sözlükte yıllar önce başlayıp silinip giden bir kadının arkasında bıraktığı erkeğin dramatik ve kadının yıllar sonraki hüzünlü öyküsü.
ilk işim ona mesaj atmamla başladıydı. güzel bir yazısına 'harikasın bebeyim' yazmıştım. 'ne dion be slk şey s.s' diye gelen karşılıktı ilk kıvılcımın çıkışı. çok yüklendim ona çok asıldım. konuyu sürekli değiştirerek farklı yerlere sürüklüyordum onu. karşılık almaya devam ederek olayı farklı bir boyuta taşıyorduk artık. her sözlüğü açmamda onun günaydın mesajlarını görmek. hadi ne yapıyoruz bugün diye devam eden işte.
birlikte başlık açardık .karşılıklı salvolaşmaya o zamanlar başlamıştık. bazen makaranın içinde bazen de oyunların içinde sürekli birlikteydik ilk başlarda.
boş entry girmek ve mavi yazmak gibi dalga geçmekti onu sevmek.
her yazının altında bitip ayar verme çabasıyla saçmalıyordu. o kız sana neden nick altı yazdı, sen neden onun başlığına yazıyorsun diye başlardı her günkü kavgamız. çok misilleme yapardı.
bir gün istanbulda buluştuk. gördüğümden de güzel, sesi tatlı hoş bir kadındı. hani bende fena değildim o sıralar. saça şekil yapsam tarkan'a kıvanç'a atar bile yapardım.
hiç ayrılmamış gibi sanki ilk defa kavuşuyor gibi değilde aynı evden biri gibi, tv deki yeşilçam filmleri kadar samimiydik.
ilk elinden tuttuğumda nasılda yüzleri kızarmıştı. sırf benimle kalmak için eve yalan söylemişti. o gün zor ayrıldık birbirimizden. akşam evden yediği fırçayı anlattı bana kahkahalar atarak hiç aldırış etmemişti nedense...
aylarca sürdü bu şekilde, bir yılı aşmıştı. şansıma memuriyeti kazanıp ilk maaşımı birlikte harcamıştık. çok eğleniyor ve çok mutluyduk. zaman onlayken nasılda geçiyordu hala anlamıyorum. daha dün gibiydi onunla buluşmak ama 4 yıl geçmişti aradan. ve bir gün yine olmadık bir kavga yüzünden bu kez çok sert bağırdık birbirimize. ben gidiyorum dediğinde hiçbir şey diyemedim. ertesi güne kendini de hesabını da sildirip gitti. o bekledi ben bekledim. kaldı öylece, yaklaşık 15 gün sonra aradığımda yoktu artık...
yıllar sonra ekşi sözlüğe gittiğim de tesadüftü bu kez ona mesaj attığımda, yine aynı kişi olacağını bilmek. biraz uzun uzadıya sohbet ettik. uludağdan geldim buralara dediğimde o da söyledi eskiden orada olduğunu. biraz daha sonra eski nicklerimizi ifşa edince anlaşılmıştı durum.
ikimizde de sessizlik. yazmakla yazmamak arasında kararsız kalmıştık.
arkadaşça yazışıyor bu kez hiç birbirimizi kırmıyorduk. her mesajını gördüğümde göğsümün kafesine sığmıyordu yüreğim. çok özlemiştim çünkü onu; her adımı söylediğinde eski günlerdeki sesini duyuyordum. onu çok özlemişim evet. eskilerden bahsedince hala gözlerim dolup boğazım ekşiyor şu an bile. her buluştuğumuzda nefes nefese kalırdım yanına oturduğumda. terimi siler yanağımı okşardı.
çok severdi beni çooook. ama şimdi o hüzünlü artık.
gözyaşlarına dokunduğum ilk kadındı.
ben hala yalnızım. işte bu adam artık 90 dakka tek başına bağırıyor bu kez sen olmadan.
aldırma kartal aldırma diye.
nickler farklı aşk her yerde aynı.
yazamıyorum artık :'(
geçen sene evlenmiş...