divan edebiyatında sıkça kullanılan söz sanatıdır.
ey nedîm, ey bülbül-i şeydâ, niçin hâmûşsun
sende evvel çok nevâlar, güft ü gûlar var idi
(nedim'in mezarında kendisine ait olan şiirde şair kendisine sesleniyor.)
değişik duyguların baskısı altındaki sanatçı, bir an için karşısındaymış gibi gördüğü varlığa seslenir. bu yüzden, nida sanatı, gerçek ifadesini, soru cümlelerinde veya çağırma edatları ile desteklenmiş sözlerde bulur.
irandaki tartışmalı seçim sonrasında çıkan olaylarda açılan ateşle boynundan vurulan bir genç kızdır. nida'nın trajedisi, iran'da protestoların sembolü haline gelmiştir.
iran seçimlerini protesto ederken boynundan vurularak öldürülen 16 yaşındaki genç kız. görüntüleri şu sıralar ortada gezmekte. çok fecaat bir şekilde canının teslim etmiştir. önce yere düşer, sonra ağzından burnundan falan kanlar gelir, kısa bir süre sonrada babasının kolları arasından ruhunu teslim eder...
iran'da babasıyla çıktığı reform istekli eylemde vurulan ve kamerada gözlerinin nasıl kaydığı kayda geçirilmiş devrim şehididir.40'ı yeni çıkmıştır.40'ında bile iran rejimi anılmasına izin vermemiş,güvenlik güçleriyle çatışmalar yaşanmıştır.
bir hilal uğruna, ya râb ne güneşler batıyor... gibi durumlar için kullanılan. bağırma sanatının edebiyat terminolojisindeki adı. halk arasıda seslenmede denir.
youtube'u acmanin en basit yollarindan biri.. http://youtubehostdosyasi.com/ adresinden cekin dosyayi, kurun.. hosts dosyasini program kendi indirsin ve bilgisayariniza guncellesin.. bu kadar..
Tektekçi meyhanelerde terlemişti içimdeki çakal
Bıyıklarımın hâlâ ayva ve rakı kokması bundandır
Kendimi en zâlim şarkılar makamına yolcu ederken
Fiyakamı ödünç alırdım açıkhava sinemalarından
O zamanlar biz, ohhoo iki kafadar bir araya gelsek
Yelkenleri fora edip hayallerimize, giderdik giderdik
Sesimiz sıtma görmemiş ruhumuz mürekkep içmemişti
! Hercai birer nidâ idik yıldız şavklarıyla oynaşan
Mürekkep dedim de başıma belalar açan mektuplar
Yazardım yeşil mürekkepli pelikan dolmakalemimle
Hasarlı bir hayat gibi duruyor hâlâ o pelikan bende
Babamdan yalvara yalvara almıştım orta ikide
Esat Mahmut Kerime Nadir günleriydi, bir de Pekos Bill
Çilli bir kızda denedim kemendi ilk kez boşa çıktı
Okul ve ev kaçağı sayıldım, adım hep öyle kaldı
! imlâsızdım anneme sorsalar, haylaz bir nidâ
Genciken, günler her şeye yeterken, berduş bulutlar
Gibi dolaşırken dünya denilen alacakaranlık güzergâhta
Cesaretimi ilk kez nerede keşfettim düşünsem hatırlarım
Belki korkuyu tepeden tırnağa yaşadığım bir gündü
Söz çakmaktaşından sıçrayan kıvılcım olsa nafiledir
Hükmü hengâmedir artık kalbim dediğim muallakta
Geyiğini yitirmiş dağ, şiirini unutmuş dil neye yarar
! Hepsi acı bir eyvah olmuştur, sitemkâr bir nidâ
Polisle çatışırken bitti galiba çocukluğum ve ilkgençliğim
Yoldaşlık günleriydi; Kardeşler! diyordu içimizden biri
Dağın geyiği, dilin şiiri tanık olsun; anamızın ak sütü
Tanık olsun ki haklıyız, kazanacağız!Barikat günleriydi.
Yaralı bir kardeşi taşırken omzumda, cesaret diyordum
Sesimde tereddütsüz geziniyordu en delişmen tay
Vahşi bir vadiden akıyorduk toynaklarımız kan içinde
! Alev bir nidâ idik ve arkadaşlık günleriydi
Hayatın bir hikâyesi varsa bizimki biraz da bu idi işte
Ölüm en gencimizden yakaladı, on yedisindeydi
Şimdi uzun uzun susuyor belleğini yitiren kim varsa
Çağ nedir, unutuş ne; zaman bir iğne deliğinden geçip
Darası oluyor birikmiş anıların ve ölümlerin
Kekeme bir tarih yazıcısının bize ayırdığı sayfada
Kanlı bir nidâ işaretiyiz, tarihin imlâsını bozan