*
bana yazdigin son mektubun ucunu bu sefer bilerek yakmamissin
sehre gitmeye karar verdigini soyluyorsun; sen bilirsin
verdigin bu kararin sen farkina varmamissin.*
Nöbette geceleyin
Ses geliyor dağlardan
Artık bir dönüşün yok
Düştüğün o yollardan
Yar beni, o yar beni
ille de yar, o yar beni
Dağdan gelen ses değil
Mezara yar koyar beni
Şehirler güler ama
Kurt gibi kapar seni
Hayat güzeldir ama
Sermaye yapar seni
Nöbette geceleyin
Ses geliyor dağlardan
Artık bir dönüşün yok
Düştüğün o yollardan
Yar beni, o yar beni
ille de yar, o yar beni
Dağdan gelen ses değil
Mezara yar koyar beni
Seni affedemem ki
Çektin gittin yoz oldun
Sana yar diyemem ki
Dile düştün söz oldun
Yar beni, o yar beni
ille de yar, o yar beni
Dağdan gelen ses degil
Mezara yar koyar beni
dün yine aklıma gelen hemen bir yerlerden bulup dinlediğim insanı rakı şişesinde balık olmaya zorlayan mükemmel parça.her bir dizesi mükemmel parça.tabi cem karaca söyleyince şarkının vuruculuğu kat kat artıyor.hele birde benim gibi askere gitmek için gün sayarken dinlediyseniz eyvah ki ne eyvah.
Hiç umulmadık anlarda yar beni, o yar benisözlerinin kulağımda çınladığı, kalbimin merkezinin ta içine bir burukluk yerleştiren,adını yeni öğrendiğim Cem Karaca şarkısı.
cok uzunseneler evvel eminonuden aldiğim disariyada ses veren kahverengi walkman'im de sarip sarip basa dinlediğim parcadir. o zamanlar kurban bayrami nisan ayina denk geliyordu. antalya kemer'de hala beni sasirtan cildirtici bir taraf dag bir taraf deniz manzarasinda tarifi zor duygular yasatan sarkidir.
o zamanlar cicegimiz burnumuzda basimizda kavak yelleri esmekte. hayatin kavgasina kilicimizi bilemiş kelle kesmeye cikmişiz. gelecekler için hayaller var. mahi hulyalar içindeyiz.
ammavelakin hayatin sillerini yiye yiye kilic körlenmeye yüz tutmuş, bir kaç kelle almisiz.
daha yipranmamiş ve yillar bizden bir şeyler eksiltmemiş. her dogan günü büyük bir heyacanla bekliyoruz.
yillar gectikce icimize sinen bezginliğin katresi bile yok. belki de vardi ama farkinda değil macka parkinda idik.
ne zaman kemer'e gitsem, ne kemeri yahu antalya lafi gecse bu o yaşadiğim ani ölümsüzlestiren bu parca hatrima gelir.
sonralarimi ne oldu? eh biraz yakın tarih bilenler -ferdiyi gectim toplumsal olarak- yediğimiz samarlarin yanında balyoz darbelerinin osuruk kaldiğini bilir.
velhasil kelam elimizde kalan güzel zamanlardan hoş bir kokunun anisi.
birbiri ile mektuplaşan kadın ve erkeklerin zamanından kalma bir şarkıdır. biz son demlerine yetiştik bu emeklerin. ondan değeri ayrıdır ezginin. gündüz buluşup akşam telefon eden, yetmeyip ertesi gün buluşacağı sevgilisine mektup yazan kaç tane manyak kaldı?