yarasına tuz basılarak telef edilesice bir mendeburun, kaldıramayacağı taşı, bağrına basmaya kalkmasıyla işlediği vukuat.
başkasıyla evlenecek olan sevdiği kadından, nikah masası adlı şarkının 'nikahına beni çağır sevgilim, istersen şahidin olurum senin' dizelerinin gerçekleşmesini isteyen bu duygusal adam, aklınca güçlü ve olgun bir duruş sergileyecek, mağrur edayla sevdiğinin ne kaçırdığını son ana kadar görmesini sağlayacaktı. kadın tereddüt etmekle beraber basireti bağlanmış, adamın son dileği olduğu için kabul etmişti.
nikah masasında kadın tarafından şahit yapılıp, soranlara eski bir tanıdık denilen adam, nikah memurunun imza için defteri uzatmasıyla isyanına daha fazla gem vuramamış, ayağa kalkarak 'ben yalancı şahidim' diye haykırmıştı. gözyaşları sel olan adam kadına dönerek 'DAYANMAK ÇOK ZORMUŞ BÖYLE SEViNCE, SANA MUTLULUKLAR SÖZÜM KARDEŞÇE' diyerek salonu koşarak terk etmişti.
yaptığı bu beyinsizlikten sonra, duygusal yapısının dinlediği müziklerden fazlasıyla etkilendiğini düşünen ve artık duygusal olmak istemeyen bu adam, haleti ruhiyesi değişsin diye şimdi slayer, exodus, sepultura falan dinliyor.