ahlaksızlıkmış evlenelim tanımadan birbirimizi mutsuz olup ayrılalım tabi işin içine nikah olunca herşey daha namuslu değil mi iki aya bi boşanalım çıkalım saçma sapan programlara koca arıyalım insanlarda ki namus anlayışını anlamakta zorlanıyorum artık. madem o kadar ahlaklısın orda koca aramak gelenleri değerlendirmekte neyin nesi herşey önce evin var mı araban var mı sorular sormak niye o zaman kenidini mesleğine arabasına evine satmıyor musun sen?
artık ağlanacak halimize gülüyorum.
toplumun büyük bir kesiminin gözünde öyledir. ve nikahsız birlikte yaşanabilecek erkek sadece elinin kiri ile uğraşırken birlikte yaşadığı kadın alnının kiri ile uğraşacaktır.
böyle bir toplumsal adalet söz konusudur işte...
şimdi buralar dolar, vay efendim bu ne zihniyet, kadına böyle bakış açısı olur mu falan filan diye.
önce derin bir nefes alın, soluklanın ve dürüstçe kendinize cevap verin. sizin ailenizden biri için, belki ablanız, belki kardeşiniz, belki kuzeniniz için, bir adam çıkıp gelse dese, ben bunla yaşamak istiyorum ama nikah falan düşünmüyorum.
kadınlara her fırsatta motor, orospu, kaltak yaftası takmaya konuşlanmış sik beyinli yaratıklardan daha iyisi zaten beklenemez. anca böyle laflarla ego tatmini yolunu seçerler.
bu kadar boku cikarilinca böyle olacagi daha en basindan belli olan, turk tv lerinin reyting ugruna seref ar namus vb. herseyi ayaklar altina aldigini bir kez daha kanitlayan, ayni zamanda buna ortak olan insanlarin da zekasina ayna tutabilecek durumun üzerine söylenmis cümlecik.
kimsenin hayatı ve tercihleri, diğer insanları bağlamaz. böyle bir karar veren kadına da kimsenin, orospu veya bu tür bir yakıştırma yapma hakkı yoktur.
ablası annesi vs. gibi vicdan muhasebesi yaptıran sözleri gerek yoktur. bir kere benim ablamın vs orda ne işi var. oradaki insanların zihniyet hep aynı kadınlar evlenince kendini kurtuldum diyor nasıl bir kurtulmaksa! erkelerde yapacak kadın arıyor. olay bu kadar basit. kadınlarımız evlenmek kurtulmaktır kocan getirir senin karnın doyar ama hergün aşalanırsın dayak yersin insan içine çıkamazsın hakkın yoktur ama karnın doyar. yaşamak sadece karın tokluğuna yaşamak değildir. bunu anlamaları lazım o küçüçük beyinleri olan insanları. namuslu ayaklarına yatıpta gizli saklı yerlerde hayvana bile tenezül eden bi toplumumuz var bizim ne acı ki.
ablan annen vs saçma şeyleri bırakalım sorgulayacak daha önemli şeyler var zanmımca. onuru, namus anlayışımızı bi gözden geçirelim yoksa daha çok ağlarlar.
icinde yaşadıkça absürd hallere alışıyoruz ama şöyle bir uzaklaşıp baksak kendimize, biraz kuşbakışı hani, kimbilir ne kadar sarsacak bu zavallı hallerimiz bizi.
Aslında sokakta, evindeki insan değil, ama sonuçta bir ulkenin en çok seyredilen kanallarindaki durum o ülkenin aynasıdır da. Maalesef akla hayale gelmeyecek traji-komik durumlarla zamanları işgal eden, belli ki izlendigi için de mantar gibi çoğalan, ama aslında komedi programından farksız programlar... kendine başkalarının derdini dert eden ve hatta kendi hayatlarını insanlık için feda edenler ne yazık ki vitrine çıkanlar ve zihinleri kirleten bu saçmalıklar...
sadece imza üzerine kurulu ama birbirinden çok uzak; aynı evin içinde "biz" değil; sen-ben kavgaları yaşanan, sadece resmiyette bağlayıcılık, ancak çok uzak mesafeler sözkonusu evliliklere şahit olunduğunda imzanın bir önemi kalmıyor ... "aile" gibi kutsal bir oluşum için de elbette gerekli... sen-ben değil, "biz" olabilmek meselesi... "biz" olabilmek için öncelikle ruh, yürek, aynı frekanslarda olabilmek, daha sonra da imza gerekli.
bu kadarı ÇÜŞ'tür, bilemedin oha'dır! en olmadı öküzün önde gideni trenleri seyretmek eyleminden zaman tasarruf edip, tüm sermayesini haysiyetsizliği yeşertmeye yatırmıştır. işin kötü yanı, başarmıştır.
kendi kız kardeşimiz veya ablamız aynı şeyi yapmak istese orospu deriz. evleneceğimiz kız-kadın aynı şeyi daha önceden yapmış olsa orospu deriz. bir erkek arkadaşımız aynı şeyi yapsa takıldığı kız için orospu deriz. bir kız arkadaşımız aynı şeyi yapsa orospu deriz. o vakit doğru bir önermedir.
