"cihanda yok hiçbir nesne derdime deva" anlamına gelir. dinledikçe sarhoş eden insanın kalbine dokanan şarkı
sular serbest kaldıklarından beri
kaynaklarının dışında özgürce akarlar
yaseminler ağlamış
ve anlamıyorum neden senin de ağladığını kızım
neden gözlerin ıssız kalmış.
güzel bir öğleden sonra , zeytin ağaçları aldındayken hiç kimse,
hiç kimse seni nasıl sevdiğimi görmedi, nasıl sevdiğimi seni
ve şimdi zeytin ağaçları uyuyorlar, ama ben uyuyamiyorum.
dünyada kimse yok ki derdime derman olsun
senin gururun sayesinde açılan yarama
şimdi beni nasıl incittiğini anlayamiyorum
o kadar aşkı bana tattırdıktan sonra
dönüşünden sonra sana tüm şiirleri okumayı düşündüm,
aşk hakkında ve acı çekmek hakkında olanları,
bana geri döndüğünde kızım, seni öpücüklerimle kaplayacağım
ve uçacağız yukarılara, bulutların yavaşça estiği yukarılara
dudaklarım vucudunda yavaşça akıp gidecek, o kadar yavaş ki zaman anlamak için duracak
hiç bir şey ama hiç bir kimse derdime derman olamaz
onurun öyle bir yara açtı ki bende
beni o kadar büyük bir aşkla sevdikten sonra
nasıl yaralayabilir bir insan bir insani böylesine?
ilk dinlediğinizde anlamadan yakar, sonra hafiften sözleri ayırt etmeye başlarsınız daha da acıtır... en son dayanamayıp türkçe çevirisini okursunuz: hoppaa! merhaba gözyaşı damlası!
yasmin levy şarkılarının müptelası olan ben bu şarkının da müptelası olmuş durumdayım.
hani bir yerde duyarsınız bir şarkıyı çok hoşunuza gider mesela istiklal de yürürken mephisto'da ama içeri giripte dinlemeye çekinirsiniz (bana hep böyle oluyor). işte bende bu şarkıyı dinlediğimde her seferinde bu hisse kapılıyorum, şarkıya doymamak sanırım bunun adı.
tanımsı:
"hiç kimse seni nasıl sevdiğimi görmedi, nasıl sevdiğimi seni
ve şimdi zeytin ağaçları uyuyorlar, ama ben uyuyamiyorum"
uğruna ağlanılacak kadar temiz bir kalbi olan, benim için anlaşılmaz, tarif edilmez değeri olan bir yazar arkadaşım, dostum, her şeyim, hiçbir şeyim sayesinde dinlediğim, geceden mi, onun eşsiz güzelliğinden mi bilinmez, aşık olduğum, gözlerimin dolduğu şarkı.
ispanyolların kibariye'sinden ritmi ve acıyı en iyi şekilde harmanlayan hoş bir şarkı.kendimce çevirisi:
demek isterdim.
ama gram ispanyolca bilmediğimden 6 no.lu entryden okuyabilirsiniz.
içmeden sarhoş eden şarkı. ama içince daha güzel, içerken daha güzel. en güzeli de aşıkken... ama en iyi şekilde anlamak için aşk acısı çekmek gerekiyor sanıyorum. tatsız bir vedanın üstüne sınırsız no habra nadie en el mundo, mazoşistlikten ileri gelir başka bir şeyden değil.
buika' nın sesi kulağınıza çalındığında artık unuttum dediğiniz kapandığını zannettiğiniz yaralarınızın sızladığını hissettiğiniz içinde bulunduğunuz zaman dilimi içerisinden sizi söküp geçmişteki bir zamanlara götüren şarkı.
Hem akdeniz sahillerinde tatlı bir akşam üstünü, hem de sitemkar bir kadının geçmeyen acısını hatırlatır. Sapık gibi bir eşlik etme isteği uyandırır, ispanyolca bilen bir insan için fevkaladenin fevkinde bir histir, Buika' ya eşlik edebilmek. O kadar güzeldir ki bu şarkı, üç dakika sürmez sanki hemen bitiverir, bu sebepten arka arkaya beş altı kez dinlemeden doymazsınız.
Henüz dinlemeyen insanın her anini boşa harcadığıni hissettirir. Sanki yıllardır bu sarkiyi bekliyormusum gibi de düşünebilirsiniz. Haklısınız da. Fazla yorum yok dinleyen insan herşeyi daha iyi anlayacaktir.