nasıl il olmuş hala aklım almıyor. mecburiyet caddesi yıkılsa halk ne yapacak. çok enteresan bi yer. üniversite olmasa köy olurdu heralde dediğim kasabadır niğde. öss ye hazırlandığım üniversire sınavına girdiğim şehir. kayseriye gitmek için ara istasyon. eski terminali tam bir yıkıntı. yinede şehirde önemli olan güzel binalar güzel sokaklar değildir. önemli olan orada iyi dostlarının olmasıdır.
fuzuli olduğunu düşündüğüm il, olmasının bir gereği yoktur. neye yaradığı da tartışılır. çöl gibi bir yer lan, üniversite öğrencileri olmasa apaçiden geçilmiyor. Hiçbir özelliği yok, bir caddesi, bir anıtı, kendine has özel bir şey. insanların akşamları toplanıp gezeceği bir meydan bir cadde yok. çay bahçelerindeki bardaklar pislikten elinize yapışır hale gelmiştir. fonda çalan ankaralı turgut dan 10 kat beter şarkılar da cabası.
köyleri köye benzemez, dağlarda ne bir bitki ne bir manzara ne de bir ağaç var. şöyle yorgunluğunuzu atacağınız bir göl kenarı bir akarsu, nehir kenarı gibi bir şey de yok.
niğde'yi tek ayakta tutan gördüğüm kadarıyla üniversite öğrencileridir.
öncelikle niğde hakkında yazılan geneli olumsuz entryler beni gerçekten cok üzdü.evet niğde küçük bir şehirdir ama hem yaz hem kış zaman geçirebileceğiniz onlarca aktivitede bulunabilirsiniz.gümüşler manastırına gidip gezebilir,barajında balık tutabilir sonra da mangal yakıp rakıyla yiyebilirsiniz.daha sonra roma havuzuna,kemerhisar su kemerlerine gidebilir,kemerhisar şarabından tadabilirsiniz.kafanız bozulduğunda meşhur kayardı bağlarına veya paşa bağlarına çıkıp müthiş manzaraya karşı biranızı yudumlayabilirisiniz.roma,bizans ve selçuklu'dan kalma yüzlerce tarihiyapıyı ziyaret edebilir hatta bunların bazılarında ibadetinizi de rahatlıkla gerçekleştirebilirsiniz.kışın aladağlarda mükemmel bir tatil yapabilir ya da demirkazık'a gidip dağcılık faaliyetınde bulunabilirsiniz ya da saat kulesi(kale)ne çıkıp kar yağdığında şehrin ne kadar şahane bir görünümü olduğunu beyazlıklar içinde anlayabilisiniz..
niğdede yeşillik yok diyen öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem:kampüse gitmek için beklediğiniz duraklarda bir kere de okula gitmek yerine bahçeli,kemerhisar,yeşilburç,kayardı gibi yerleri tercih etmeniz olacaktır.meşhur şarkısı bile var;yine yeşillendi niğde bağları..kız arkadasınızı kolunuza takıp çekinmeden her yere gidebilirsiniz.(ben ankarada öğrenciyim,bu konuda ankara için bile garanti veremem) ögrenci için bu şehir hem cok ucuzdur hem de cennettir.elması,patatesi,gazozu,insanı,tarihi,kültürü ve herşeyiyle kesinlikle anadolunun en güzel kentlerinden biri,iç anadolunun en güzel kentidir niğde...
niğde gazozu, koyunlu * halı ve patatesiyle ünlü ilimizdir. iç anadolunun en mütevazi ilidir. rahat bi yaşam imkanı sunar. olaylardan uzak, az gürültü barındıran güzel bir şehir.
' buralar eskiden bağdı bahçeydi ' diye edilen tabirin şimdiki zaman ekiyle harmanlaşmış , gelişememiş gelişme çabası da olmayan fazlasıyla moktan , moktanda moktan bi yer.
Niğde'nin Bor ilçesi inanılmaz iğrenç krolar ile doludur.tipsiz erkekleri,bakımsız uzun saçlarını berberde hiç kestirmeden fön çektirirler.bir montları vardır kışın;hepsi aynı tür.birde aralarında iğrenç,cırtlak o sesleriyle birbirlerine küfür etmeleri yok mu?of kurarsınız.şöyle ünlü bir sözleri vardır ki yolun ortasında bağıra bağıra ciyaklar bu krolar "ni din laaaaaaa" (ne diyorsun lan)
söylemekten anlamsız mutluluk duyduğum memleketim.
gittiğim zaman hemencecik sıkıldığım, gitmediğim zamanlarda fena özlem duyduğum.
ve şu an niğde ile ilgili videolar izleyip,yetinmeye çalıştığım.
bir de o kadar övdüler ki, sırf kışın güzelliğini görmeye mutlaka geleceğim.
