-çıktığı çatıda vurulma ihtimali yüksek olurdu,
-türkiyedeki bacalar dar olduğu için sıkışı kalır noeli bir gecekondu tepesinde geçirirdi,
-geyikleri belediye ekipleri tarafından vurulup hayvan barınağına götürülürdü,
-ya da en iyi ihtimalle arabası parka çekilirdi,
-ho ho ho diye gülüşü nedeniyle, bir sokak magandası tarafından vurulabilirdi vs vs...
rahmetli zaten türkiyede yaşamıştır, bu nedenle türkiyeye gelmesi ve birşeylerin başına gelmesi için önce türkiyeden gitmesi gerekir, ak sakallı adamada o yaşta git denmez, ayıptır.
geride bıraktığı tüm çuvalları çalınırdı...
uçan geyikli arabasına otopark mafyası el koyardı...
çocuklar tarafından kartopu savaşıyla linç edilirdi...
sırtında taşıdığı çuvala bakıp; yeni bir hırsızlık akımı yarattığına kanaat getirilip karakola çekilirdi...
Sorguya alınırdı...
tabi kimse inanmazdı...
hapsi boylardı...
-eline "x beni ve geyiklerimi düdükledi" yazılı pankart verip fotografını çekmek.
-askerlik anıları anlatarak kafa şişirmek
-sağına soluna bez parçası bağlayıp dilekte bulunmak.
-okeyde dördüncü kişi olarak kullanmak.
ağzı açık çantasıyla çarşıda pazarda gezmesi durumunda, cepçilerin ve kapkaççıların bir numaralı hedef tahtası haline gelir ve çantanın içi boşaltılırdı...
böyle bir durumda çocuklara verecek hediyesi de kalmaz ve o mübarek sakalları, hediye alamayan apaçi çocuklar tarafından, tek tek yolunurdu...
ayrıca geyikleriyle şehir turu yapmak istemesi durumunda da, belediyeyle papaz olması kaçınılmazdı...
sabiha gökçen hava limanının apronuna iniş yaparken yakalanır ve geyikleri kurban edilebilir. hediye dolu torbası tinerciler tarafından gasp edilebilir yada kapkaca maruz kalabilir.
şöyle bir şey düşünün. noel baba hakkari de bacadan içeri giriyor. kendisini enseleyen ev sahibi, keleşi çekip yerde yatan oniki çocuğa aldırmaksızın sorar:
-sen kimsen loo?
+ben noel baba. çocuklara hediye getirmek için...
-s.kerim lo, noelini de babanı da. patttt.