kendisi bir yere gitmek üzereyken yolunun üzerinde oturuyor olmam sebebiyle tanıştığım yazardır. ben hemen yol vermediğimden midir nedir bana reha muhtar dedi durduk yerde. ben de buradan her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsa ona selam ederim buradan. ayrıca bazı yerlere tek başına gidebilmesi ve işini tek başına halledebilmesi gerektiği konusundaki düşüncemi de tekrardan hatırlatmayı istemekteyimdir. **
oturmuşum zirvenin dikey mekânının en orta bi yerine, çayımı yudumluyorum. geldi diyor ki; "-ee siz sözlükten misiniz?".. üzerimdeki şanlı galatasaray forması ile çayımdan bir yudum aldım ve yanıtladım; "-hayır ne sözlüğü?". şimdii sevgili pıtırcık, sözlük için ayrılmış bir bölgeye sözlükten olmayan bi şahıs ki üzerinde galatasaray forması var, sence o kadar fenerli o kişiyi orada barındırır mı? "-sen kimsin ula?" demezler mi? + kabak gibi avatarıma aylarca hiç mi bakmadın? yoksa ben zurna mıyım ha?
kankası iLe başımın etini yediLer.. kankasını söyLemiyeceğim çünkü tüm ahaLi kankasının hangi kanatLı böcekLer türüne girdiğini biLiyor.. bu yazara bir itirafta bulunacağım.. çantanı sigaram iLe yaktım.. ama marjinal fayda bu gerçek gucci değiL deyince söyLemedim sana çantanı yaktığımı.. ayrıcana iLeride yapacağı kekLeri, pastaLarı, çörekLeri, efendime söyLeyeyim kurabiyeLeri bekLiyorum.. ben şimdiden kap faLan aLdım.. hem çeyizLik düzdüm kendime.. *
ankara ben değil duvarlar sarhoş zirvesine gelmeyeceğini söyleyip son dakikada mekanda görünüp bize süpriz yapan tatlı insan. iyi ki de geldi. zirvenin kıpır kıpır yazarlarındandı ayrıca.*
"gelmiycem ben gelemiyorum ki nasıl izin alayım ki" diyip bizi oyuna getirmiş ama gelmiş hepimizi mutlu etmiş, keşke hep gelsen yazarıdır. hatta hiç gitmesen yazarıdır.
gecenin anlamını arttırma kabiliyetiyle tavuk yeme temalı zirvenin beklenmedik bir o kadar da sevindirici sürprizinin yegane nedeni, saçlarımın arasına attırılma ihtimali olan kızıllıkları merakıyla kırmızı başlıklı bir şahsa dönüşmeme neden olabilecek ve tebessüm dağıtması nedeniyle son derece bonkör hatta kadir şinas bulduğum yazardır.
kanatçı nın kapısında görünce şok olduğum yazar. sürpriz yapmış zirvemize gelmiştir, iyiki de gelmiştir. tüm gece ayakta olan yazarlardandır. ayrıca bana ilk yardımda bulunanlardandır, kendisine teşekkürü bir borç bilirim. yine bekleriz efenim ama bu sefer haber verin hazırlıksız yakalanıyoruz, bilsek bi börek mörek bir şeyler yapardık.*
yahu bu kız her yerde, nerede zirve olsa sessiz sedasız bakıyorsun orada. Biz kendimize mobil zirve ekibi, gezici moral ekibi derdik, bizden gezgin çıktı. Burada da bizi yalnız bırakmadı şıkır şıkır oynadı.
ne desem bilmiyorum yazarı. her kötü günümde yanımda olan her kötü gününde yanında olduğum yazar. yaptığım gerzeklik için özür dilerim. ben de sorunlu bir ruh var biliyorsun. bir de sevgi pıtırcıklarına ismimi yazmışlar. yok lan yazan bendim. şirinim diye geçinen bir de. kötü bir gün bugün neyse.
her yönden çok üzgün insan, bir kitap yazmaya çalışmış 2 yıl boyunca bakmış görmüş ki kitap içinde yazanların hepsi bir hayal, bir rüyadan ibaret, aralara virgülleri koymak bir işe yaramamış, sadece tanımlarla uğraşmış, asıl olanın tanımlar olmadığını yaşamlar arasındaki bağın kopmaya hazır incelmiş bir ip olduğunu farketmiş, bildikleri arasında bir ipte iki cambazın oynayamadığıydı ve artık o kadar iyi palavra atmaya başlamış ki ne iki ne dört ipi cambaz doluvermiş. bir an cambazlarının dost yüzüne kanıp arkasını döndüğünde yere çakılmaktan ürkmüş, ama ne fayda ...
..ve şimdi yazmaya çalıştığı, sayfa sayfa, satır satır kitap içinde anlatmak istediği küçük hayallerin büyük oyuncusu oluvermiş farkında olmadan, ama yalnış gidenlerin yolları arasında kaybolmuş, attığı her kahkahayı bir damla gözyaşıyla ödemiş, söylediği her doğruyu sınav mantığı ile yanlışlarına kaptırmış ve hayattan alabildiği öğretileri azı fazlası ile kabullenmiş, artık zaman o nun için susmak zamanı, bunu da anlamıştır diyor kitabın en son sayfasında ve son noktayı da böyle koyuyor... **
işyerini ve ikametgahını ankaraya aldırmasını önerdiğimiz,istanbulda yaşayan fakat ankara zirvelerine ankaralılardan daha fazla katılarak acaba ankarada mı yaşıyor diye de düşünmekten geri kalmadığımız hızına ve performansına hayran kaldığımız sevimli yazar kişisi.
st antuan kilisesine hadi gezelim diyerek karar verdiğimiz sonra ya ben dilek dilicem diyip mum yakan dilek dileyen yazar. ama sonra bir adam bütün yakılan mumları çöp tenekesine atınca;
-lan bu mumlarımızı atıooo. şimdi anladım dileklerim neden olmuo?
-poaahahahahah . adam seni tikine saymadı. poahahaha
-bunlar demek ki sırf para için yapıyorlarmış.geri verin lan paramı ipneler.
-poahahahaahah
bari elalem gidince atın lan mumları. poahahahaha...
yazmayacaktım ama dayanamadım kusura bakma yazarı.**