ateizm'den farklı olarak hayatın anlamını, bilimi, manevi değerleri, maddeyi vs inkar eden bir görüş. ateist dini ve tanrıyı reddetse de farklı şeylere farklı anlamlar yükleyebilir. cinlere inanır, uzaylılara inanır istese ancak nihilist hiçbir şeyin anlamı olmadığına inanır. nietzsche bunun en önemli temsilcisidir.
Nihilizm, düşüncelerin, değerlerin ve inançların içerisinde anlam ve değer arayışının tamamen yok sayıldığı felsefi bir tutum ve dünya görüşüdür. Bu eşsiz ve düşündürücü anlayış, hayatın anlamsız olduğu, varoluşun amacının olmadığı ve her türlü değer, ahlak ve gerçeklik kavramının salt birer insan yapısı olduğu düşüncesini temel alır.
Nihilizm, derin bir düşünce ve ruhsal bir meydan okumayla birleşen bir zihinsel paradokstur. Kendi içinde birçok çeşit ve biçimi barındırır. Ontolojik nihilizm, varoluşun gerçekliğini reddederken; epistemolojik nihilizm, bilginin nesnel bir temeli olmadığını vurgular. Etiksel nihilizm, tüm değerlerin salt insan yapısı olduğuna ve evrensel ahlaki normların bulunmadığına inanır. Bu düşünce sistemi, insanın hayatını anlamlı kılan temel değerlerin, inançların veya ideallerin boşluğunu gözler önüne serer ve insanı kendi içsel gerçekliği ile yüzleşmeye zorlar.
Nihilizm, sarsıcı bir zihinsel yolculuk sunar; çünkü esasen mevcut tüm kurumları, düzenleri ve inanç sistemlerini sorgular ve reddeder. Bunu yaparken, insanı kendi özgürlüğü ve yaratıcılığı ile yüzleştiren bir ayna görevi görür. Nihilizmin insan üzerindeki etkisi, insanın kendi anlamını, değerini ve amacını yeniden tanımlamasına olanak tanır. Bu korkutucu görüş, hayatın trajik ve muğlak doğasını kabul etmeye, gerçekliği arayıp sorgulamaya ve bireysel olarak anlam inşa etmeye meydan okur.
Ancak nihilizm aynı zamanda bir uyarı işlevi de görür. Kendine saplanıp kalmamak, boşluğa düşmemek için insanın bilgelik ve anlayışla birleşmesi gerekliliğini hatırlatır. Anlamın ve değerin yokluğunda bile insanın anlam arayışına devam etmesi, başka insanlarla bağ kurması ve insanlığın içsel potansiyelini gerçekleştirmesi için bir fırsattır.
Günün sonunda haklı çıkacak olan belki de tek görüştür.
Dedim dedim inanmadınız, bakın ne oldu şimdi görüşüdür.
Son gülen iyi güler görüşüdür.
Ağır geri zekalı olmayan Bir insanda Öteki dünya gibi bir inanç yoksa, yolun sonu kesinlikle nihilizme varacaktır.
Nonteistlikle beraber Zeka kırıntısı da varsa Kaçışı yok, hayırlı olsun.
Sonrasında ise kimi bu gerçeği aslanlar gibi kabullenerek devam eder kimi de bastırmaya çalışarak veya kendini kandırarak.
herkese kolay gelsin.
Hayatın içsel bir anlamı veya değeri olmadığını, varoluşa anlam veya değer empoze etmeye yönelik tüm girişimlerin nihayetinde beyhude olduğunu öne süren felsefi bir görüş.
Bakış açısına göre insanı olabildiğince rahat olmasını sağlayabilecek veya strese, depresyona sokabilecek düşünce..
Dinler de böyle aslında. Bir dine inanmak insana stresli bir yaşayışta kazandırabilir, alabildiğine huzur da verebilir. O huzur kısmı rabbe teslim olabilmeyle bağlantılı.
Nihilistim ve bu durum beni hayatı acıyla yaşamaktan kurtardı tamamen.
Gelecekte hiçbir zaman daha iyi ve güzel bir duruma gelmeyeceğimi kalıcı bir zevk mutluluk iyilik halinin olamayacağını hatta olsa da hiçbir anlamının olmadığını bilerek yaşıyorum.
Koluna masaj yaparsın iyi hisseder kırılınca kötü. Başına zevk veren bir şey gelince iyi hissedersin acı veren bir şey gelince kötü.
Her şeyi olduğu gibi görmeyi sağlıyor nihilizm. Yani herhangi bir şeyi
olup olmamasının fark etmediği bir boşvermişlik.
Hayatta mantıklı olan iki şeyden biridir. Diğeri de teizm.
Teizm ve nihilizm dışında anlamlı hiçbir şey yoktur. Teistsen sonsuz bir yaşam beklentin vardır. Bunun için çabalarsın. Eğer değilsen? Zaten yok olacaksın. Bilincin kapanacak. Duyguların, hislerin hiç var olmamış gibi yokluğa bürünecek. O zaman her şey hiçtir. Entelektüel olsan ne? Bilim üretsen ne? insanlara fayda versen ne? Zaten fayda verdiğin insanlar da sonsuz yokluğa karışacak, sen de.
