"nihat-doğanya'da milyonlarca küçük küçük nihat-doğan yaşardı, hepsinin birer kırmızı bandanası vardı. çok duygusal ve naif insanlardı. kocaman yürekli, şair ruhluydular. bok yerine aforizma sıçtıkları bile rivayet edilir. nihat-doğanya'nın kralı 1. nihat doğan idi. halkına hep "benim halkım" diye seslenir, koyununa bile "benim koyunum" derdi. böyle de sahiplenirdi memleketini."
hitap etmesinde sorun yok. bu ifadeler sahiplenme ifadeleri de benim anlamadığım şu:
evini, varsa işini, varsa aileni özlersin, memleketini vatan toprağını kesin özlersin de metrodaki vatandaşı niye özlersin?
adamın ülkemizi bu kadar sahiplenip, özlemesi bazı insanların zoruna gitmiş anlaşılan. nedir yavrum sizin derdiniz? adam benim halkım dedi diye bi yeriniz mi eksildi, marjinalliğinizden ödün mü verdiniz, nihat doğan gibimi oldunuz, ne bu g*tümden kıl aldırmam havaları.
sinir bozucudur öncelikle. bence nihat doğan'ın ciddi psikolojik problemleri var. hani bunu geyik yapmak için falan söylemiyorum. kendini başbakan falan sanıyor olabilir.
insanların kendisiyle dalga geçtiği düpedüz bir gerçekken, alenen ortadayken sinirlense, eyvallah derim, derim ki adam haklı. ama yok kardeşim, adamla taşşak geçildikçe daha bir yüreklenerek geliyor, çıkıyor ekrana.
bu herife uyuz olmak için bir sebep daha. koskoca herif survivor adasına gitmiş halkımı özledim, metroda ki vatandaşımı özledim diye hitap ediyor. nerden senin vatandaşın oluyoruz biri açıklasın allah aşkına.