Sedir türleri içinde iğne yaprakları en uzun türdür (2,5-5 cm) boylarındadır. Enine kesitleri genellikle 3 köşelidir.
Dalları yatay, dal uçları aşağı doğru sarkık.
Erkek çiçekler silindir şeklinde ve 5 cm boyunda olup yukarı yönelmiştir.Dişi çiçekler ise yumurta şeklinde kırmızımsı 1,5 cm uzunluğunda ,bol sayıda ve yuvarlak formda pulları vardır.
Tohumla üretimi kolaydır ve tercih edilir. Tohumlar ilkbahar veye sonbaharda çimlendirilir. Dikimden önce birkaç saat ıslatmak tohumun çimlenmesini kolaylaştırır.
yine işten çıkmış, buhranlı olduğunu düşündüğü bir havada evine doğru yürümekteydi. ama bir şeyler farklıydı o gün. neydi o farklı olan? aslında her şey her zaman olması gerektiği gibi olmuştu. yoksa sorun her zaman her şeyin olması gerektiği gibi olması mıydı? birtuhafruhhali ndeydi işte anlam veremediği. sonra tüm bunların üzerine düşünmek yormuştu onu. evine gitti ve bir sonraki rutinine kendini hazırlamaya koyuldu.
belli ki çocuğun canı pamuk şeker çekmişti. bakışlarından anlaşılabiliyordu. kızımı kolundan şefkatli ve babacan bir şekilde kavrayıp satıcıya doğru yönelirken birden bire paramın yetmeyebileceği ihtimali aklımda beliriverdi. elimi cebime attım ve elime gelen bozuklukları çıkarıp saydım. ne yazık ki sadece iki kişilik minibüs parasına yetiyordu. mimiklerimden paramın çıkışmadığını anlayan çocuk üstelemedi. ''hadi gidelim baba, annem pilav yapmıştır şimdi. hem zaten aç karnına yenmezdi o dedi.'' kızımla gurur duyuyordum ama aslında üzülmüştü yaşıtları gibi doya doya pamuk şeker yiyemediğine. üzüntüsünü belli etmemeye çalışıyordu. olgun kızdı vesselam... hayat zall im yüzünü bir kez daha hiç çekinmeden göstermişti bu fakir ama gururlu aileye. o an galata kulesine veya bir boğaz köprüsünün altına geçip, denize bakarak ''seni yenecem zall im dünya!'' diye haykırmak istiyordum. ama oraya gitmeye bile param yoktu. bir münibüs çevirip evin yolunu tuttuk...