bulabilsem de izlesek hatipoglu'nun, yagmurdereli'yle sohbet ettigi programi. ikisi de birbirinden samimiyetsizdi. o ona sana ben o kitap setini hediye edeyim o zaman diyordu, o da çok iyi olur hocam diyordu. bi sahte bi sahte. en kisa zamanda bulurum da editlerim su yaziyi. çok iyi olur hocam..
kendi akrabalarından, soylarının hz. ömer'e dayandığına dair bir rivayet işitmişliğim vardır. kendisi de geçen gün bir programda hz. ömer'i bir başka severim diyerek sanki bu rivayeti doğrulamıştır.
şehla gözlü sevimli din adamıdır.
dindarların medyaya açılabilenlerindendir.
bilinen şeyleri içten ve hafif diyarbakır aksanıyla anlatır.
diyarbakır kökenli olmakla beraber arap olduğunu düşünüyorum. çünkü hatipoğulları diyarbakır, urfa, mardin ve antep'e yayılan geniş bir arap kabilesidir.
çoğu din adamına göre ılımlı, ılımlı sayılamayacak kadar da dindardır.
seveni de sevmeyeni de çok olacaktır. popülerliğin getirdiği bir durumdur.
ama çok kazandığı kesindir. üniversite,diyanet işleri, tv, gazete... yakında reklamlara bile çıkabilir, yoksa çıktı mı?
soyunun hz.ömer'e dayanması mevzusunu ben kaale almıyorum.
güneydoğu'nun istisnasız her yerleşim yerinde soyunu peygamber efendimize ya da dört halifeye bağlayan insanlar vardır.bunlar o kadar çoktur ki inandırıcılıkla ters orantılıdır.
bu şahsın anlattığı hikayeler ilk zamanlar bana oldukça itici gelirdi. ulan derdim adama bak sanki peygamberle yanyana yaşadı. sonrasında evime bir kitap girdi; riyazüs salihin. bilmeyenlere açıklayayım; sahih hadislerin toplandığı bir kitaptır bu. okudukça içindeki hikayelerin bir yerden tanıdık geldiğini farkettim. derken yine ramazan geldi, yine hatipoğlu göründü ufuktan. ve başladı anlatmaya. o zaman anladım ki bu adam hikaye değil, hadisleri birebir anlatıyordu. artık daha sempatik geliyor bana. velhasıl, adam işkembe-i kübradan değil kaynaktan konuşuyor.
eğer dinimizde namaz kılmak farz ise, bunun yoruma açık bir tarafı yoktur. neden hatipoğlu' ndan yorum istiyorsunuz ?
din adamlarının saçma sapan yorumlarından dolayı değil midir bu zamana kadar halkın din namına bi boktan haberi olmayışının? din açık ve nettir. herkes kendi kafasına göre yorum yaparsa aslı olanı kaybederiz.
bu adam yorum yapmıyor. açık ve net olarak, basit bir şekilde, halkın anlayacağı dilde, güzel örneklerler dinimizi anlatıyor.
eleştirenler ! o zaman siz de iş hayatınızda para almadan çalışın !
aldığı para anasının ak sütü gibi helaldir. ben bu adamdan daha çok şey biliyorum diyenler de nah biliyordur. anca bu kadar çok sevilmesini çekemeyenler ve inanmayanlar bu denli bok atar ! (bkz: eleştirenleri değil bok atanlardan bahsediyorum)
kısa ve net: ilahiyatçıların pörtlek gözlü, insanı aşağılayan bakışlarından bıktık! (bkz: süleyman ateş) insanlara bağırıp çağırarak dini anlatamazsınız. mülayim, az yorum yapan, dini net olarak anlatan bu adamı takdirle karşılıyoruz.
kimseye öğüt vermek istemem. klavye başından da bir şeyler nasihat etmek değil amacım. evet ben de namaz kılmıyorum. dinimin gereklerini yerine tam getirmiyorum. ancak bu adamı dinleyin söylediklerine kulp bulmaya çalışmayın da kulak verin ve önyargısısz dinleyin. en önemlisi bu önyargısız olmak!!!
kişisel çatışmayı seven al pacinlerin nedense saldırma içgüdülerini harekete geçiren adam yada madem inanmıyorsun inanların açmış olduğu başlıklara kek gibi atlama huyu bulunan beyninin alamadığı şeylerle ilgili yorum yapmaya çalışan ama beceremeyen yorum özürlü embesilden bozma moronlara yinede sevecen yaklaşmayı görev saymış bir kişi.
televizyona çıkıp meşhur olmadan önce de tanınan, var olan cd leri izlenen şahısdır.
edit: ulan dakikası dolmadı daha pes yahu ne ara okudun da eksiledin.
