Sallanan sandalyeye benzemek senin suçun
Salına salına bir ileri bir geri mahmure zamana inat
Kollarını yana açık bırak belki bir gün sana sarılan biri olur
Anım saati yaklaştı deyip hüzünlü gülümsemeni o fotoğraftaki anıyla karıştırıp
Kırışık ellerini birbirinden ayırt etmeden dalıp gidişin
Neden karla karışık yoldaki kayıp izi arayan çocukluğunu anımsattı?
(Ve gözlerini yavaşça yumsan ölümü hiç düşünmeden)
içeriye giren o ağustos rüzgarı değil artık
Agustos ne demişti hani; "insan ölüme yakın Allah'a uzak"
Ve bu sözü yeniden unut,
Dut ağacından düşdüğün gün babanın elinden tuttuğun gibi yine tut
Ve yürü git geriye kalanlar kimin umrundaymış gibi...