''insanlara ya iyi davranınız ya da onları ayaklarınızın altında eziniz. Çünkü az incindiklerinde intikam peşine düşebilirler, daha fazlasındaysa bunu akıllarına bile getiremezler'' sözlerinin sahibi.
3 mayıs 1469'da floransa'da dünyaya gelen ve aynı yerde 1527'de ölmüş olan siyaset kuramcısı, yazar ve devlet adamıdır.
1513'te yazdığı ancak ölümünden sonra yayımlanan principe, yani hükümdar adlı başyapıtında siyasette devlet çıkarlarının belirleyici olması gerektiğini savunmuştur. bu yaklaşımıyla da gerçekçi siyaset kuramının öncüleri arasında yer almıştır.
(bkz: amaca giden her yol mübahtır)
efenim zamaninda isyanci misir valisi kavalali'ya, bu arkadasin meshur kitabi il principe'den bahsetmisler. demisler, pasam su siralar avrupada pek meshur ve muteber bir siyasetname mevcut, okumayi arzu ederseniz tercumesine basliyalim. demis cevirin bakalim bi on sayfa gorelim ne diyor.. cevirmis goturmusler, kavalali soyle bir bakmis, okumus. demis yahu bunlari biz zaten biliyoruz, yeni mi ogreniyor avrupalilar..
yani demem o ki, avrupalilarin her seyi kendilerinden cikmis gibi algilamak ve sunmak adina bir dusunce tarzini makyavelizm diye bu adamin isminden hareketle isimlendirmis olmalari bizi yaniltmasin.. ha yanlis anlasilmasin, medeniyetin hepsini bizden ogrendi avrupalilar geyigi yapiyor degilim. gerci bu geyikte de buyuk bir hakikat payi vardir, ama bu bir siyaset teorisi olarak gelistirilmeden once de kendine genis bir uygulama sahasi bulmus bir dusuncedir. ve oturup da, ciddi cidi bunu teorize eden adamin insanligindan suphe etmek de caizdir. netekim, dusunmemek ve yaptim oldu, anlayisiyla hareket ediyor olmak, boyle bir anlayisa sahip olmayi dogrulamasa bile anlasilir kilabilir. ancak, oturup da bunu derinlemesine tasvip eder bir uslupla incelemek, insanin latifelerinin ve duygularinin fena halde hasara ugradigina delalet eder. vesselam..
j.j. russo gibi iyimser düşünürlere göre o çakallık dolu prens kitabını kralara akıl vermek için değil halka kralların sahtekarlıklarını göstermek için yazmıştır.
ama o kitaptan sonra da yüksek bürokraside grev aldığına duşunursek pek de inandırıcı değil.
fırtınalı bir denizde yol alan bir gemidesiniz, dümenci birden ölüveriyor... sorara bize niccolo machiavelli; "ölen dümencinin yerine, gemideki, yolculardan en ahlaklı olanını mı seçersiniz, yoksa dümen kullanmayı en iyi bileni mi?" bu yüzden, ahlakın bir bilim olarak bağımsızca ele alınmasının başlangıcını niccolo machiavelli'de bulmuşlardır. demek ki, onu ahlaksız diye suçlamak yerine, ahlakı politikadan kurtardığı için övmek daha doğru olacak.
"...herkes sana gerçeği söyleyebildiğinde saygınlığını yitirirsin."
çıkmaz, paradoks. insanın lanetidir bu olay. başkalarına karşı açık olmak, onlarla eşit olduğunu göstermek istediğinde anında ayaklar altına alınır, kepaze olursun. onlara üstten yaklaşırsan da ya yalnız kalırsın ya da konumuna göre dalkavuklarla, yalakalarla başbaşa kalırsın.
' insanlar kendilerine ağır zarar verenlerden değil hafif zarar verenlerden intikam alırlar; bu yüzden kişiye verilen bir zarar, intikama yol açmayacak şekilde olmalıdır; dolayısıyla bu bağlamda şunu görmekteyiz ki, insanlara karşı ya cömertçe davranmalı ya da onları yok etmeli' . prens
prens adlı kitabındaki asıl hedefi; italya'daki ulusal ordu eksikliğinin giderilmesi ve buna mutabık güçlü bir devletin kurulmasıdır.
ona göre italya'daki tüm felaketlerin başlıca nedeni bir ulusal ordunun yoksunluğudur, işte kitabın ana fikri de bu yoksunluğun ne şekilde ortadan kaldırılacağına çözümler sunmaktır.
yalnız machiavelli yaşadığı dönem içerisinde bunu gerçekleştirememiş, ortaya koyduğu eserin henüz basılmamışken el yazmalı nüshası kendi dönemi içerisinde iktidar çevrelerince ilgi uyandırmamıştır. machiavelli'nin ölümünden dört-beş yıl sonra basılan kitap, ilk zamanlarda yine pek tepki uyandırmasa da gün geçtikçe artan reform hareketleriyle yavaş yavaş okunan bir kitap olmaya başlar.