duygulu anlardan biri diyerek tanım yapabilirim sanırım. zira benim için öyle olmuştu. deniz kenarında ağaçlıklar içinde bir yer. etrafta dışardan gelenlere uzaylı gibi bakan askerlerle karşılaşılıyor. sivil de olsan üst rütbeli biri geçince birden selam veresin geliyor ve hafiften bir tırsma hissiyatı beliriyor. çocuklarını, eşlerini, sevgililerini görmeye gelen insanlar var hep. askerlik mi? ne bileyim olm ben, ben kardeşimi ziyarete gitmiştim, hepsi o.
bir erkeğin hayatının en boktan günlerinin başladığı ilk adımdır, o cehenneme girersiniz ve aylar sonra psikolojisi bozulmuş bir insan olarak çıkarsınız.
22 ağustos 2007 saat 17:02 de attığım adımdır. koca 6. alay kapısında kimse yoktu.
içeriye girdim. arkadan kadrolu asker olduğunu sonradan anladığım bir asker geldi. çantanı ver dedı, aradı. bir odaya girdim üstüm arandı ve çıktığımda usta askerlerden biri aklınca şaka yapacak " asker sürün " diye bağırdı.
cevabım "süründüm de geldim" oldu... çünkü ne kadar yenı olsam da komutan denen adamın kolunda ya da omuzunda bir şeyler takılı olması gerektiğini biliyordum.
önceden saçlarımı kestirdiğim, kısa dönem olduğum ve hatırı sayılır birisi ile nizamiyeye geldiğim için atılan ilk adımın kolay olduğu ama sonrasının pek de öyle olmadığı adımdır. ilk bir saat güle oynaya geçti, çaylar içildi, sohbetler yapıldı ama ne zaman ki koğuşlara gidildi zaman durdu arkadaş.
akabinde içine gireceğiniz psikoloji ve fizyoloji için şöyle bir örnek verelim. o ilk adımdan sonra bünye öyle bir moda girer ki artık o mod ne ise 7 gün büyük abdestinizi yapmazsınız hatta o sürede bu aklınıza bile gelmez.