Günde kırk kere mağdur olan, sömürülen kardeşlerimizi uyandırmak için gece gündüz demeden çalışacağız
Nikah kıymak istediği için donuna kadar soyulan ve evlilik sürecinde, olası boşanma sürecinde tekrardan ömrü boyunca soyulmaya devam eden erkeklerin gözünü açması gerekir.
Avmlerde süslenip koca parası yiyen sivri topukluların
Topuklarının altında ezilmek istemeyen herkes
Uyanık olmalı ve önce kendisini güvence altına almalıdır.
Değişmesi gereken Türk adetlerinin başında gelen evliliğin, aslında her iki tarafa kurduğu tuzaktır.
Evlilik heyecanı öldürür. Bu heyecanı öldürmesi de yaşamak isteyen iki cins için de bir işkence haline döner. Etrafınıza bakın, evlilerin %90’ı mutsuz. Mahalle baskısından, çocuk olduğu için evli kalanlar olmasa bu kurum çoktan yıkılır.
Bizde meşhur bir laf var: bizim toplumumuzda aileler de evlenir. Ve ilk boşanma da aileler arasında olur. Birbirini seven iki genç mutlu bir yuva kuracakken, ailelerin istekleri bu yuvayı dinamitler.
Baktığımızda artık herkes heyecan arıyor. Sosyal medya sayesinde bu imkan da arttı. Sıkılınca, bunalınca haklı olarak heyecana yöneliyor.
Unutmayın: her insan doğar, büyür, evlenir. Evlilik kurumu başta heyecan sonrasında bolca pişmanlık içerir.
Bir erkek kağıt üzerine imza atmadan da bir kadınla yaşayabilir
Ancak günümüzün bazı kadınları karşıdaki erkeğin donuna kadar soymak ve onu yasal olarak zayıf konuma düşürmek için evlilik cüzdanı çıkartıyorlar.
ilk entryde bahsedildiği gibi evlilik bahanesiyle erkekten aldıkları maddi kıymetler haricinde erkeği imza attırarak büyük bir tuzağa düşürürler. Erkek nikah için imza attım sanarken
Aslında yasal yükümlülükleri olan bir sözleşmeye imza atmaktadır
Bu imza erkeğe hiçbir güvence sağlamaz.
Feminazi dünyasında ne kadın üzerinde söz sahibi yapar ne de aldatmalara karşı bir güvence sağlar. Yalnızca kadını güvence altına alır. Kadın her istediğini yaparken erkeğin yasal olarak eli kolu bağlıdır.
Boşanma durumunda erkeğin mal varlığını bölüşüp yarısını alacak, nafakaya bağlayarak ömür boyu parasını yiyecek bir imkan sağlar.
işler yolundayken, pervane gibi peşinde dönülüp kadının her istediği yapılırken sorun yaşanmaz. Ancak ilişki çatırdamaya başladı mı, erkek attığı imzanın kendine ödeteceği bedeller için her gün pişman olur. Ancak geri dönüşü olmaz.
Hayatın cilvesi bu. Çok değil dedeleri nineleri bundan 60-70 yıl önce çeyiz diye bir bohça bir sandık iki yastık bir yorgana evlenen ana babalar nerden geldiklerini unuttu, evlilik gibi kutsal bir müesseseyi dünya malı ve metaının vazgeçilmezi haline çevirdi. Yok adetti yok biricik evladımızdı yok mürüvvetti yok masraf damadın şanıydı şöhretiydi derken orta maliyetli bir düğün 100 bin şu anda. Evi arabası kariyeri yüksek maaşı ayrı, onu hesaba katmadım bile. Sadece 5 bilezik bir set bir beşi bir yerde 1 tektaş maliyeti 50 bin en az. Mobilyası beyaz eşyası düğünü nişanı hediyesi bilmem nesi 50 bin de öyle. Sadece salon parası 80-100 bin tutan düğünler bile var da hadi onu geç. iyi de herkesin imkanları bu seviyede değil ki. Asıl trajikomik olan şu: ailenin kendi seviyesi orta halli yada daha altı, ama damattan istedikleri hemen hemen aynı masraflar. Daha düşüğü çok nadir binde bir. Evet tercih meselesi belki ama pek çok gencin seçme şansı yok. Çünkü olurunu isteyen yok. Evet piyasa şartları da belli. Kabul. Zaruri ihtiyaçlara binaen bir evi donatmak nereden baksan asgarisi 30-40 bin. E hal böyle olunca gençlerin evlilikten nikahtan soğuması bunu bir tuzak olarak görmesi gayet normal. Hele ki borçla evlendiyse ve ailesinden destek göremediyse yandı zavallı.
düşmeyin madem o tuzağa ya da doğru insanı bulun. o insan sizinle aile olacak bunun bilincinde olsa ve sizi sevse bi kaç saatlik bir olay için borç yaptırmaz. ki düğünü neden sadece erkek yapıyor ? artık böyle olmadığını düşünüyorum.
Doğru tespit. Zira gelin kızımız damadı boğazına kadar borca batırıp eşe dosta nispet ata ata sözüm ona mutlu bir yuva kuruyor, cicim ayları bitip de damat kişisi bu ne olum deyip kendine geldiği vakit iş işten geçmiş oluyor.
Geçmiş olsun.
Mevcut sistemde
Nikah kıydığı kadın üzerinde hiçbir söz sahibi olmadığını
Hiçbir hakkı bulunmadığını
Üstelik yasal olarak nafaka gibi uygulamalara
Kendini mahkum ettiğini
Ve nikahın kendine hiçbir getirisi olmadığını anlayan erkek
Er ya da geç büyük pişmanlık içerisine girecektir
Ancak imzayı attığı için iş işten geçmiş olacaktır.
Öyle aldatılma hikayeleri var ki
Aldatan taraf hiçbir şekilde güvence altına alınmıyor
Nikahlı olmak, aldatılmaya ceza uygulatmıyor.
Üstelik nikahlı olduğun için ayrılırken nafaka ödemezsen şanslısın.
evlilik sorumluluklarının sadece erkeğin üzerine yıkıldığını düşünenler bir zahmet evlenmesin. Zaten muhtemelen bu kişiler evlenmeyi gerçekten istedikleri kişiyle evlenmemişlerdir ya da evlenmiyorlardır.
evlilik birbirini tanıyan ve gerçekten seven iki kişinin yapacağı bir şey olmalı. böylece evlilik sonrası sorumluluklar konuşularak, bölüşerek halledilebilir.
Nikah sonrası borçmuş harçmış öyle durumlar da birlikte aşılabilir. Sadece erkeğin üstüne yüklendiği ve nikahın birine tuzak olduğu doğru değil.