Teizmde ise yaptığın her şey allah içindir ve sonsuz yaşamda rahat etmene yarar. Ahiretine fayda vermeyecek şey gereksizdir.
sanıldığı gibi friedrich nietzsche bir nihilist değil anti nihilistti.
ayrıca o bir dünyacı idi..
yaşam filozofu idi.
dünyayı, insanı, hayatı yeni anlamlar üzerine oturtmak için mücadele etmiş büyük bir filozoftu...
ancak felsefenin f'sinden anlamayan kerkenezler nihilizm ile niçe'yi bir araya getirme dangalaklığında bulunmuştur. bulanacaktır da.
nihilizme gelecek olursak.. nihilist bakış açısının hakikat ile içkin olduğuna inanıyorum..
dünyanın hakikati nedir? sorusunu kendimize soracak olduğumuzda ve verdiğimiz yanıtları değerlendirip, eleştirecek olduğumuzda nasıl kaçışlar, kurnazlıklar içinde olduğumuzu da görebiliriz...
nihilist olmayalım ama mücadele azmimizin, yaşama tutkumuzun arkasındaki nedenleri sorgulayalım.
hayatın gerçek değeri üzerine düşünelim...
her şeyin 'ne kadar anlamlı' olduğunu tekrar tekrar düşünelim.
nasıl ki tekrar tekrar yaşıyoruz her gün bıkmadan, sıkılmadan
öyleyse yaşarken düşünelim tekrar tekrar. nedir ne değildir bu diye.
nihilizm uzun zamandır mızmızcı, enerji sömüren ve şevk kıran bir görüş olarak geliyor bana. hayatın anlamı ve önemi mi yok? Peki bunu bana dayatma, taraf toplamaya çalışma veya propaganda yapma; çünkü bu hayat için gerçekten uğraşan ve bir amaç uğruna yaşayan tonla insan var. Öte yandan nihilizm, kavramların tanımlarını değiştirerek mi nihilizm olmuştur? Çünkü bir şeyler sorduğunuzda onu kökten reddetmek yerine tanımını değiştirir bir haylisi. Her şey yanılgı olabilir ama her şey hiç olamaz. Bu entry öylesine girilmiştir.
Son yıllardaki nihilizm, bir şeffaflık nihilizmidir, büyük bir aldırmazlık kaynağı olarak nihilizm... önceki nihilizm formları imgeselin - örneğin ahlaki, felsefi yanılsamaların, ideolojik ve politik kavramların reddi - ya da simgesel düzenin - anlamın ya da ideolojinin - yıkımını ifade ederken günümüz nihilizmi simülasyon yoluyla gerçekleştirilmektedir.
baudrillard'a göre çağdaş edilgin nihilist için "kıyamet çoktan olup bitmiştir" çağdaş toplumun 'politika ötesi' düzeninin, gerçek, anlam, birey, toplumsal gibi şeylerin gözden kayboluşuyla nitelenmesinin nedeni de tam da nihilistik olanın şeffaf oluşudur. Her şey politik hale geldiğinde politika kaybolur, her şey cinsellikle alakalı olduğunda cinsellik ortadan kalkar, her şey toplumsal olduğunda toplumsal olan kaybolur. Daha da anlaşılır bir örnek vereceğim: pornografi.
Aşırı görünürlük, görünmez olanın yani ayartanın, baştan çıkaranın kaybolmasına yol açar. erotik olanın insanda merak edilenin uyandırdığı arzu alenen ortada, yani ulaşılabilir olanın kazandığı elde edilmiş tüketilmiş olana karşı imgelemsel zaferi. neoliberalizmin zaferi insanın doğal ve saf olan, anlam ve metafizik uzanimlarının yozlaşmasıyla ona geri pazarlanmasıyla sürekli hale gelen nihilistik gerçekliğin bütün sosyolojik, ekonomik, politik disiplinlere nüfus etmesidir aslında.
şuraya da ufak bir not bırakıyorum; yeni neslin liberalizm'e olan bu kanıksanmaz hayranlığı nereden geliyor? aslında neoliberalist otonomik iktidar göstergelerin fazlasıyla insanın egosal ve mülkiyet istenclerinin birebir karşılığına denk gelen nesneleri, bir özgürlük istenci gibi psikal olarak her türlü medya erkiyle dayatmasıyla karşılık buluyor. liberalizm, insanın yozlaşmış bütün değerlerini insana geri satmasıdır aslında, bunu da yaparken elbette 'para' ve 'üst akıl' kavramlarını üzerinden yapacak çünkü kendi kendinin nesnesi olamayan bir özne katalizör olarak kendini arzusunun içinde kaybeder, bu da insanın entropik ve empirik doğal gerçekliğini redderdi bu olumsuzlama tamamen amigdalayi da reddeder ki bu imkansızdı, reddedilemezdir. liberalizm modern ilkelliktir, bin yılların eril kolonist aklının en pragmatist yansımasıdır, nihilistik tüm öğelerin en ironik biraraya gelişi neo-liberalizmdir.. güç istencine boyun eğen realistik bir kabulleniştir liberalizm'i kabul ve öven gençliğin sendromu daha iyi bir dünya mümkün mü sorusuna en pesimist, en ironik cevaptır.
türkçe meali ''hiç''dir. baya bildiğimiz ''hiç''. biraz kişisel bir görüş belirteceğim. ben kimim ki ama olsun belirteyim gene de içimde kalmasın; ben normalde ''-izm''li şeylerden hiç haz almam ama şu hayatta bana o kadar mantıklı gelen birkaç şeyin arasına girebilmiş ekoldür kendisi. kesin doğru diye bir şey yoktur. her şey değişir bildiğiniz gibi. telefonunuzun bile bir üst modeli çıktığında değiştiriyorsunuz ve dönüp geriye baktığınızda ''eskiden külüstür kullanmışım be'' diyebiliyorsunuz. günümüzde herkesin her şeyi doğruymuşçasına söylediğini düşünürsek ''believe nothing'' hiçbir şeye inanmamak... bundan daha mantıklı bir şey var mıdır? bana göre yoktur.