üyeleri toprak sahibi olamaz, evlenemez ve çocuk yapamazlar. yemini ettikten sonra kendilerini ölene kadar tamamen night's watch'a adamak zorundadırlar. kaçanlara deserter denilir ve cezası idamdır.
siyah giyer bu abiler. ayrıca orda geldiğiniz yerdeki rütbeniz ya da sosyal konumunuz önemli değildir, benjen stark'ın dediği gibi, "burada bir adam kazandığını, kazandığı zaman alır"
hiçbir krala, lorda ya da derebeyine bağlı değillerdir, görevleri sadece kuzeyi korumaktır. özellikle de kış vakti.
bu nedenle aralarında pek siyaset konuşmamak organizasyonun yazılı olmayan kurallarından biridir. zira yemini etmiş bile olsa, karşıt görüşten gelmiş insanların (diyelim düşman olan 2 evden gelmiş üyeler) kavga etmesinden kaçınılır.
bu yüzden night's watch'ı bir askeri organizasyon olarak değil, daha çok bir barış gücü - gardiyan birliği karışımı gibi görebiliriz.
savaş ya da barış zamanında hep nötr takılırlar.
ancak robert baratheon ve ondan sonraki zamanlarda oldukça fakirleşmiş, hem üye hem de maddi kaynak bakımından zor günler yaşamıştır.
bu yüzden night's watch recruiter'leri kale kale, şehir şehir gezerek mahkumları, dilencileri, kimsesizleri vs vs. toplayarak organizasyonu ayakta tutmaya çalışırlar, onları eğitirler ve adam ederler.
bu yüzden night's watch eskisi kadar etkili değildir.
yine de seven kingdom's insanları night's watch üyesi olmayı büyük bir onur sayarlar.
bir lord ile bir hırsızın eşit muamele görebileceği tek yerdir. hatta aralarında yaşlı bir targeryan soylusu bile vardır.
"night gathers, and now my watch begins. it shall not end until my death. i shall take no wife, hold no lands, father no children. i shall wear no crowns and win no glory. i shall live and die at my post. i am the sword in the darkness. i am the watcher on the walls. i am the fire that burns against the cold, the light that brings the dawn, the horn that wakes the sleepers, the shield that guards the realms of men. i pledge my life and honor to the night's watch, for this night and all the nights to come."