hemen çalışıp çalışmadığı kontrol edilmedilir.
çalışıyorsa sim kart artık onda kalacaktır ve görüşmelerinizi bu telefonla devam ettireceksiniz. konuşma esnasında sinirlendiğinizde, duvara atacaksınız. korkmayın hiç bi' şeycik olmaz.
deneme yaptınız ve çalışmıyorsa panik yapmayın. kullanılabilirliği her daim geçerlidir. daha çok zaman geçirdiğiniz yere (oda, masa, komidin) uygun bir şekilde yerleştirin. telefon görüşmelerinizi diğer telefonla yaparken yine mi sinirlendiniz, sakın konuştuğunuz o sağlam olmayan telefonları duvara fırlatmayın.
sinirliyseniz yanınıza acil durumlarda duvara fırlatmak için koyduğunuz 5110 u duvara fırlatın. vee o büyük rahatlamayı yaşayın.
söylemiştim, bu telefon her zaman kurtarıcınız olacak.
nokia'nın en kötü görünümlü telefonudur aslında. yalnız zamanında çok tutulmuş ve herkesin elinde olması ayrı bir olaydır. her yerden yılan sesi geliyordu vallahi, ne günlerdi yahu?
reklamini hayal meyal hatirladigim efsane. adam telefonda 5110un ozelliklerini anlatiyordu. onunla oyun oynuyorum falan. karisi da o sozleri kendi uzerine aliniyordu. telefonu adami elinden alip firlatiyordu. boyle bi reklami vardi.o kadar yil sonra ne diye hatirlarsam anlamis da degilim.
telefon piyasada kalmamasına rağmen hala kendinden efsane gibi bahsettirebiliorsa,zamanında kullananlarla arasında duygusal bi bağ bile kurmuşsa,her türlü zor şarta dayanıklıysa ve uludağ sözlük'e başlık olabilmişse iyi bir telefondur.hatta en iyi.
ilk cep telefonumdur. tanıdığım bir abim gözümün önünde suntaya beton çivisi çakmıştır 5110 ile. babam ilk 5110 u ilk aldığında ön tarafta, ekranın üstündeki açma kapama tuşunu vida sanıp çok çirkin demiştim.
ilk telefonum olduğundan ön kapağını günde 2 kere çıkarıp temizlik yapardım. hafızasında numaraları ve mesajları saklayamıyordu. zil sesi olarak mozart40'ı seçerdim hep. gerçekten berbat sayılabilecek mesaj melodileri vardı. snake oyununu pas geçmek mümkün değil tabii ki. titreşim özelliği de bulunmaz.
gün gelip balkondan düşürüp ekranını kırana kadar keyifle zaman geçirdik birlikte. günümü onla geçirmekten artık o kadar alışmıştımki menülere, ekranı kırıkkende zorlanmadan kullandım. ve son günlerimizde bataryasını çekiçle gerçekten zorlanarak kırdıktan sonra içinden çıkan 3 adet pil ile bakkaldan aldığım ampulleri çalıştırdım. sonra unutuldu gitti o efsane telefon..
nokia'nın nokia olduğu modeldir. ilk ve tek efsanedir.
en büyük artıları; çivi çakabilmek, anten kısmı ile rahat rahat konserve açabilmektir. yeni çıkan üstün telefonlara nazaran tercih sebebidir.* http://galeri.uludagsozluk.com/g/nokia-5110/
nokia koleksiyon amaçlı belli miktarda üretmeli bu telefondan. başka memleketleri bilmem ama bizim memlekette bayağı satılır. nostalji sever bir milletiz. azımsanmayacak sayıda kişinin ilk telefonu olmuş bir efsanedir 5110.
piyasada artık fazla bulunmayandır. ayrıca polislerin dinleyemediği tek telefon ssayıldığından bu telefon mafya veya yeraltında kaçak iş çevirenlerin tercihidir. yanılmıyorsam en son bir yerde ki fiyatı 180 lira idi. neden diye orduğumda telefoncu bana üstteki nedeni söylemişti. ilginç ama polisler dinleyemiyormuş.
ilk telefonumdur. *
sarı- siyah değiş tokuş kapaklıydı. o slogan ile de piyasaya sürülmüştü. kullanımı çok rahat bir telefondu. zamanında çok karizması vardı.
neden diyeceklere; o dönem birde ericsson A1018 vardı. ha bir de alcatel vardı.
o dönemi bilenler nokia 5110'un ne kadar karizmatik olduğunu şimdi daha iyi hatırlamıştır.
küçükken top almaya gitmediğimiz zamanlardaki futbol topumuzdu.
koridora terliklerle kale yapıp abimle az mı karşılıklı oynamadık.
ne sağlam telefondu vay be.