öptüm yanaklarından.
hepimiz sabah erkenden uyandık, yüzümüzü bile yıkamadan bilgisayarı açtık ve numaramızı girdik, Niğde il Jandarma Komutanlığı yazısını gördük. Her birimiz diğerimizden habersiz olarak, ve 2 gün sonra tanışacağımızı bilerek.
kısa dönem olarak geldik bu şehire. şapşal bakışlar arasında yeni hayatımızı öğrenmeye çalıştık. nerede uyuyacağız, nerede yemek yiyeceğiz, kantin nerede, tuvaletler nerede, nerede ve ne zaman duş alınır, dolaplarımız nerede, ne giyeceğiz, ne zaman giyeceğiz vs vs vs.
acemilik dönemi bitince ilk çarşı iznimizi alırız. o zaman tanırız niğdeyi. büyük şehirden buraya gelmek canınızı acıtmaz, çünkü bilirsiniz 6 ay sonra yine büyük şehrinizdesinizdir. Vakit geçirdikçe görürsünüz kü, büyük şehirler Niğde kadar olamamışlar. istanbul'dayken bir pizzacıya (hut, dominos vs gibi zincir olmayan bir pizzacıya) girmiştim, demiştim ki malzeme bol olsun neyse parası eklersin. Aynı malzeme gelmişti, sadece hesabı arttırmışlardı, 14 TL yerine 20 TL. Niğde'de ise, girdim ilmare pizza'ya, dedim ki bi orta boy pizza, bol malzemeli, fiyatı yansıtırsın. Olur mu abi dedi, bizim malzemeler zaten bol, beğenmezsen az gelirse para verme. Malzemeler bol, taze ve lezzetli, herşey süper. Hesap geliyor 5 TL. Başka bir gün niğde'nin ara sokaklarındaki urfa kebap salonuna gidiyoruz, masayı donattırıyoruz 2 kişi, 2 şer porsiyon yemek, mezeler, içecekler, arasıcaklar vs. hesap geliyor 200 TL. itiraz ediyoruz, 200 tl ne demek, istanbul mu burası diye. adam diyor ki "abi sen yanlış okudun, 200 değil 20 tl". şaşırıyorsun. taze et yiyorsun, lezzetini alıyorsun ve istanbuldan çok daha az para ödüyorsun. dönerciye gidiyorsun, 1.5 porsiyon pilavüstü istiyorsun, "2 yap asker abime, 1 parası al" diyor patronları.
şalvarlı teyzeleri de görüyorsun yolda, tayt çizme giyen kızları da, her şeyden var. askeri çok seven bir şehir, sahip çıkıyorlar. kendinizi istanbul'dan daha samimi ve içten bir yerde buluyorsunuz. gözleriniz denizi arıyor, bir sahil kenarı olsa diyorsunuz zaman zaman. amaaan, olmasa da oluyormuş.
nizamiye kapısında, öğle güneşi altında nöbet tutarken geçen öğrenci servislerinin hepsi "merhaba asker" diye bağırıp camda asker selamı veren çocuklarla dolu. yeşil kart almaya gelen köylülerin "bi ihtiyacın var mı evladım" diye size yokluk halinde bile sahip çıkmaları sizi şaşırtıyor.
evet deniz yok burada. pizza hut, burger king, günaydın et lokantası, sortie, lacivert vs de yok. bunlar olmadan da 6 ay geçtiyse bir ömür geçer mi, bilmiyorum. bir gün tekrar geleceğim Niğde'ye. 6 ay süren acı ve tatlı askerlik anılarımı barındıran bu şehri nasıl unutabilirim ki? niğde gazozunu, patates kızartmalarındaki farklı tadı, insanlarını, herşeyi özlüyorum zaman zaman.
bir gün çok zengin olursam eğer, niğde için çok güzel şeyler yapacağım. beni teskere ile uğurlayan bu şehire eminim çok büyük desteklerim olacak. bu şehrin ufku daha çok açılmalı, ama insanlıklarını unutturmadan. her şeyin en iyilerini hakediyorlar. bana yardımı dokunan her bir niğdeliyi sevgi ile anıyorum. sağ olun var olun. en zor 6 ayımda bana hepiniz çok destek oldunuz.
malum atasözü dışında hatırlanacak hiç ama hiç bir şeyi olmayan, birbirleriyle sidik yarıştırmaktan şehirlerini geliştirememiş insanların yaşadığı vizyonsuz büyük kasaba.