nihat genç'in maddi zorluklardan ötürü aldığı karar. yazarlığı bırakması sonuçta kendi tercihidir, saygı duyarız ama bir yazarın maddi imkansızlıklardan ötürü yazarlığı bırakması insana "ne oluyoruz yahu bi dakka" dedirtiyor. bir kalemin para tarafından kırılması ne kadar acı. lan şerefsiz düzen!
yıllar yıllar evvel, 'imza günü düzenlemeyeceğim' dedi, düzenledi. 'bu çerçeveyi küçülteceğim' dedi, büyüttü. tayyip erdoğan ın ardından 'dökecek bir testi suyumuz var' dedi. bende kendisine diyorum. 'sağolasın izocam.' 'ardından dökecek bir testi suyumuz var'.
şaşırılmaması gereken durumdur. bugün yazarlığı bırakır, yarın aydınlıkta yazar, sonra gelir biz mevlananın, hacı bektaş ın çocuklarıyız der, sonrada gider türkan saylanın cenazesinde alkış tutar..
üzüntü veren bir durumdur. her dediği benim içimdeki yansıtan bir yazar değildir. kendi içinde çelişkileri bile olduğunu düşünürüm, fakat onu okurken şunu fark ediyoruz ki, medyanın bir çoğu gibi satılmış bir yazar değildir. içinden gelenleri, içinden geldiği gibi yazan bir yazardır. okunacak samimi yazar sayısı bu kararla bir eksilmiştir.
dileğim odur ki yalan haber olsun. nerede yazıyorsa, kimi destekliyorsa, kendisini nerede özgür hissediyorsa orada yazsın, ama yazsın. bizim ülkemiz bu, aydınımız bu, bunlarla yol alacağız. atsak atılmazlar satsak satılmazlar. susmasınlar susturulmasınlar.
kuçu kuçuları heveslendiren ancak gerçekliği olmayan asparagas haber. nihat genç sadece ortalığın biraz sakinleşmesini beklemektedir. zira 2 gün önce serdar akinan ile birlikte tutuklanacağı söylentileri kulağına gelmiştir.
vatanseverler sakin olsun. kuçu kuçular heveslenmesin. bu bir taktik, bir strateji. *
eğer doğruysa isabetli bir karar olmuştur. lakin tv'de yeterince kudurmuş köpek gibi havlamaktan başka birşey yapmamaktadır. bir de yazmaya devam ederse "hav hav haaaaavvv" dan başka bişey okuyamayız valla.
ülke için çok hayırlı olur eğer gerçek bir haber ise, vıcık vıcık ajitasyon kokan yazıları, söylemleri, samimiyetten uzak tarzı, ulusalcı mı faşist mi karar veremediğimiz ideolojisi ile bir daha ortaya çıkmamasını ve yazmamasını dileriz.
haha aklıma bir şey geldi dur bak anlatacağım sana sözlük dinle:
tekel direnişi sırasında gidip işçiler ile, işçilerin kurduğu çadırlarda kalan bir arkadaştan mesaj gelmişti bir başka arkadaşa, aynen aktarıyorum:
burada hava muhteşem, yolun başından faşist giren yolun sonundan ulusalcı çıkıyor. ama her ulusalcı faşist değil mi ki zaten?
bunu öylesine ekledim. okuyalım da tekel direnişini unutmayalım istedim.
nihat abiye geri dönecek olursak, leman da yazdığı dönemlerde pek bir severek okudurk kendisini, e tabi gençlik falan ulusalcı damarlarımız kabarık o dönemlerde. sonra yeni harmanda okuduk bir iki yazısını, çarşaf çarşaf yazıyor, ama yılmıyoruz bak noktasına virgülüne okuyoruz, e tabi aynı zaman da bilgiye de aç olduğumuz zamanlar * sonradan aymaya başladık mevzuyu, ne diyor bu adam diye.
bıraktık nihat abiyi okumayı sonra leman okumayı falan bıraktık. penguen ve hayvan okuduk ama bak. onların yeri ayrı.
sonra bu nihat abi sky türk diye bir kanalda program yapmaya başladı. konuşmasına tahammülüm kalmadığı dönemlere denk geldi bu program. hiç izlememiştim ama biliyordum, program yaptığını. sonra bir gün bir ulusalcı arkadaş tutturdu izleyeceğim diye, iyi dedik al izle... işte o programda ağladığını gördüm ben bu adamın. midem bulandı resmen. kusmak istedim ekrana doğru.
dayanamıyorum gencecik ölü bedenlerin ekran başında göz yaşı dökmek için kullanılmasına.
eğer bıraktıysa yazmayı pek hayırlı olmuş, haa yok bırakmadıysa tez zamanda bırakır umarım.
