaşanmaz
-ee adamlar ona görede maaş veriyor.sanki bizim ülkemizde zenginlik içinde yüzüyoruz.bu ülkede asgari ücretle geçinmeye çalışan 5 kişilik aileler var.bizim ülke ucuzda ne oluyor az para alıyoruz.
+çok soğuk bir ülke yaşanılmaz.
-bak yav bizim ülke sıcakta ne oluyor hergün denizde gidip güneşleniyor muyuz?para olduktan sonra soğuk,sıcak farketmez benim için nerde para var orası benim için cennet.
+efenim çok ateist var.
-yahu bilader farklı ülkelerde mi yaşıyoruz.adamlarda ateistlik var ama hırsızlık yapmıyorlar,cinayet işlemiyorlar,tecavüz etmiyorlar.bak biz müslüman ülkeyiz ama hergün onlarca cinayet onlarca tecavüz.
ayna ayna söyle bana varmı benden çok norveçte yaşamak isteyen?
sabiha gökçen havaalanından sabah uçağıma binip, koltuğuma oturduğumda her şey güzel olacak diye düşünüyordum. oslo gardermoen havaalanına indiğimde saati hatırlamıyorum ama sanırım 3 gibi bir şeydi. bavullarımı aldıktan sonra çıktım havaalanından. taksicinin biri bana bakıyordu ama çok dikkatli bakıyordu. neyse ben de ona baktım ve onun taksisine bindim. allahtan herif ingilizce biliyordu. nerelisin delikanlı? dedi. türkiyeliyim dedim. haa evet aksanından belli oluyor, bilirsin işte fransız aksanı dedi. fransız aksanı? sanırım bu adamın türkçeden haberi yoktu. ama anlatmaya üşendiğim için anlatmadım. yirmi dakika sonra hotel bristola geldim. nerden baksanız yirmi, otuz kilometre gelmiştik. elli euro falan tutmuştur diye düşündüm ama borcum five euroydu. anlamadım bir daha sordum gerçekten beş euroydu. hani norveç pahalıydı diye düşündüm
neyse girdim otele rezervasyonum vardı zaten. bir hafta erken geldiğim için takılacaktım buralarda. sonra üniversitede kalacaktım. oda numaram 3162. sadece tesadüf diye geçirdim içimden. acaba neye göre numaralandırıyorlardı odaları. 3162 tane oda olmadığı kesindi
odama girince uyudum, uyudum, uyudum gece yarısını geçince uyandım. sonra uykum dağıldı uyumaya çalıştım, çalıştım ama uyuyamadım. derken o sesi duydum. yan odadan geliyordu. şaka gibiydi gerçekten. beş yıldızlı bir otelin bu kadar ince duvarlarının olmasına küfrettim. yan odada adamın biri belki de birkaçı bir kadını beceriyorlardı. belli ki hardcore yapıyorlardı. kız o kadar inliyordu ki bir ara miyokard infarktüsü olacağını sandım.
ne güzel bir ilk gün hatırasıydı. eğer ilk gün böyleyse daha sonraki günler nasıl olacak acaba diye düşündüm. acaba ben de bir gün bir kıza bunları yapacak mıydım? böyle düşünürken yavaş yavaş uyuklamaya başladım. arada kırbaç sesi duyuyordum, ama yok daha neler belli ki fantezilerim hayal gücümü ele geçiriyordu
neyseki sonraki günlerde her şey normal ya da normale yakındı
dünyanın silah satışından en fazla para kazanan ülkelerinden biri. bazılarına hümanist geliyor bu refah ülkesi. ama o refah balıkçılıktan değil yavrucaklar. bu ülke terör örgütlerine, 3. dünya ülkelerine ve çatışma olan her yere silah pazarlamaktadır. bunu bizim köpeklere müsamaha göstermesinden ötürü söylemiyorum tamamen akademik bir çalışmaya dayanarak söylüyorum.
ayrıca işsizlik maaşlarının yüksek olması bu ülkede part-time çalışmayı mantıksız kılmaktadır. askeri gücü rusya'ya karşı savaşmak üzere stratejiler geliştirilerek düzenlenmiştir. mesela norveç savaş uçakları normal bir karayoluna inerek basit düzenekli bir tankerden yakıt alıp tekrar aynı karayolundan kalkış yapabilecek şekilde dizayn edilmişlerdir. rusya le bir savaş olması halinde kullanabilecekleri bir havaalanı kalmayacağını hesaplamışlar yani.
ha kızları süper yahu. yalnız sarışınları değil kumrallarıda on numara beş yıldız. gidersem fena yani.
kişi başına gelir tavan durumdadır ama vergiler de tavan durumdadır. burdan oraya tatile gidince bir anda sokakda yaşayan biri gibi hissetmeye de başlayabilirsiniz.
demokrasi adına başka ülkelerde ki şiddet yanlısı grupları desteklersen eğer bir gün kendi ülkende de şiddeti görürsün. terör ve şiddeti fikir savunması olarak görenler bu şiddete maruz kalmayı da hesaplayabilmeliydiler. hepsine geçmiş olsun. ölen genç çocukların da toprağı bol olsun ailelerine de sabır dilerim.