baba dedik bağra bastık hani nerde hediye?
herkese verdin de bir bana vermedin niye?
yollarını gözledim her gece vereceksin diye
adam değilsin noel baba, katılıyorum müftüye...
gavur olup da yoktur nur yüzlü senin gibisi
tro musun amın evladı, nene hacet kırmızı giysi
tırnak kadar sabileri niye kucağına oturtuyon
bre ırzını siktiğimin pedofilisi!
bi malbuş kap gel de babalığını göreyim
o beyaz sakallarına gel yüzümü süreyim
çok tatlı adamsın lan, eğil bi yol öpeyim
hooop şaka yaptım yarram, ecdadını sikeyim...
kulaklarda çınlıyor jngle bells notaları
neden kesmiyorsun o uzun sakallarını
tarikata mı girecen çaktığımın ayısı
senden olsa olsa olur iskele babası
yıllardır senin gelicem diyip gelmemen acı
dünyada görmedim ben senin gibi yalancı
oysa ben seni herzaman etmiştim baştacı
anana girsin süslediğim o çam ağacı
yılbaşı denince akıllara sen gelirsin
saat tam 12 de hediye getirirsin
milletin evine nasıl izinsiz girersin
anlamadım göt oglanı hırsız mısın nesin
o kiloyla nasıl bacadan içeri girer
anlamıyorum nasıl uçuyor o geyikler
aptal aptal gülüp birde mutlu yıllar diler
noel baba götune girsin tüm hediyeler
biliyorum yoksun hiç bir zaman gelmeyeceksin
gelirsen kapıyı çal bacadan giremezsin
gelmeden önce ara, bir haber vermelisin
noel baba allah bin türlübelani versin.
soğuk ve kıtalar arası bir yolculukta vazgeçmiştim noel baba olmaktan
ve hediye çantamda barbi bebek kokusuydu cüce mariyam.
ben cücelerim den birine kayma ihtimalini seviyordum,
kışın kömür kokan simsiyah bacalarında.
sonra bacadan içeri giriyordum göbeğimi içime çekerek.
bacadan içeri giden ömrümün en uzun,
ömrümün en eziyetli,
ömrümün en oksijensiz yolunu iniyordum.
sonunda çocuklar seviniyordu,
ve ben ne saçma sapan bir iş yaptığımı anlıyordum.
not: sanırım rejim yapma zamanım geldi. bacalardan sığmaz oldum.