"Prens" kitabındaki düşünceleriyle günümüz politikacılarını bile etkileyen siyaset kuramcısı. "Makyavelcilik" olarak adlandırılan ve politikada amaca ulaşmak için, ahlaka aykırı da olsa her türlü aracı hoş gören anlayışın sahibi. Machiavelli'ye göre adalet güçlüden yanadır.
' kazanım elde etmek için yapılan her şey mübahtır. ' sözleriyle belki de ülke politikalarının merkezine adını yazdırmış italyan filozof. machiavelli' nin hayatı boyunca en büyük isteği, yüksek bir makamda yöneticilik yapmaktı, bu yüzden sürgündeyken yazdığı il prince adlı başyapıtını floransa' da atılan her adımdan haberdar olan, güçlü medicilere ithaf etmiştir.
belki machiavelli aradığını yaşadığı zaman dilimi içerisinde bulamadı ancak günümüzün çıkarcılığını, kazanmak için el altından yapılanları daha o günden görerek ileri görüşlüğünü gösterdi. asla eskimeyecek bir eser bıraktı geriye.
insanlar, nankör, yalancı, iki yüzlü, tehlike karşısında korkak, kazanç karşısında çıkarcıdırlar. bütün bunları bilerek onlari yönetmek gerekir. iyi olmayan insanlar arasında iyi kalmak isteyen bir insan er gec ortadan silinir. şu halde, hükümdar iyi olmamayi oğrenmelidir.
machiavelli makyavelist değildir. Hayatı ve yaptıkları buna ters düşer. Fakat sürgünden kurtulmak ve eski saygınlığını kazanmak için "Prens" isimli kitabı Lorenzo de Medici'ye ithaf etmiştir. Eser Batı'nın "Siyasetname"sidir.
zirve hırsıyla yanıp tutuşan, zulmetmekten zevk alan çakal liderlerin en büyük ve en eski akıl hocası.
iktidara dair verdiği ipuçlarıyla sadece siyasette değil, iş yaşamında ve okul yaşamınızda da başarıya ulaşmanız mümkündür. tek kötü yanı sağlıklı düşünen insanlar tarafından ana-avrat küfür yemeniz olur muhtemelen.
1469 1527 yılları arasında yaşamış ünlü düşünürdür. yaşadığı dönemde hristiyanlığa ateş püskürerek, '' hristiyanlık kişileri pısırıklaştırıyor, alıklaştırıyor, yazgıcı, bir lokma bir hırkacı yapıyor; bu nedenle osmanlı'lardan tokat üstüne tokat yiyoruz'' demiştir. bu düşünürden yaklaşık 300 yıl sonra nietzche din hakkında bu eleştirileri tekrarlayacaktır. belki de nietzche bazı düşüncelerini machiavelli'den devşirmiştir.
eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini , alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir . erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir.
eğer bir toplum, iktidarda bulunan kişilerin alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasî görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o toplum erdemini yitirmiştir. erdemini yitiren toplum, bir gün yurdunu da yitirmeye mahkumdur.
başarıya giden yolda her şey mübahtır görüşünü benimsemiş, prens adlı bir kitabı bulunan, pragmatik diye nitelendirebileceğimiz siyasetçi ve düşünce adamı.
(bkz: 7 day theory)
floransalı machiavelli, değindikleri ve tespitleri ile beşeriyet kronolojisinin "ayna"sıdır bir bakıma. halktan gücünü alan bir iktidar kurulmasından yana olması en belirgin ve kaliteli yanlarındadır.
kendisine göre, insanlar, ahlaksız olmalarının yanısıra, fena halde yalancıdırlar da. onları irade altında tutabilmenin yeğane yolu, onlardan besbeter tutumlar takınmaktır. "dinsizin hakkından, imansız gelmeli!" diyor bir bakıma.
bununla beraber, herkes kötü değil ancak, bunca seviyesizliğin arasında kalan iyi kalpliler de, dejenerasyona uğramak mecburiyetindedirler; yada tümden silinmek... Hükümdar'ında, bunlardan bahsetmektedir. nasıl ki günümüz devletlerinde; "maliye", "döviz kuru" gibi, silahlar varsa; o dönem mevcut olan "kaba-kuvvet silahı" son damlasına kadar kullanılmalı der. esasen, "hümanizm" denen, insanı yüceltme sanatı(!)nın bir kenara konmasının, aslolanın "can yakmak" olduğunun, asırlar önce ayırdına varmış gerçek bir rönesansçıdır.
cömertliğe de değinir kendisi. "cömertlik gerçekten, yapmacıklığın son noktası ve oldukça boş bir kavramdır" der. muğlak olduğundan bahis eder. "Ne kadar verirsen ver, her zaman verdikleriniz devede kulak kalacaktır." O halde, gerek yok ki cömertliğe! bir insan, diğerlerine muhtaç olmadan yaşayabiliyorsa, ki bu kişi "hükümdar"sa, halkına yeni ve ağır vergiler koymadıktan sonra, zaten "cömert" sıfatını kendiliğinden hakedecektir, kazanacaktır diyor. ayrıca, "pintilik" hükümdarların olmazsa olmazıdır. kim ki "pinti hükümdar" diye namlandı, o zaferden zafere koştu. o ki, etimolojik muhtevasına değindiği sözcüğü, başkalarının parasını savurduğundan, cömertlik tatlı gelir diye açıklar. "yok yere yemin" ve "verdiği sözde durmama"nın, asıl "erdem"e ulaşmak yolu olduğundan söz eder. dediğimiz gibi: floransalı machiavell, aslında bir ayna vazifesi görüyor. Gerçeklerden söz ediyor. Yapmacık ve sahte tutumların yalancılığından söz ediyor.