40 dakika sonra editi: ileride çocukları olduğunda da orospu çocuğu oluyor doğan. orospu'nun çocuğu da olabilir...
cinsel birleşme için evliliğe gerek duymayan kadındır.namus, bekaret kavramları kafasında fazla yer teşkil etmez zira bu kişi örf adet geleneklerlede örtünerek modernizmin önünü tıkamamış zihniyettedir. ne diyelim kolay gelsin.
insanların genişligine baglı bir durumdur. gelenek görenek ve yapı geregi uymayan bir tekliftir. o adamın kız kardeşine birisi hadi gel bir kaç ay evde beraber takılalım yiyelim içelim sevişelim olursa olur olmassa olmaz teklifi götürseler ne yapar ? tabiki kabul eder çünkü geniş insan. eger bu teklife uygun bakan birisi olursa aynı teklifi kendi annesine kız kardeşine götürüldügünü düşünsün sonra o koca igneyi başkasına batırmayı düşünsün. bu arada bu düşüncede olan bu teklife tutucu diyerek beyin s.ken kişilerin aile yapısı merak edilmektedir.
asıl tuhaf olan; evlilik isteyen iki kişinin karşısına geçen bir adam* ve iki sikici tasdikçisinin*," tamam onay veriyorum artik bu kadını yedi gün yirmidört saat sikme hakkına sahipsin " demesidir.
doğru bir tespittir. evlilik kurumunun önemini anlayamayan insanların her türlü ahlaksızlığı, kuralsızlığı ilke kabul edinmeleri de bu kurumun önemini bize bir kez daha göstermektedir. biri sizin annenizle, kız kardeşinizle ya da kızınızla nikahsız yaşasaydı ne yapardınız acaba cok merak etmekteyim.
nikahsız yaşayan erkeklere "gavat" denilmesini erkeklerin kabul edeceği gün kabul edeceğim durumdur.ayrıca orospulukla nikahsız yaşamayı bagdaştırabilen zihniyetide merak etmekteyim.
direk ''orospu'' olarak yaftalamak yanlış olabilir. ancak ahlaksız ve ar duygusundan yoksun olduğu aşikardır.
evlenmeden aynı evde yaşarken ne yapacak acaba bu çiftler ? evcilik oynayacaklarını sanmıyorum. bu gibi marjinal fikirler büyüdüğünüz bu toplumda ''ayıp, günah'' olarak nitelendiriliyor. peki batı'da farklı mı sanıyorsunuz ? eğer orda çok doğal karşılanıyor her çift evlenmeden aynı evde kalıyor sanıyorsanız fazla film izlediğinizi rahatlıkla söyleyebilirim. ha orda uyarırlar burda döverler fark bu sadece. burda nikahsız yaşamak isteyen kadını savunabilirsiniz ancak kaçınız şu sözlüğü kapattıktan sonra ebeveynlerine aynı istekte bulunabilecek ? götünüzden kanı şırıngayla çekerler siz de iyi biliyorsunuz. cinsel isteklerinizi bu gibi olguların ardına saklayıp masummuş gibi görünüyorsunuz. ah sizi siziler..
evet evlenmeden önce birlikte yaşanabilecek kadın da yaşayacak kadın da ahlaksız ve namuzsuzdur.
sen çıkıp da televizyon ekranlarında seninle yatmaları için koca adaylarının sahip olmaları gereken unsurları sayarsan -yok efendim evi arabası. arabanın yaşını , evin sobalısını beğenmeyen de var- adamın biri de kalkıp sana gel bi dene bakalım memnun kalacak mısın der tabi.18 yaşında kızını bu programlara gönderenler var. tahminimce 18 yaş sınırı olmalı ki 14-15 yaşlarındakileri gönderen olmadı daha. olsa eminim onlara da 30-40 yaşlarında adamlar talip olmaktan utanmayacaklar.
rezilliğin daniskasının yaşandığı bu programlara rtük ne zaman müdahale edecek çok merak ediyorum. behlülde bihterin sevişmesini bırakın da bunlara bakın. toplum ahlakı yerlerde!
Atatürk'ün en büyük hedefi ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinde yükseltmekti, batılılaşma ilkesi ile bunun reformsal sürecini başlattı; ama Atatürk batılılaşmanın sadece batının ilim ve teknolojisinden faydalanmak olduğunu belirtti. hegemonyacı, emperyalist, ahlak yoksunu kültürel özelliklerinden uzak durma niyeti gayet açıktı.
pasif hareketin lideri gandhi de batı medeniyetli ile ilgili ne düşünüyorsunuz sorusuna, keşke olsa demiştir.
geleneklerinden yoksun, yaşlanan ebeveynlerini yalnız bırakan, bekaretin dalga geçilme sebebi olduğu, kimin elinin kimin götünde olduğu belli olmayan, alkol ve uyuşturucu bağımlısı batıya özenen gençlik bence Atatürk'ün sözlerini çiğnemektedir.
bu başlığı açan arkadaşın yorumları da, bahsettiği tv proğramı da gayet gereksiz, kültür yoksunu batının özentisi bir
türdür...
"nikahsız birlikte yaşamı savunanlar için; size yada sizin bir yakınınıza aynı teklifi yapsalar: aaa ne medeni bir insan kaçırmayalım mı diyeceksiniz?" demekten kendimi alamadığım başlık.
anne, kızkardeş veya ben*; nikah denen saçmalığın altında mutsuz, kişiliksiz, özgüvensiz, bağımlı yaşayacaksa lanet olsun o evliliğe.
kaldı ki evlilik zaten eşlerden birinin diğerinin üstünde hegemonya kurmasıdır, ki bu da eşitlik dengesini yerle bir eder.
kısacası insan nerde mutluysa o yaşam tarzını uygulamalı, arkadan atıp tutan herkese de bok yemek düşmeli.