her ne kadar, konuştukları ile duruşundan, oturuşundan, konuşmalarından, hiç mi him boş bir adam olmadığı gözlemlense de, her saldığını ''ellerin değil benimsin'' modunda kabullenen türk halkı'nın acayip bir derecede gazladığı bir adamdır kendileri. son 1 - 2 senelik bir süreç zarfında hayatımıza duhul ettirilse de, babaannelerin, anneannelerin, yatsı namazı sonrası, seyredecek bir şey bulamayan bünyelerin alternatifi olmuştur; dendiğine göre de, reyting rekorları kırmaktadır; kırsındır da, zira kötü bir şey söylememektedir. konuştuğu şeyler, bizlerin hak din olarak kabul ettiğimiz islamiyet hakkındadır, ve dinin mensuplarını ilgilendirmektedir. zira, izlemek ve de söylediklerinden feyz almak zorunda mıyızdır, orası yine kişiselleştirilmiştir efendim...
yine, gelmek istediğimiz nokta şudur, ki efendim, sosyolojik boyutunun ilginçiliğdir bu olayın. ismini, cismini bilmediğimiz birisi çıkıp da, bir sürü insanın kendisini aramış olduğu bir vakitte,
- yok nihat hatipoğlu sizin hastanızım, evliya gibisiniz, bizi şöyle ihya ettiniz, böyle doğru yola soktunuz, Allah sizi başımızdan eksik etmesin!!! modunda şeyler söylemesi beni çıldırtmaktadır, telefondan gelen sesi dahi sopalayasım gelmektedir efendim. bu insanoğluna denmez mi, ki;
- be mübarek insan şimdiye kadar neredeydin, nihat hatipoğlu tadında, belki de bilmediğimiz onlarca alimimiz ya da bilgemiz varken, onlardan sadece birisi çıkıp da, iki hikaye anlatınca mı, imana geldin. .. denesidir efendim bu insancıklarımız... ayrıyetten;
iftar saatine yakın program yapıyor halkı bilinçlendiriyor, sahur saati siz yemek yerken ağzınızı şaplata şaplata, o yine insanları bilinçlendirmeye çalışıyor.
ha ben daha çok biliyorum, gereksiz bunlar diyorsan izleme, o kadar bilgiye aç insan var ki ülkemizde bırak onlar izlesin.
her şey para değildir, he para da alıyordur elbet ama kimse sahurda evinde oturup sahurunu yapmak varken para için kalkıp televizyona çıkıp, program yapmaz.
medyanın sempatik bulduğu din adamlarımızdandır.
ramazanla beraber daha sık göreceğiz, severiz kendilerini.
ama bu soyunu bir yerlere dayamaktan vazgeçmek gerekir. doğunun her yerleşim yerinde kendini seyyid sayan insanlar vardır.
iyi de kardeşim araplara bişey kalmıyor. yoksa bence sakıncası yok.
yaptigi programi da kendisini de sevmeyerek defalarca izledigim kisi.
ve;
sahabi ordan dedi ki; varsin sevmesin birak , birak!!( bırak'larda sol elin isaret'le orta parmagini ileriye geriye hareket ettirir hatipoglu) dost yolunda elbet o da sever bizi..
bir yerlere gelmek icin birbirimizi vurmayi sectigimizden, nereye ates edecegimizi de iyi biliyoruz. zayif yanlarimizin cahilliginin verdigi korkuyla, hep, ama hep ayni silahlarla vuruluyoruz.
alim hatipoglu da farkli yapmiyor, ney-bendir, pembe laleler, derinlik ve gecikme verilmis bir mikrofon. gerisini nur yuzlu anlatimi beceriyor zaten.
simdi bir ay boyunca , kanal degistirirken bile olsa, bir defa evlerimizin icinden gecer sesi. okumak da izlemek kadar agir degildir bize, harika haber, hurriyet'te yazacakmis.
fonda ney le bendir duymadan , goruntude 5 saniyede filizlenip acan gulleri, pembe laleleri gormeden de okurusunuz, yankisiz sesinden nur yuzlu aliminizi.
1955 Diyarbakır doğumlu. Diyarbakır, Siirt ve Malatya'da ilkokulu tamamladı. 1975'de Uşak imam-Hatip Lisesi'ni ve Uşak Lisesi'ni bitirdi. 1981 yılında Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'ni tamamladı. Aynı Fakültede Hadis Ana Bilim dalında Kur'an-ı Kerim'in Anlaşılmasında Hadislerin Rolü adlı çalışmasıyla doktor, 2000 yılında da Doçent oldu.
1985-1987 yılları arasında Mısır'da Arapça üzerine eğitim gördü. imam-Hatip, Kur'an Kursları Müdürlüğü görevlerini yaptı. Şu anda Diyanet işleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu Uzmanı olarak görev yapmaktadır.
günümüzdeki hocaların bir çoğundan daha delikanlı daha dürüst ve daha hümanisttir.
hz. ömer in soyundan geldiği; kendisinin uzaktan akrabam olması ve benimde aynı soydan gelmemden ötürü; tarafımdan çok iyi bilinmektedir.
kendisinin hz.ömer in soyundan geldiğine inanmayan arkadaşlar diyarbakıra gidip aile seceresine bakarak bunu öğrenebilirler.