selçuklu zamanından kalma kalesi mevcuttur. ayrıca pazarlarda bazı meyve ve sebzelere normalden farklı isimler kullanıldığına şahitliğim vardır. insanlarının genelde renkli gözlü olması çok dikkat çekicidir.
faruk nafiz Çamlıbelin han duvarları şiirinde
gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya
ulukışla yolundan orta anadoluya..
adı geçen ulukışlanın bağlı olduğu il.ayrıca 7 sene yaşadığım yer.
tarih boyunca Niğde etrafındaki iller kadar canlı olsada. osmanlı'nın son zamanları ve cumhuriyetin ilk yıllarında bu önemini yitirdi. bunun sebebi ulukisla ve niğde'nin önemli bir askeri dağıtım merkezi olması dolaysıyla orta anadolu'da düşmanla savaşan birkaç ilden biri olması. cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte konya, kayseri ve adana'nın hızlı gelişmesi ve ankara'nın başkent olması nedeniyle orta anadolunun tüm dengelerini değiştirmesi niğde'yi olumsuz etkiledi ve ikincil duruma düşürdü.
günümüzde niğde şehirleşememiş viran bir il görünümüdedir ki devlet planlama teşkılatı'nın son istatisliğine göre iller arasındaki şehirleşme sıralamasına göre 81 il arasında 79. sıradadır.
üniversite sayesinde bu durumdan kurtulmaya başlamasına rağman sürekli dışarıya göç vermesinin önüne bir türlü geçilememiştir. Bölge halkının başlıca geçin kaynağı tarım ve hayvancılıktır. sanayisi pek gelişme göstermemiştir.
ilçeleri:
altunhisar
bor
camardi
ciftlik
ulukisla ' dır
(bkz: nigde/#1928492)
efendim bundan 20-30 yıl kadar önce en fazla okur yazara sahip anadolu şehri idi. şehri yozlaştıran aldığı göçlerdir efendim! anneannemin gençken giydiklerini şimdi giymeye kalksak eve orduyla varırız. demem o ki; tıpkı istanbulun büyük bir köy olduğu gibi anadolu şehirleri de birer birer büyyütülme adı altında cosmopolit köylere çevrilmeye çalışılmaktadır. niğde de bundan nasibini fazlasıyla almaktadır!
bir sarsıntı, uyandım uzun süren uykudan;
geçiyordu araba yola benzer bir sudan
karşıda hisar gibi niğde yükseliyordu,
sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu; **
şehri begenmeyenler için önerim alaaddin camii ni gezmeleridir. ağustos ayında bulutsuz bir günde ve öglen saatlerinde gezilirse camiinin giriş kapısının işlemelerine gizlenmiş bayan silueti görülebilir. sorarım size dünyada platonik bir aşkın sanat eserinde ölümsüzleştirilmesine daha güzel bir örnek var mıdır.
poktan bir şehir. hatta şehir bile değil köy! bir tane üniversite var o kadar, zaten o üniversiteye de üniversite demek için değil 1000 30000 şahit gerek. içinde yaşayan gençlerin de birçoğu çakal.
edit: efendim niğde'nin tarihsel dokusuna laf yoktur. hititler'den tutun da roma imp.'e oradan da selçuklu ve osmanlı'ya kadar giden bir kültür katmanı vardır. eleştirimiz tarihi zenginliklerle dolu olan niğde değil, eleştirimiz medeniyet zengiliği içinde medeniyetisizlerin yaşadığı niğde'dir.
iç anadolu'nun en güzel şehri. 18 yılımın geçtiği,sülalemin yaşadığı, istanbul'a geldikten sonra kıymetini kavradığım, bağları ve bahçeleri ile ve tertemiz kokan meyveleriyle, kimisinin gezmeyi bilmediği için güzelim yerlerini hiç göremediği ve bilmediği, iç anadolu şehri. ve memleketimin diğer küçük şehirleri ile birlikte kapitalist düzenin hakim olmaya başlayıp, çokça marketlerin açılmaya başladığı; habire göç alıp, niğdelinin artık zar zor bulunabildiği ve aldığı göçlerden dolayı yozlaşan şehir.