para (artık nasıl bir paraysa) sayesinde insan sağlığının oyuncak olduğunu düşünmektedir. kendisine sağlığın paradan daha önemli olduğunu hatırlatmak amacıyla suna kıraç örneğini vermek isterim.
iyi böyle iyi. Senelerce haluk ulusoy da gizliden gizliye galatasaray ın anasını skiyordu ama anlatamazdık. Karşı taraf her zaman “ama o gs kongre üyesi abi” diye savunmaya geçerdi.
normal bir ülkede yaşasaydık bu açıklamanın ardından arkadaşın tff başkanlığı biterdi.
ki zaten o hayalini kurduğumuz ülkede yaşasak bahsettiği yılda şike yapan kulüp küme düşürülür ve cezası neyse çekerdi. o takım bu cezadan kurtulamaz, lige tutunsun diye götten süper final zırvalığı uydurulamazdı.
şike olayı, şike soruşturması aslında. adam zamanında kendi mücadele ettiği şey için öyle bir itirafta bulunacak olsa çıkar aslan gibi şike yaptık der. itiraf edecek olsa allengirli laflar kullanmaz. kaldı ki şike yaptığını itiraf etse o koltukta oturamaz zaten. yani o koltukta oturmak istiyorsa itiraf etmez zaten yapsa da.
ama şike yaptık demeyecek çünkü yapmadı. şimdi şike olayına rastlamadık dediği için kabullenmiş gibi yorumlayanların ikinci açıklamasını dikkatle okumaları gerekir. ama daha ilk açıklamadan itibaren aslında adamın anlattığı şeyin ne olduğu net bir şekilde anlaşılıyor. ama bu adamın takım ismi vermese bile bu şekilde bir ifade kullanması yine fenerbahçe aleyhine döndürülüyor. tff başkanı seçildiğinde nihat özdemir için yazılan taraftar yorumlarını okuyun, "fenerbahçe'ye nasıl da yardımcı olacağı(!)" ile ilgili öngörülerden oluşuyor çoğu. ama gel gör ki bir el tarafında bariz bir şekilde önü kesilen futbol takımına ilave kendisi de böyle açıklamalarla saldırmak için hazırda bekleyen kitleleri ayağa kaldırıyor. adam itiraf etmiş gibi yorumlayanlar, okuduğunuzu anlayamadağını beyninizi sizin...
Fenerbahçeyle gönül bağını koparamamış güven vermeyen iş adamı. TFF başkanlığını çok isteyerek sürdürüyormuş gibi durmuyor muhtemelen birilerine karşı mahçup olmamak için katlanıyor. Ben de ülkenin en zengin iş adamlarından biri olsam bu futbol camiasıyla uğraşmaya pek bayılmam.
2010-2011 sezonunda şike yapıldığını itiraf eden eski fenerbahçe asbaşkanı.
bir nevi "adamın gol diyor" durumu.
galatasarayı fetöcülükle şuçlayan fenerliler tarafından fetöcülükle suçlanıyor.
ya geçen gün trafikte biri beni sıkıştırdı kesin fetöcüydü ben de onu fetöcülükle suçlayayım. hatta üst katımda gürültü yapan aile de fetöcü. yalancıyı sikmiyorlar ya.
Demek istediği son şike olaylarından beri benzer olay yaşanmamasıydı aslında. Fenerbahçe’ye direkt saldırısı yoktu.
Zaten nihat özdemir çok iyi fenerbahçelidir, fenere bunu kondurmayacağını bilmesi gerekirdi camiasının. ikincisi bahsi geçen dönemin değişmez yöneticilerindendi... neden böyle bir imada bulunsun ki?
Burda tuhaf olan şey yönetimin jet hızıyla alınıp bir de adama fetö çamuru atmaları.
Günahı boynuna ayrı hikaye, masumsa da yapılan çok ayıp.
Fakat her iki tarafı da haklı sayarsak, yani 2 taraf da itham etmişse fenerbahçe camiasına kendi adamları otomatikman hem şikeci, hem de fetöcü demiş oluyor.
Bu da ayrı bir ironi.
Ben ali koç ve yönetiminin yanlış yolda olduğunu düşünüyorum.
2 yıl oldu geleli, camia hiçbir zaman havaya giremedi. Hiçbir zaman futbola tamamen odaklanamadı.
Parreira’yı, Zico’yu, Mustafa Denizli’yi falan geçtim, Lazaroni’nin, hatta Zeman’ın bile takımı daha takımdı. Daha futbol odaklıydı.
Ne ekol yaratabildiler, ne maliyet kurtardılar, altyapıda zaten pozitif bir durum yok...
Ortada comolli, ersun yanal ve cocu’yla heba olan 2 sezon var.
Taraftar kimin fetöcü, kimin süleymancı olduğunu falan sallamaz. Bunlar lafı güzaf. Zaten türkiye’de 15 temmuz oldu, fethullah gülen tek gün hapis yatmadı.
Kendileri de futbol eksenli düşünmeye başlasalar iyi olur.
Aklı sıra fenerbahçeyi savunuyum derken sıçırtan tff başkanı. Hani oluyo böyle şeyler çokta şey etmemek lazım demeye getirdi ama benim gibi bir çok gakatasaraylıyı güldürüp, fenerbahçe camiasını delirtti. Kendini de bitirdi.
koyu galatasaraylı biri olarak, futbolla ilişkisi beni hiç ilgilendirmez ama zamanında bana kazık atmışlığı vardır. Bu yüzden kendisine gıcığım.
Bu vesile ile siz yazar dostlarıma bir öğüt vereyim; Siz siz olun, kağıda dökülmeyen sözlere asla güvenmeyin hele ki iş hayatı içinde asla güvenmeyin. Her işiniz yazılı olsun.