sabah bakkala gittim. bir yoğurt alayım dedim. bakkalda bir tavırlar, bir yavşaklık... "nedir?" dedim. "aman hocam göl hiç maya tutar mı?" demesin mi? eeee nasrettin hoca bu durur mu, yapıştırmış cevabı. "ulan" demiş "gittiğime sevindin de döndüğüme neden sevinmedin?".. eeee bakkal bu durur mu, yapıştırmış cevabı. "ulan" demiş "kelin memesi olsa, tencereye sıvazlattırırdı". eeee tencere bu durur mu, yapıştırmış kapağı nasreddinin ağzına. eee nasreddin hocanın ağzı da boru değil. kımıl kımıl kıvranıyor cevap vermek için. "ulan" demiş. bütün köy yerlere yatmış gülmekten. hepsi sırtına almış nasrettini kırmızı başlıklı kızınan evlenmeye götürmüşler. eee kızmızı başlıklı kız bu durur mu? çıkarıvermiş donunu. eeee köy ahalisi de bunu bekliyormuş zaten. eeee kurtta gelmiş.
yine sildirmiş kendini.. yok neymiş sözlük bombokmuş, sahibi bile umursamıyormuş, hepimizden nefret ediyormuş, sanal dünya artık ona boğucu gelmeye başlamış, artık yaşamaya başlayacak, daha önce hiç edinmediği tecrübeler edinecek, kırlarda koşacak, sincaplarla kucaklaşacak, gökyüzüne zıplayıp güneşe değecekmiş felan filan.. aynı laflar işte..
ben bu kadar kıl adam görmedim arkadaş.. giderayak pulp fiction'u, beni ve deep'i devamlı eksi oyladığını, morganize işler'i de devamlı artı oyladığını itiraf etti.. kesin ekşi'de hesap buldu da karizma peşinde buralarda..
döner belki sıkılınca.. işallah döner.. dönene kadar kendisine şu şiiri armağan ediyorum:
git, kendini çok özlettirmeden,
ye, biberi çok közlettirmeden..
biraz önce baktım 11.413 yazar varmış bu sözlükte. zall'ın feyklerinide saymazsak en az 5000'dir bu rakam. bunca adam arasında onlarca iyi yazar çıkmasını bekliyor tabii insan ama bu ortamda bu işler böyle yürümüyor.
bu başlığa ne diye bunları yazıyorsun totoş derseniz. diyeceğim o dur ki nikim yok benim olsun, rapper ninja olsun, hoşaf olsun. bu adamların kıymetini bilin ciddiyim. her akşam birini yemeğe alın, ne bileyim bayramlarda ziyaretlerine gidin. paran var mı sen genç adamsın deyip cebine 3-5 sıkıştırın bir şeyler. yoksa çoook ''ehehe fener cincona çakar.'' veya ''sabri'yi ben bakkala maltepe almaya bile göndermem.'' şakalarını görürsünüz buralarda. sözlük sadece geyik yapılan yer mi yumicik dediğinizi duyar gibiyim. evet hepinizi ayrı ayrı dinletiyorum. değil tabi ama ben rte sövecek adam her yerde buluyorum. anlamsız futbol kavgasını dinleyecek olsam camii kahvesine giderim. testesteron adamları saymıyorum bile dikkat ettiysen. buradan tek gitmeyecek zall olduğundan sizi uyarmak istedim. önleminizi alın. buraya güzel slogan bulurduk ama vakit kalmadı.
bunları yazmasam gözlerim açık giderdim hafız. hoş yine de açık gidiyorum ya.
not: sevgili nikim yok benim, bana attığın silkmede 1, koparmada 1 toplamda 2 olan mesajlarını ileri düzey zontalık teknikleri kullanarak cevap verdiğim içim ayrıca içim içimi yiyor. garip bir heyecan oldu anlamadım. bir sen bir de akşamları serviste yanıma oturan kıza karşı böyle oluyorum ama kızın durumu daha kötü. ona van minüt şakası bile yaptım. genel müdürün yeğeni çıkması ayrı bir güzellik oldu benim için. aga sen yaz oylayamasamda tavsiye ederim ne bileyim. toplayıp ''fw:nikim yok benim çoook komik. adamın niki bile komik yazıları okuyunca ne yapacaksınız ben bile bilmiyorum.'' tarzı mailler yollayabilirim.
yani aslında ben bu tür şeylere inanmam. banada bir avukat arkadaşım söyledi.
