warren ellis'le beraber the assasination of jesse james by the coward robert ford'un film müziklerini hazırlamış avustralyalı şarkıcı. ayrıca kendisi filmde de kısa bi rol almıştır.
duygu adamı. bir o kadar da karizmatik. şu dünyada özendiğim nadir şeylerden biridir o adamın bıyıkları... benim de var bıyıklarım da onunkiler gibi değil. boyatcam siyaha.
ayrıca; (bkz: as i sat sadly by her side)
acı kahve, siyah, karanlık, dumanaltı izbe bar köşesi, kasvetli bir havada pis pis yağan yağmur, darmadağın, perdeleri kapalı kafası dumanlı tv'si hep açık, leş gibi bordo kadife koltuğunun yanında günlerdir duran şişelerle dost olmuş adamın evi, döşemeleri yırtık, tekleyerek çalışan 70'li yıllara ait bir amerikan arabası, çıkmaz sokaktaki devrilmiş çöp tenekleri, dolu kül tablaları, boş sigara paketleri. bunları çağrıştırır bana hep. bir kaç tane daha vardır bu adamlardan. tom waits, leonard cohen falan gibi...
sesi öldürücü kroşelere sahip adam.
sol yanımı etkisiz hale getiriyor.
şarkı adı, albüm adı falan yalan.
sesi yeterli. şiir ya da marş okusa da olur.
bu bulutlu izmir aylarında daha iyisi yok.
ilk olarak metallica aracılığıyla tanıdığım şahane müzisyen, yazar, seneryo yazarıdır. metallica'nın loverman cover'ıyla tanıdım onu. daha sonra hallelujah şarkısını baştan sona defalarca dinledim, dinledim ve dinledim. daha sonraları bluebird, gates of the garden gibi parçalarını dinlemeye başladım. yavaş yavaş nick cave dinleyicisi olma yolunda ilerlemekten gurur duyuyorum.