evlenmemek için neden olan saçmalıklardandır. ne gerek var bu kadar şeye, evlenmek mi istedin, direkt nikah. uğraşmayacaksın isteme, söz, nişan, düğün. hayatı zorlaştırmalar, aile kaynaşmaları. ne gereksiz.
uzun tutulduğu taktirde iki aileyi birbirine düşüren zaman dilimdir. evet efendim. kısa olmalı. adamı veya kadını nasıl olsa evlenmeden tanıyamayacağına göre bırak 2- 3 ay nişanlı kal. en azından yüz göz olma.
sonun başlangıcıdır. bununla birlikte, hala geç kalmış sayılmazsın. ayrılmak istediğinde mahkeme ya da avukatın kapısına değil, nişanlıcığının kapısına dayanır, neyi var neyi yoksa * bırakırsın.ha yok, ayrılmak istemezsen sen bilirsin. *
oldukça zor bir dönemdir , gereksiz bir yığın adeti bu yaşam mücadelesinde önüne koyarlar , yapılamazsa başka yerlere çekilir.
hele izmirliysen toptan fıttırırsın , hergün bedavaya farklı hatunlarla cinsel ilişki kurabiliyorken bu kadar çile niye ? dersin kendi kendine.
bu yüzden izmir'de nazlı olması gereken kız değil erkektir.
güldüren dönemdir. kuzenimin nişanlısı abisi abisinin eşi falan hep birlikte gelmişler. bizim de aile kalabalık falan.
oldukça yapmacık konuşmalar beni istemsiz bi gülme krizine sokmuştur.
bazen bikaç saniyelik sessizlik oluşur ve aralarından biri oyy öyle işte der ve ben artık dayanamam dışarı atarım kendimi.
ahh keşke gizli kamera falan yerleştirseydim de izleyip izleyip gülseydim.
bu durumu gördükten sonra direk evlenmeye karar verdim. *
Oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
- Abi, ablam nişanlanıyor biliyorsun.
- Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
- Ben sana bir şey sormak istiyorum.
- Sor bakalım.
- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, "Eh evlenecekler işte" diyorlar; ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
- Hmmm. Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım.
- Dinliyorum.
- Diyelim ki Şubatta yarıyıl karnesini aldın, hepsini "pekiyi" getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve "Haziranda bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin" diyorlar. işte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin; ama binemiyorsun; o süreye "nişanlılık dönemi" deniyor.
- Haa, şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun, ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?
- Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!
On iki yaşındaki oğlan, on dört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
- Abi ablam yakında nişanlanıyor biliyorsun...
- Yaz sonu nikâh varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
- Ben sana bir şey sormak istiyorum...
- Söyle...
- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, 'Eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
- Hıııım... Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...
- Dinliyorum.
- Diyelim ki Şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve 'Haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. işte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.
-Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?
- Vallahi onu ben de tam olarak bilemiyorum; binmek kesin kes yasak da, galiba ziliyle miliyle oynayabiliyorsun!..
Kadınların kendi hemcinslerinin yüzünden erkeğe zindan ettikleri dönemdir. Çünkü ne istediklerini kendileri bilememektedirler. Olan da erkeğe olur.
Evet, erkek ucuzcudur. ama kısa sürede sonuca gitmek ister. Kadını kapatmak için değil, maddi sorumluluğun altında ezilmemek için.
Kadınlar ise genel olarak ellerindeki imkana bakmadan erkeğin karşısına şu olsun bu olsun, herşey tam olsun, eksik olmasın gibi kendilerinin bile inanmadıkları şeylerle gelirler ve erkeği kanser ederler.
Ve nişanlılık öyle bir evredir ki, yaşanana olumsuz şeylerden sonra erkek kendisine "ulan herhalde ben gerizekalıyım da göremedim" şeklinde sorar.
Bence doğru olan nikahtan evlenmektir ve eşya alırken minimalist takılmaktır.
Erkek tarafından; bu kız benim kimse alıcı gözüyle bakmasın. Aile tarafından; sevgilisi değil canım nişanlısıyla geziyo. Kız tarafından; ay hemen çeyiz hazırlamam lazım, diye düşünülen durumdur.
Çiftlerden başka herkes Söz sahibi sanar kendini bu dönemde.
Ve her aileden mutlaka aşırı bi densiz çıkar.
O eşyayı alma.
O ev bence mantıklı değil.
Düğün yapacagın mekan bence burası olmalı.
Kaynanan olacak kadın bence seni istemiyor.
Kızım bir kere olucak bu işler bu kadar pasif olmasana.
Ne sevgililik uzayacak ne söz ne nisan işleri. Hızlı hızlı işlerinizi halledip bir an önce dünyaevine girmeye bakın zaman kaybetmeyin yoksa çoğu kişinin kafası bulanıyor o sürelerde.