hacı, ben yaklaşık 14 ay önce buraya üye olduğumda karma denen olay yoktu daha. güzel güzel yazar, okur, oylar geçerdik. sonra bi gün karma uygulaması konuldu. neymiş bu lan diye bakarken fark ettim ki, en yüksek üçüncü karma puanı benimkisiymiş. vay be dedim, çok entry girdiğimdendir dedim. zira hayvanlar gibi entry giriyordum...
neyse, karmadan sonra bi eksilenmeler filan baş gösterdi. göz önüne çıkmış mı olduk, bilemiyorum. durduk yerde seri eksi fırtınaları.. ne bileyim hacı, hiç gerek yok bunlara aslında. karma bokuna huzurumuz bozuldu gibime geliyor. uzun bi süredir de, düzenli olarak hemen her entryme anında eksiler gelmeye başladı. böyle olunca da yazası gelmiyor insanın. her yazdığını daha 5 saniye geçmeden eksileyip 'ahahahaa, seni ipnee' diye tatmin olan tiplerin varlığı soğutuyor harbiden.
hiç olmayaydı karma da, efendi efendi yazıp okumaya devam edeydik. bi yarış içine sokulmayaydık. karması yüksek olanlar 'popülist, yavşak, geniş çevreli tipler' olarak boklanmayaydı. hiç sevemedim ben bunu.
daha önce defalarca bırakmaya, hesabımı sildirmeye kalkıştım ama, olmadı. geri döndüm tilki gibi. zira, çok sevdiğim, okumaktan büyük keyf aldığım yazarlar var burda. ama dışardan okurum nolacak. ehe ehe...
hacı, yemişim karmasını, eksici hasta manyakları (küçük kız küfürü gibi oldu lan. pis!), acayip başlıklarını, tayyipçilerini/anti tayyipçilerini, ateistlerini/dincilerini, şucularını/bucularını... kaçarım ben. ve bu kez 'ehe ehe, ben geldim lan' diye dönmem geri. vendetta'yı, domain'i, deatly'yi, benjcev'i, jadeh'i, pulp fiction'ı, deep'i, montajelemanı'nı filan okumak için hayaletim buralarda dolaşacak ama.
sana gitme demeyeceğim ama gitme nikim yok benim..(madem gece programında şiir okuyan dj modunda girdin ben de canlı yayına bağlanan aptal aşığım alüminyum. bu şarkıyı tüm sevdiklerime gelsin)
bazen bıktırıyor sözlük ki aslında bıktıran bu cansız garibim değil, insanı. iyi yazanlar tabiri caizse bir dikenli tel örmüş, kendi çevresini yaratmış durumda, yaşayıp gidiyoruz vesselam, benim gözlemlediğim bu. git ama geri dönmecesine git, seni burada bekliyor olacağım(canlı yayında telefonu bi türlü kapatmayan kene)
orta 1'de evden kaçtıydım. ergeniz ya, asiyiz, serseriyiz ya. iki saat sonra döndüm kapıda bekliyorum, bizim ihtiyar sesi mi duydu nördüyse, açtı kapıyı, geri suratıma kapattı. inat mıdır nedir, mantar fırınlamış o akşam da, tv'den hababam sınıfı melodisi yükselmekte. her hadisenin benzeri hikaye anlatmak alışkanlığı babamdan kaldı bana.
sabah çaldı telefonum. karşımdaki gizemli bir ses:
o değil de ne yaladın be birader. tükürdüğünü. ibretle izledim. kibrit-i alem olsun deyu toplayacam tanıdık tanımadık kim varısa eve, gelin la gelin yüzsüz görümlüğü var bizim evde hesabı..
(#5380132) harbiden ne kötü bi yermiş lan. bi anda mı böyle oldu yoksa zaten böyleydi de benim gözümdeki perde mi bi anda kalktı bilemem. lakin bildiğim tek şey, bana göre olmadığı. ehe ehe, değişen benimdir belki. olmadık şeylere sinirleniyorum. olanlar sözlüğün sahibinin zerrece skinde değilken ben ne diye bu kadar çok takıyorum ki kafama? bu nickaltını okuyanlar sözlükle aramdaki 'hep kavga edip ayrılan ama ayrı kalamayan sevgili' tribini açıkça görebilir.
- çok değiştin artık necla! orspu gibi bişey oldun iyice!
+ e sktir git o zaman bülent. zorla mı tutuyorum seni burda!
- ...
