35 günümü gecireceğim ülke bu entryi nijeryadan yazıyorum sizlere.
meslek dolayısıyla geldik buralara (bkz: kaptan) 35 günde bi gemiyi yükleyemiyor adamlar bekliyoruz vesselam.
kaplanı ısırmaz yanak sürter , zebrası şendir , ekmek almak için bi tomar para verirsin parası değersizdir , kıyafetler üfür üfürdür , zencilik full olup neşelilik hat safadadır.
gelişmişlik düzeyi çoğu avrupa ülkesine örnek olacak seviyede yüksektir.
temel geçim biçimi; sanayiciliktir.
ülkenin en meşhur gıda maddesi ise lahmacundur.
Hristiyan-Müslüman çatışması ile çalkalanan güzide afrika ülkesi. futbolcularından dolayı türk halkının diğer afrika ülkelerine nazaran daha da bir sempatiyle baktığı tahmin edilen, kara kıtanın büyük ülkelerinden.
Kadın başına düşen çocuğun yaklaşık 5,9 larda gezindiği nüfusu 130 milyona dayandığı tahmin edilen ama sürekli iç savaş nedeniyle nüfus sayımının bile yapılamadığı ülke. ayrıca, sürekli e-maille gelen "2000000 dolar parayı banka hesabınıza aktarayım bana yardım edin" şeklindeki dolandırıcıların ismini kullanması nedeniyle, ticaret yapanlaron çok dikkatlı olduğu ülke.
abia city isimli şehrinde bir kaç gün kaldığım. projeyi görmek için limana giderken güpe gündüz polis eskortuyla gidip geldiğimiz, kullandıkları yağden dolayı yemeklerini yemekte zorlandığım ve tekrar gitmeyi istediğim ülke.
1960'lı yıllardaki iç savaşta yoruba, hausa, igbo topluluklarının birbirini kestiği ve bir milyon insanın öldüğü ülkedir.
bünyesinde 250 etnik grup barındırır. kuzey batıda hausalar kuzey doğuda kanuriler, güneybatıda yorubalar, kuzey doğuda igbolar yoğunluklu olarak yaşar. 1960 da bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. aynı zamanda bu tarih demokrasiye geçiş tarihleridir.
işte olay burada kopuyor. hem biraz karışık hem de trajikomik. demokrasiye geçtiklerinde hausaların partisi birinci çıkınca yorubalar bunu kabul etmemişler, bunun üzerine de hausalar yoruba bölgesini ikiye bölmüştür. çok geçmeden yorubalarla hausalar arasında çatışma çıkmıştır. bu çatışma esnasında askerler yönetime el koymuştur. igbolardan bir asker sorunu halletmek için federasyon önermiştir. bu diğer askerler tarafından kuşkuyla karşılanınca ikinci askeri darbe gerçekleşmiştir. bu sefer de igbolar devletlerinden soğumuş ayrılıkçı hareketlere başlamışlardır. sonra Gavon diye bir asker petrol gelirleriyle orduyu güçlendirmiş, demokrasi işini askıya alınca murtaza muhammed adında bir general darbeyle yönetimi ele geçirmiş ve ülkeyi demokrasiye geçirmiştir. falan filan. sonraları bir askeri yönetim bir sivil...
unutmayalım bir de ingiltere'nin bu ülke üzerinde büyük etkisi vardır. hatta 1970lerde gelirlerinin yüzde yetmiş beşi bir şekilde afrika kaynaklıdır. o nedenle ifrit olurum bu emperyalistlere.
geçen günlerde bu ülkenin vatandaşı olup da türkiye'de okuyanlardan bir tanesiyle karşılaşıp 15 dakikada ahbap olduğum ülke. nijerya'dakileri bilemiyorum ama burda okuyanlarının gayet sıcakkanlı, arkadaş canlısı olduğunu gördüm. kendisine bizim ülkenin kızlarının mı yoksa kendi ülkesinin kızlarının mı daha güzel olduğunu sorduğumda ise bilemiyorum ben gibi bir cevap vermiştir.
--spoiler--
Hollanda menşeli petrol devi Shell, 1995 te Nijerya da petrol çıkarabilmek için iktidardaki askeri cunta ile antlaştı. Bu antlaşmanın sonucunda petrol havzasında yaşayan Ogoni kabilesinden binlerce insan göçe zorlandı. Ogoni halkının büyük bir kısmı komşu ülkelerde mülteci olarak yaşamak zorunda kalırken, Shell e karşı kampanyalar yürüten yüzlerce kişi cunta tarafından idam edilerek öldürüldü. idam edilenlerin arasında, Shell in pisliklerini dünyaya duyuran Nijeryalı yazar Ken Saro Wiwa da vardı. Şu an Shell, buradan çekilmiş olsa da Nijer Deltası nın başka yerlerinde çalışmalarına devam etmekte ve bölge halkının geçim kaynağı olan balıkçılığı yok etmektedir.
--spoiler--