reklamın ilk versiyonunda "en değerli varlıkları--- götleri" diye çekilmiş, ancak pazarlama sıkıntısı yaşatabileceği sebebiyle reklamdaki replik (ve tabi ki görüntü de) (sanır mısınız ki en değerli varlıkları götleri derken ekranda el resmi çıkıyordu?) değiştirilerek bu son halini almıştır. netekim başarılı da olmuştur. ilk haliyle gece 12den sonra +18 akıllı işareti ile yayınlanacaktı (hem de sansürlenmesine rağmen)
bir diğer doğru sanılan yanlışı ise o reklamda bahsedilen balık, sizin sandığınız manada denizde yüzen, ağla veya oltayla yakalanan deniz hayvanatına verilen ad anlamında kullanılmamıştır. bu reklamın ilk versiyonunda yapılan çekimler son derece açık, biraz emmeli, bolca gömmeli gay pornosu filmlere benzemektedir. bahsi geçen balık mecazi anlamda kullanılmaktadır.
açıklamadan edemeyeceğim. zekeriya beyazın otelde kalırken izlediği film aslında porno film değil bu reklam filmiydi. günahını aldılar zavallı profesörümsünün.
bu kısa (en fazla 6 cm filan.) açıklamadan sonra anlaşılmaktadır ki norveçli balıkçılar aslında erkek değil oğlandır. hayatlarını elleri ile değil götleri ile kazanmaktadır. topturlar kendileri. parayı denk getirenler hemen transseksüel safhasına geçmektedir.
bize öyle bir imaj verdiler ki hayalimde hep şöyle canlandırdığım balıkçı tipleri :
-haydi rastgele , vira- hallelujah!
-hasstr..
-ne oldu andresen?
-ulan el kremimi unuttum , napacaz şimdi?
- dön geri dön , olur mu lan öyle , pis pis buruşuk elle!
- iyi bari dönelim , dönmüşken de hafif bir allık süreyim bari...
kendilerine bir çift lafım olan balıkçılardır.
norveç gibi bir ülkede balıkçı olunca ellerini de kremlersin tabii ki sıkıysa gel türkiye'de balıkçı ol da görelim o güzel ellerini.
ellerine gerekli olan ehemmiyeti gösteren insan topluluğudur.
aslında norveçli balıkçılar, el kremleriyle hiç haşır neşir değildi. hatta ne o karı gibin diye terslerlerdi bu mevzuyu açanı ama
ta ki o kara gün evet rivayete göre bir gün oslo da yine her zaman ki gibi ağlar toplanmış .kefaller palamutlar pay edilmiş eve gitmenin verdiği heyacanla norveçli jens yanında taşıdığı patronu jim den arakladığı oto teybinin sesini son ses yaparak norveç halk oyunları eşliğinde seke seke eve doğru yöneldi.
çevreden gelen yahu kardeşim kıs şunun sesini aile var aile! uyarılarına hiç kulak asmadı.
karısına kavuşacaktı bugün.svenska ya kavuşacaktı. küçük alexander ın temellerini atmayı düşlüyordu kaç gündür. alexander ismini svenska ya hiç danışmamıştı.
neyse jens 2 katlı kirada olan evine girdi. içeri girmeden önce tabiki bir centilmen gibi ayakkabılarını çıkarıp ayakkabılığa koydu. yatak odasına doğru seğirtti.
svenska ordaydı aman allahım bir insan bu kadar güzel uyuyabilir. svenska duru güzelliğiyle masum bir bebeği andırıyordu. jens teyibin sesini hala kısmadığı faketti aniden irkilerek kapatıyım derken teyip düştü. hay ananski diyecek gibi oldu. svenska uyandı.
sarılıp kucaklaştılar bir süre. jens svenska nın narin bedenininde ellerini gezdirmeye başladı , birden ayyy diye bir çığlık kopardı svenska. jens nooldu aşkitom diye bir cevap yapıştırdı. svenska gözü dönmüş bir kaplan edasıyla bu eller ne jens he bu eller ne diye çıkıştı. jens hiç oralı gözükmedi. ne var ben bu işi çocuğumuzun rızkı için yapıyorum. ha bu arada çocuk yapa... diye ağzından belli belirsiz mırıldanmalar duyuldu. svenska bu ne biçim el böyle jens. benim losyonlarla kremlerle ovduğum bedenimi o ellerle dokunmaya kalkışmayacaksın dimi.
jens sonra kara bahtım kem talihim diye düşünmedi tabiki. bir asil gibi savaştı. derdine çareler aradı. aklında birden bir dönem beraber lisede dirsek çürüttüğü arkadaşı türk asıllı isviçre vatandaşı adı daha önceleri bünyamin olan fakat daha sonra adını tıpkı bir duyarsız gibi benjamin e çeviren can dostu biricik sırdaşı geldi. dururmu! hemen bir telefon çaktı. benjamin zaten icat edecek birşey bulamadıklarını, tüketici toplum hayvan gibi herşeyi tüketiyor abi .diye topluma da bok atmayı ihmal etmedi. senin sorununla da seve seve ilgilenirim diye söz verdi. aylar süren çetrefilli çalışmalar sonucu jens kara kara düşünürken o mucize telefon geldi.
jens ile svensky şimdi çok mutlu. ultrason dan küçük alexander a bakıp eski günlere gülüp geçiyorlar..
nötricinanın ilham kaynaklarıdır. yakaladıkları somonların haddi hesabı yoktur. birde bizim balıkçılardan pek bir farkı yoktur(aslında vardır o da kemerli burundur).
karadenizli balıkçılarımızın yanında fazla feminen kalan balıkçılar. bizim trabzonlu balıkçılar çift tabanca gezerken bunlar ceplerinde kremle dolaşırlar.