+ elini götümden çeker misin lütfen!
lan harbi yazık ya. bu kadar insanın takip ettiği, ulusal kanallarda/gazetelerde defalarca ismi zikredilen bi site böyle kasaba belediye başkanlığı gibi yönetilmemeli! burada, taşak bakımından ekşi'dekilerle itü'dekilerle yarışacak çok yazar var(dı). ama fırsat kaçıyor aga. eli yüzü düzgün bi sözlük olma fırsatı kaçıyor! 'yıldız adayı' diye lanse edilen ama istanbul gecelerinde kaybolup kendini anadolu kulüplerinde bulan 'yetenekli ama çalışmıyor' topçusu oluyorsun yavaş yavaş.
biraz önce kaktım 11.413 yazar varmış bu sözlükte. zall'ın feyklerinide baymazsak en az iso 9001'dir bu rakam. bunca madam arasında tonlarca iyi yazar çıkmasını kekliyor tabii insan ama bu oltamda bu şişler böyle yürümüyor.
bu başlığa ne diye bunları yazıyorsun totoş derseniz. diyeceğim o dur ki ahmet yıldız ölmedi olsun, bluevelve olsun, ntv muhabiri olsun. bu adamların kıymetini bilin ciddiyim. her akşam birini yemeğe alın, ne bileyim kolalarına ilaç katın. bayramlarda gözlerinin önünde şeker yiyin onlara vermeyin. entryinin bundan sonrasını okunmayacağını tahmin ederekten; van basten zamanında ne topçuydu öyle ya. rusya'ya o zamanlar daha dağılmamış sovyetler birliği olarak geçiyor adı. işte o sovyetler girliğine attığı bir vole vardır avrupa şampiyonasında insan olan atamaz. öyle büyük topçuydu kendisi. okudunuz mulan burayı doğruyu söyleyin lan. mesaj falan atın inanmam lan. zannetmiyorum ama öyle olsun. işte dedğim gibi maradona öyle büyük bir topçydu zamanında.
not: sevgili nikim yok benim, şimdi farkına vardom. yukarıda yazdığım nicklerin arasında senin nikin yok. e yadırgamazsın artık nickinle uyumlu oldu. bana attığın çekiç atmada 1, gülle atmada 1 toplamda 3 mesajın varya atıp lan küfür yazmışın şimdi farkettim. ayıp lan yakışıyor mu senin gibi güzel nickli birisine.aga sen yaz oynayamasamda tasfiye ederim ne bileyim.
yani aslında ben bu tür şeylere abanmam teknik vururum. bana da bir futbolcu arkadaşım söyledi.
sabah bakkala gittim. bir sabah, bir akşam alayım dedim. ''sabah eline, akşam ağzına alırsın'' diye cevap verdi bana... seviyesiz bakkal... çıktım oradan, kahveye gittim. abi bana bi çay verir misin dedim. biz burda çay isteyenleri sevmeyiz dostum, içeceksen kola iç ayran iç cebimize para girsin dedi. ordan da çıktım...terbiyesiz kahveci...
pederi aradım. ''pazar günü seni klisede göremedim deatly'' dedi. ''tanrı şahidimdir ki kutsal kasenin peşindeydim peder'' dedim. güldü ve telefonu yüzüme kapattı. bunda gülünecek ne varsa? ardı sıra ev sahibi aradı, ''yılı doldurduk, kiraya zam yapalım'' dedi. üzüldüm, ağladım...kaltak ev sahibi...
tekrar bakkala döndüm. bir nutella alıp eve çıktım. aldım elime çay kaşığını, nutellamı yedim. sonra ishal oldum, tuvaletten çıkamadım. meğer bakkal tarihi geçmiş nutella kakalamış bana..ibnetör bakkal.. neyse, işte o an, ishalden dötümün parçalandığı an sadece şunu düşündüm:
''nikim yok benim sözlüğe bi daha yazmam dedi ama yazdı. yüzsüzlüğe bak sen. tühhh...zooortttt...ohhhhh..''
yok domain "gidersen ben de giderim" demiş de, yok "gidiyorum entrysini silmeyeceğim"miş de, yok "zenci erkeklerin kulaklarımı yalamalarından çok hoşlanıyorum"muş da.
yüzüm güldü sayende
icim huzurla doldu kaderimde
yazan ask sonunda beni buldu
hosgeldin yar yüregime
bosver bee elalem ne-der-se-de-sin hadi hadi hadi hadi hadiiii hadi lilililili hadi lililili hadi lililili hadi lililili