dünyanın yaşam standartları en yüksek ülkelerinden biri hatta, belki de en yüksek ülkesi norveç dir. bu durum, elbette! hapisanelerdeki yaşam koşullarına da yansımıştır.
mevcut durumu bir kaç örnekle açıklamaya çalışalım;
- psikolojik problemleri olan tehlikeli suçlular hariç odalar iki kişiliktir. içerisinde televizyon, buzdolabı, tuvalet, lavabo, iki adet masa ve sandalyeleri bulunur.
- suçlulara günlük gazete verilir.
- bilgisayarları kendilerine ait olmak üzere internet hattı ücretsiz sağlanır.
- sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez ama avlu değil, her hapisane ile birlikte inşa edilen ağaçlıklı özel parkta, birer saat dolaşma hakları vardır.
- bayram ve yılbaşı günlerini evlerinde, aileleri ile birlikte geçirebilirler. buna ilave olarak yılda 20 gün izinlidirler ve nerede olduklarını bildirmek, ülke dışına çıkmamak koşulu ile istedikleri yerde geçirebilme imkanına sahiptirler.
- günde üç öğün yemek alırlar. yemekleri kanun gereği üç yıldızlı bir otelin standartlarının altında olamaz. bu ise, sabahları; sıkı bir kalvaltı, öğlen ve akşam yemeklerinde; salata, tatlı, sulu ve kuru yemek olmak üzere en az dört çeşitten oluşur.
- hapisanedeki iyi halinde herhangi bir problem bulunmayan, cinayet işlemiş bir suçlunun dahi maksimum fiili ceza süresi 6 yıldır.
tüm bu veriler ışığında akla şöyle bir soru gelebilir;
bu ülkede suçlu kişiler ödüllendiriliyor mu? ya da bu koşullarda hapisaneye düşmek için vatandaş ne kadar suç işliyor?
yanıt şu;
norveç, aynı zamanda dünyanın suç oranı en düşük olan ülkesidir. kaldı ki, bu suçların büyük bölümü de ülkeye kaçak ya da göçmen olarak gelen kişilerce işlenmektedir. bunlar içerisindeki türk suçlu sayısı da azımsanacak gibi değildir, üstelik.
verilen hapis cezalarının % dağılımlarına da değinelim olmuşken;
- %67'si hırsızlık ve mali suçlar,
- %14'ü uyuşturucu satışı ve kaçakçılığı,
- %10'u alkollü araç kullanma,
- %7'si alkole dayalı adam yaralama veya öldürme,
- %1'i organize suçlar,
- %1'i diğer.
