son dönemde başlıklarda kendini hissetirmeye başlayan bir akım bir istek bir dürtü bu. "son sözü söylüyorum bak, bunun üstüne ne desen boş!" içerikli olsa da genel kullanımda kaale alındığı pek söylenemez. zaten son noktayı koyma sevdası olarak betimlenmesinin sebebi de bu. herhangi bir başlıkta son söz diye bir kavramın zikredilmesi zannımca komik, komik olmadığı durumlarda ego patlamasından öteye gidebilen bir şey değildir. bir bkz olsun, bir başka açı olsun, alakasız bir haber sitesi olsun her zaman başlığı güncellemek vakidir.
yine de içeriğine dolgun bir son nokta entrysi bir çok kişi gereksiz vıdı vıdıdan uzak tutabilir gibi geliyor, düşününce. hah burası uludağ sözlük ama burada yazmak okumaktan çok daha önemli. kaç kişi kaç entry oyluyor, kaç kişinin yazıları okumaya, zaman ayırmaya layık bu sorular hep bir son nokta koyma sevdası antitezi.
bağdatın bile girdiği istatistiktir fakat her nedense antalya, izmir, ankara gibi şehirlerimiz ilk 215 e girememiştir bu da demek oluyor ki bağdat; antalya, izmir, ankara gibi şehirlerden daha yaşanabilir.(üstelik her gün onlarca kişi ölüyorken)
sözlük formatı gereğince her cümleden sonra hepimizde olması gereken sevda. bir de bu sevdayı abartıp, kara sevdaya tutulanlar vardır ki, kendilerini tutamayıp, ikişer beşer nokta serpiştirir cümlelerin sonuna. dikkat edilesi ama zararsız bir tutumdur. ayrı yazılması gereken de bağlacıyla ilgilenmeyi bırakınca bu konuya takmaya başlayabiliriz.
bi de entry silme sebepleri arasındadır bu. halbuki o enrty silen moderatör bize sonuna nokta koy diye mesaj atmakla uğraşacağına bi . cık atsa daha zahmetsiz ve kolay olur.
mesajlaşma esnasında ortaya çıkarsa trip yeniyor anlamına gelir. çoğu zaman alttan alıp konuyu kapamakla, bir nokta da kendi cümlene eklemek arasında gidip gelinir.