benim anladiklarim:
-evlilikte tek es esastir. ancak istisnai durumlarda, esin rizasiyla ve butun eslere ayni sevgi ilgi gosterilerek baska es/ler alinabilir.
-zina kotudur. yapmayiniz. tobe edeni allah bagislar, kinamayiniz.
-allah cok merhametli, bagislayici ve affedicidir. basiniza gelen iyi her sey allah tan, kotu her sey kendinizdendir.
yil 2009. eski esimle sevgiliyiz. o isyerinde sadece iki kisi, o ve nisa adinda evli bir kiz. kizi arabayla evine birakmalar, almalar, bana soguk yapmalar. anladim, flort ediyorlar. o donem o kadar uzgundum ki. sonra eski esimi baska bir subeye transfer ettiler de konu kapandi.
bu erkek milleti atsan atilmaz, satsan satilmaz. onlarla olmuyor. onlarsiz hic olmuyor.
bendeki kuran'ı kerim'de nisa suresi'nin başında şöyle yazıyor:
surenin tek ismi vardır, o da kadınlar manasına gelen en-nisa'dır. ...
kuran-ı kerim'de kadınlar adlı bir surenin bulunması, onlar için bir onurlandırma, daha önce hep ikinci planda tutulmuş ve hakları verilmemiş kadınlarla ilgili -büyük ölçüde Medine döneminde gerçekleştirilen- inkilabın bir sembolü ve işareti olarak da değerlendirilebilir.
Rootz adlı Saint Benoit mezunu arkadaşımız bize bu okulun başarısız bir okul olduğunu mu anlatmaya çalışıyor gizliden anlamadım. inkar edenlerden bahsedilen ayette onların hicret etmeleri gerektiği sonucunu çıkarmış. Abicim hicret edecek olanlar müslümanlar. inkar edenler zaten inkar ediyor ne hicreti. Ve inkar edenlerin öldürülmesi de savaş halindeykendir ancak. Allah başka ayette bunu anlatıyor zaten.
Hicretten sonra da bir müslümanın, müslümanlarla o anda savaş halinde olan inkarcılara katılması zaten kendisinin de savaş pozisyonuna geçmesi anlamına geliyor. Çünkü hicret zaten ölümden Medine'ye kaçış. Kaçmasalar hepsi öldürüleceklerdi.
Münafıkların öldürülmesinden bahseden yüce allahı yerenlerin şu haline de bir bak hele sen. Niye? Çünkü Cevabı aşağıda;
--spoiler--
"Kimse Meryem'e Tanrı'nın annesi demesin, çünkü Meryem sadece bir insandı" diyen istanbul Piskoposu Nestorius ise 431 senesinde afaroz edildi.
Roma Kilisesi teslisi tüm Hristiyan Topluluklara kabul ettirebilmek için bu unsurlarla yüzyıllarca mücadele etmiş ve bazen afarozlar, büyük kıyımlar ve katliamlar uygulamıştır..
Vatikan'ın en güçlü olduğu coğrafya ve tarihlerde Sosyanistler (Lelio ve Fausto Socianus'un kurduğu akım) Yeni Ahid'i Katolik sınırlamalarından kurtularak okuma yoluna giderek Tevhid(Allah'ın Birliği) inancını benimsemişlerdi. 16'ıncı yüzyılda başlayan bu hareket bir asır kadar sonra 1638'de topluluk üyeleri diri diri yakılarak feci şekilde ortadan kaldırılmıştır.
Daha önceleri (1553) Tevhidi ve iznik Konsülü öncesi kaynaklara dönülmesi gerektiğini, bu konsül ile Gerçek Hristiyanlığın bozulmaya uğradığını açıkça savunan bir entellektüel yazar olan Michael Servetus'un da akıbeti aynı olmuştu.
