nilay özer'in $iiri, enkazların üzerine yapılmı$ betonarme binalar gibidir. oradan sıcak ve soğuk sular geçer, oradan, kısılmı$ gözlerde kasılı kalmı$ esrik hülyalar ve yalanlar; yalanların e$iğinde sahte gerçekler ve engizisyon mahkûmu bedenlerin mitik hikayeleri geçer.
Kendisini dinlerken sesinin ahenginde kendimi kaybediyorum. O kadar fikir sahibi biri ki seni onunla beraber düşünmeye teşvik ediyor ve bunu kışkırtıcı bir şekilde yapıyor. Meydan okur gibi düşünüyor. Bazen düşüncelerimin sesi oluyor,şok oluyorum. Bazen düşünmediklerimi anlatıyor, beni yeni bir diyara sokuyor. Bunu bana özel olarak da yapmıyor. Hayır, derste kendi kendine konuşurken yapıyor. O kadar farklı bir hoca ki Bir daha ondan ders alamayacak olmam üzücü. ikinci Annem olmasını nasıl isterdim. Kızını anlatıyor bazen bize. O kadar kıskanıyorum ki bir annenin bu içten sevgisini. Çok farklı seviyor kızını. Neyse benim gözümde nasıl büyük bir tahta sahip oldu anlatamam size. Kendisiyle en sevdiği yazarla ilk defa konuşacak, tanışacak bir okur gibi konuşuyorum her seferinde. Sesim titriyor, kekeliyorum, kelimeleri unutuyorum. Her ne kadar sair ruhlu biri olsa da bir romanının çıkmasını çok isterdim.
Edit: Özne yüklem uyuşmazlığı