kötülükler ikiye ayrılmış.niyesini bildiklerimiz ve niyesini bilmediklerimiz.
nasılını filan karıştırmıyoruz bu arada.
bence bazı şeylerin niyesini bilmek çokta kolay değildir. mekan ve zaman olarak yaşıtlarıyla uyumsuz bir süreçten geçen bir çocuğun, gencin ve sonuçta yetişkinin. niye kötülük yaptığını anlamamız o kadar da kolay değil. çünkü kötülüğün sahiplenicisi o vakayı kötülük olarak idrak etmiyor ya da olay öncesinde sonuçlarının nereye varacağını tahayyül edemiyorsa bu o kişiyi tam manasıyla kötü kişi bile yapmaz.
diyelim ki avustralya da doğa yürüyüşü yaparken kayboldunuz. bir aborjin size saldırıp fotoğraf makinenizi ve yiyeceklerinizi aldı. bu aborjini kötü yapar mı? aborjin yaptığı eylemin kötü olduğunu düşünür mü?
kötülüğünün niyesi olur mu? hatta saldırıp sizi öldürdü. bu o nu kötü yapar mı?
hayır.
vahşi kapitalizmin mevcut olduğu neo-liberal sistemlerde. kötülüklerin de tanımlama biçimleri evrimleşmektedir.
dolayısıyla mesele bireysel olarak kötülük görmek ya da görmemek şekilsel olarak önemli değil yaralı stayla. ha illa görmek istiyorsan.
zaten şiddet eğilimli fonetik arketipimiz kötülüğün baskın gen olarak taşındığını uzunca yıllar soununda gösteriyor.
niyesi insan türünün evrimsel gelişiminde gizli.
beslenme, barınma, üreme ve tüketim biçimi.
her türün alfa bireyi mevcuttur. alfa bireyler neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verir. ve popülasyon bu
durumun sonuçlarına niyesini öğrenemeksizin katlanır.
ha bide niyesini bilmediğiniz iyilik var dimi. o na hiç girmeyelim çıkamayız amk.
iyi insanları tek seferde kötüye çeviren acımasız olay.
Kısmına istinaden ekliyeyim:
(bkz: kötü olmak için sebep arama)
Ne acılar çekiyor insanlar kişiliklerinden ödün vermiyorlar.
Bununla beraber insan doğasının ürünü maalesef kötülük.
Bir sonraki insanlık seviyesinde şevkat olması dileklerimle.