nikolay ilminskiy

entry1 galeri0
    1.
  1. günümüz orta asya türk dünyasını parçalanmasının teoristi, türkolog.

    --spoiler--

    Nikolay ivanoviç ilminskiy (1822-1891) hep tartışmalı bir kişilik oldu ve tartışmalı bir kişilik olarak da kaldı. Bir rahibin oğlu olarak Penza‟da doğan ve misyonerlik eğitimi alan ilminskiy, Kazan ilahiyat Akademisi'nde görev yapan bir Türkolog idi ve ününü en çok Rus imparatorluğu sınırları içinde yaşayan Rus olmayan halklar (norodtsy) için geliştirdiği eğitim sistemi ile kazandı. ilminskiy‟in temel amacı, bu yerli halkların yerel dillerinde bir Ortodoks Hristiyan kültürü yaratmaktı. ilminskiy‟in çalışmalarına iki prensip rehberlik etmiştir: birincisi, yerlilere kendi dillerini öğretmek (Tatar metinlerinin Kiril alfabesinde okunmasına yönelik bir fonetik yöntem geliĢtirmiĢtir); ve ikinci olarak, yerli öğretmenleri ve yerli Ortodoks rahipleri eğitmek. Vasiliy Skvortsov (1859-1932) gibi bazı Ortodokslar, onu Ortodoksluğu Müslüman, mutaassıp tarikatçılar, Budist ve animistik propagandanın saldırılarına karşı savunan gerçek bir Hristiyan olarak anlatmaktadır. Kazanlı Başpiskopos Afanasiy (Sokolov) (1856-1866 yılları arasında bu pozisyonda bulunmuştur) gibi diğerleri de onu islam‟a ve yerel kültürlere karĢı sempatik davranmasından dolayı kınamaktaydılar.
    Sağ kanattaki Rus milliyetçiler onu ulusal ve dini ayrılıkçılığın savunucusu olarak nitelemekteydiler. Öte yandan, Ravil Nafigov gibi çağdaĢ, milliyetçi Tatar tarihçiler ise onu tehlikeli bir Ruslaştırıcı olarak görmekteydiler.
    ilminskiynin bu kadar farklı tepkilere neden yol açtığını anlamak zor değildir. ilminskiy sadece yerli halkları eğitmek ve onların dillerine ait yazı karakterini değiştirmekle kalmayıp, aynı zamanda devletin de kendi dönemindeki eğitim ve milli politikalarını şekillendirmiştir. Özellikle, ilminskiy‟in Hıristiyan idealleri ile onun resmen islam'ı kabul etmiş olan Ortodoks Tatarlara (aynı zamanda KriaĢenler olarak da bilinmektedirler) karşı izlediği politikayı uzlaştırmak gerçekten de kolay bir iĢ değildir. Bir taraftan, bir misyoner olarak o yerel halkın cebren ya da rüşvet ile din değiştirmelerini sağlamaya yönelik yaygın uygulamaları telin etmekteydi. Öte taraftan ise, aynı kişii, ihtida edenlerin liderlerinin -ki bunlar gerçekten dini yaşayan Müslümanlar olsa bile- Sibiryaya sürülmeleri konusunda devlet yetkililerine çağrıda bulunmaktaydı. Kutsal Sinod'un Vekili Konstantin Pobedonostsev‟in (1880-1905 yılları arasında bu görevde bulunmuştur) desteğiyle, bazı yerel yetkililerin merhamet göstermesi için kendisine başvurmasına rağmen, Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçen mürtediler için bir rahatlama sağlayacak kanuni düzenlemeleri engellemeyi başarmıştır.
    Rusya Federasyonu içinde resmen egemen bir devlet olan Tataristan‟da, ilminskiy‟in bir Ruslaştırma ajanı mı yoksa küçük ulusların bir koruyucusu mu olduğuna yönelik bu eski tartışma 2782 de yeniden ortaya çıkmıştır. Çağdaş “Müslüman” Tatar tarihçiler Ġl‟minskiy‟i bir Rus emperyalist olarak kınarken, Ortodoks Tatarlar bu misyoneri kendilerini aydınlatan kiĢi olarak savunmaktadırlar. Basın dünyası ve
    akademik dünyada, misyonerlerin Kriaien toplumunun pekişmesinde oynadıkları rol siyasi bir mesele olmuştur.
    ilminskiy‟in tarihselliği ve onun eğitim sistemi dört döneme ayrılmaktadır. Devrimden önce, Ġl‟minskiy‟in talebeleri hocalarını idealize etmişler; onu solcu seküleristler ve sağ kanat Rus milliyetçilerinin saldırılarına karşı savunmuşlardır. 1920 ler ve 1930larda, Sovyet tarihçiler ilminskiyi gericilikle ve imparatorluğun ulusal azınlıklarına baskı kurulmasına yardım eden bir emperyalist olmakla suçlamış ve kınamışlardır. Stalin döneminin sonlarında, Sovyet tarihçiler ilminskiy‟in rolünü bir pedagog olarak yeniden ele alarak değerlendirmişlerdir, çünkü Sovyet milletler siyaseti, Rus olmayan azınlıklar için birer Kiril alfabesinin yaratılması gibi ilminskiynin pek çok stratejisini benimsemiştir. Kuruşçev (1953-1964) ve Brejnev (1964-1982) rejimleri sırasında, Sovyet bilim adamları ilminskiynin çalışmalarını olumlu değerlendirmeye açık olmuşlardır. Bununla birlikte, Alexandre Benningsen (1912-1988) gibi Batılı tarihçiler ise, bu Rus Misyonerinin Sovyet kültürel emperyalizminin temellerini attığını düşünmektedir. Sovyetler sonrası dönemde ise, ilminskiy, Tatar kültürünün dünü ve geleceği üzerine yapılan tartışmalarda bir kez daha odak haline gelmiştir.

    kaynak : Türkler Ansiklopedisi

    --spoiler--
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük