"eşim kötü alışkanlıklarımı bütün ülke önünde, üstelik sabi subyan çocuğu da kullanarak ifşa edip beni madara etmiş, onurumu kırmıştır. nisa suresine göre, azıcık dövsem sıkıntı olur mu?"
hayır, oruç tutarken bunları mı düşünüyorsunuz gerçekten?
2019 yılında bir ülkede bir vatandaş böyle bir soru sorabiliyorsa, o ülke zavallı bir ülkedir.
her şey ama her şey sorulabilir bu herife.
ve mutlaka verececek cevap bulur. bulamasa da sırıtır ve geçiştirir kişiyi.
kızmak, bozmak, kanına dokunmak gibi şeyleri yoktur. sinirleri alınmıştır herifin.
iyi goygou yapar, ne şiş yansın ne kebap durumunda da pek ustadır.
hayretle bakıyoruz kendisine hep, hiç izlemesekde!
çıktığı zamanlar iftar /sahur zamanı tv 'de açıp kendisini seyretmeye başlayınca yüzünün gülümsemesi ve anlatım şekliyle tam da nur yüzlü bir hoca imiş düşüncesi ile birlikte bir takdir bir beğeni sempatisi oluşturdu. ama kimi övüyorsak kime sempati duyuyorsak bunu antipatiye çevirmeyedursun.
Daha sonra hocamız, ani gelen şöhret ve popüler kültürün tam da göbeğine yerleşince o stüdyodan yaptığı mütevazı programını açık mekanlara, meydanlara taşıdı. zaten kalabalıklardan fazla hoşlaşmayan benim gibi biri için özellikle de aşırı kalabalık seyirci kitlesine hitap etmesi ve o kitleden gelen saçma salak, aptallık kokan sorular gelmesi , samimi olduğuna inanmadığım şekilde gözyaşları dökenler , kendini kameraya göstermeye meraklı tipler, kamera kendisini gösterince aynı maçlarda olduğu gibi sevindirik olup durduğu yerde zıp zıp zıplayanların ekrana gelmesiyle uzaktan kumanda tuşum da mesai yapmaya başladı.
bu hususta formatını beğendiğim kişi de mehmet fatih çıtlak olmuştur. üç veya dört ramazan sezonu seyrediyorum ve bir cami stüdyosu ortamında tek başına kameraya karşı konuşuyor. ne soru alıyor ne cevap veriyor. telefon bağlantısı yapıp da izleyicinin aptalca sorular yöneltmesine mahal vermiyor. umarım o da kendini şöhrete kaptırıp bozmaz.