yıllardır hiçbir makalesi, kitabı, düşüncesi okunmadan hakkında "kafatasçı" "saf ırkçı" "dinsiz" diyerek itham edilen nihal atsız'ı düşünerek, ölçerek, tarih ile felsefe ile anlamaktır.
hüseyin nihal atsız şüphesiz türk edebiyatı ve düşünce tarihinde derin izler bırakmış, dili en etkili kullanan kişilerden biridir. onun üzerine tarihi bilgisi yüksek olan başka birinin olmaması da su götürmez bir gerçektir. bir komünist, bir din ideolojisi güden biri kendi düşüncesini nasıl savunuyor ve ileri taşımak istiyorsa o da benimsediği milliyetçiliği ileri taşımak istiyor ve onu kendi bilgisi çerçevesinde savunuyordu. bir ideoloji savunucusunu "faşistlik" ve daha birçok alakasız ithamlarla damgalamak çok basit ve bayağı bir davranıştır. önemli olan o düşünce tezini bilgi ve birikimlerle, anti-tez yöntemiyle çürütmektir. nitekim hüseyin nihal atsız'ın düşüncelerini bugüne dek anti-tez yöntemiyle çürütebilen hiçkimse peydah olmamıştır. çünkü nihal atsız bir düşünceyi savunurken onu dibine kadar araştırıp, ona karşıt gelen fikre de neden karşı durduğunu bilerek savunmuştur.
din konusunda ise karl marx'ın "din kitlelerin afyonudur" düşüncesine benzer bir düşünce ile hareket ettiği için "dinsiz" olarak lanse edilmiştir. halbuki atatürk gibi o da dinin özellikle de türk insanı üzerindeki yüksek etkisini bildiğinden din olgusunu ideolojiye karıştırmamış, islamiyet'e veya başka bir dine hakaretlerde bulunmamış, herkesin kendi dinini özgürce yaşamasından yana olmuş yalnızca kör cahil dincileri şiddetle eleştirmiştir. (bkz: nihal atsız ın said nursi ye verdiği ayar)
Bozkurtlar serisini ve şiirlerini okumadan yapamayacağınız eylem. Nasılsa bizim memlekette kimse adamın bir kitabını bile okumadan faşist, ırkçı falan olduğunu düşünüyor. Nerden biliyorlar hayret.