barış bıçakçı'nın (bkz: bizim büyük çaresizliğimiz) isimli kitabında ender karakternin , nihal'e yazdığı şiir.
uzaktakini çağırıyordu en uzaktakini.
mevsimlerin tekrar edemediği bir şeyi çağırıyordu,
gelmesi mümkün olmayanı.
ve bir adım öne çıkıyordu mayıs.
derindekini çağırıyordu, fırtınayı, tekneyi,
yokluğu fark edilmeyeni.
iyiliği çağırıyordu cücelerdeki, kamburlardaki,
kendi içine kıvrılanı çağırıyordu
gökadaların, çiçeklerin her şeyi içine alan sarmalını.
parmağının ucuyla aşka dokunuyordu
bir yıldızın ucuna dokunur gibi yanıp sönen.
yürüyordu sonra, birbirine açılan sokakların,
meydanların, pazaryerlerinin ezberini bozuyordu:
darmadağınık bir şarkıydı, çağrısı.
yürüyordu koşuyordu kreşendo toz duman
ne kadar eşlik etse de kema, dile gelmiyordu acısı.