Üniteryenler 18. ve 19. yüzyılda özellikle de Anglosakson dünyasında etkili oldular. Önce ingiltere'de sonra da ABD'de Üniteryen Kiliseler kuruldu. Üniteryen ve Üniversalist Kiliseleri 1961 yılında birleşti. The New Catholic Enycyclopedia, Üniteryen Kiliselerin ortak inanışlarını şöyle özetlemişti:
«Hz.isa Tanrı'nın biricik Oğlu ve Kurtarıcı değil, ama Yahudi peygamberleri gibi bir peygamberdir. Dolayısiyle bugünkü haliyle yani geleneksel Hıristiyanlık "Hz.isa'nın dini" ile değiştirilmelidir.»
Roma-Pavlus Kilisesi'nin tehdit, yasaklama ve kıyımlarına geçmişte maruz bırakılan ve tevhidi savunan Barnabas incili gibi metinler, kişiler, topluluk ve mezhepler Hristiyan Dünyasının, başından bugüne tüm Hristiyan tarihi boyunca hep bir gerçeği olmuştur.
Hicretten sonra Medine'de nazil olmuştur, 176 (yüzyetmişaltı) ayettir. "Nisa" kadınlar demektir. Bu surede daha çok kadından, cemiyet içinde kadınların hukuki ve içtimai yer ve değerlerinden bahsedildiği için adına "Nisa" denmiştir.
ayrıca yeminlerinizin/anlaşmalarınızın hak sahibi oldukları hariç, evli kadınlar... bunlar, allah'ın üzerinize farz kıldığı yasalardır. bunların dışındakiler, iffetli yaşamanız, zina etmemeniz ve mehirleriyle istemeniz koşuluyla size helaldir. onlardan hoşlandıklarınıza, bir farz olarak mehirlerini ödeyin. bu farzı yerine getirirken mehri ayarlamak için karşılıklı anlaşmanızda bir sakınca yoktur. allah bilendir, bilgedir. 24. Ayet budur. Sapıtmamak gerekir
kadın dövün diyen bir ayeti vardı bunun tam bilmiyorum. ama genelde onu demezler.
kadın dövülmesi gereken bir canlı değildir, bunu 21 yy da halen daha anlmayıp arapların kendi algısıyla yazdığı şeylere inanıyorsunuz. bu düzelmesi gereken bir yanlıştır.
millet uzaya çıkıyor biz halen daha kadını nasıl dövmeliyiz onu tartışıyoruz.
islamin kadina bakisini , kadinin yerini acikca anlatan sure dir.
Çağdaş toplumlarda kadina verilmeyen değer islam da Verilmiş ve kadinin Yaratilis gayesinin ne denli yüce olduğu apacik sunulmuştur.
"Kendilerine Kitaptan bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar. " 44. ayetinde günümüz dünyasının değişimi ne güzel anlatmış. öyle dindar birisi değilim ama bazen açıp okuyorum merak uyandıran bir yeri. bu ayeti görünce tarif edemediğim ama bildiğim bir şeyin karşılığını buldum.
kadının "itaat" etmemesi durumunda, erkekleri "cinsel boykot"a davet eden sure. güler misin, ağlar mısın. yanındaki dayak seçeneğine de bakılırsa, büyük çoğunluk cinsel boykottansa dayak opsiyonunu kullanacaktır muhtemelen.
kadınları dövme kısmının 'hafifçe dövülecek' diye yutturulmaya çalışılan ayette var burada. şimdi asıl sorun şu ki hafifçe dövmek nedir ? hafifçe dövünce düzeleceğine hangi aptal inanabilir. diyelim ki aldattı. sen de dövdün. o sırada şiddetini nasıl ayarlayacaksın. hadi bunu geçtim bir kadın bu ayetleri nasıl savunabiliyor. dayak yemek hoşlarına gidiyorsa sorun yok tabi.
ayrıca miras bölüşüm de bu surede. burada da net şekilde kadınlar ikici sınıftır. mirastan az pay alır. ama yine de hem de kadınlar tarafından savunulmaya devam ediliyor. ben erkek olarak bu ayetleri kabul etmiyorken bir kadın nasıl körü körüne sahip çıkabiliyor. kendi cinslerine saygısı olmayan insanların inanabileceği bir sure diye düşünüyorum.
