neşet ertaş

entry1909 galeri168 video53
    32.
  1. 31.
  2. Kırşehir!in "Neşet Ağam" diye hitap ettiği, değerli usta..
    3 ...
  3. 30.
  4. feryal öneyle düetleri doyumsuz üstad...
    2 ...
  5. 29.
  6. muharrem ertas'in arkasindan muhtesem bir agit yakmistir. peki ya bu sahis oldugunde kim ardindan agit yakacak? kim yerini doldurabilecek? hiç kimse...
    hele hele istanbul turkcesi ile turkuleri soyleyenler, kendini turkucu sanan sahsiyetler, eline su bile dokemez.
    3 ...
  7. 28.
  8. 27.
  9. mapushanelere güneş dogmuyor isimli parcasinin gercek hikayesini kendi agzindan anlatirken aglayan ozandir. efendim olay söyledir bu ozanimiz avrupaya konsere gider ancak avusturya'da ekiplerinden birisi aranan bir suçluya benzediği için göz altına alınırlar ve 3 boyunca avusturyanın ünlü hapishanelerinde kalırlar. o sırada türkiyedekilerin derdi kendi gençlerini asmak olduğu için kimsenin olaydan haberi olmaz. sonunda bir diplomatın araya girip ne oluyor bu damlar nerde diye araştırmasıyla ortaya çıkmıştır olay. netekim kendileri almanya'da yaşamaktadır. tam bir iç anadolu ozanıdır...
    2 ...
  10. 26.
  11. bozkırın bağrından kopup gelmiş, güçlü ve değişik sesiyle bir çok türküye ayrı bir tat katmış, birkeresinde göremesem de sesini duyma şansına ulaştığım bozkırın tezenesi.
    3 ...
  12. 25.
  13. cahildim dünyanın rengine kandım..

    iç anadolu ağzında, deyişinde^^ cahil^^ bilgi yada eğitim ile ilgili değilde daha çok
    genç olmakla ilgili bir şeyi anlatır.. fakat bu görece bir gençlik , cahilliktir.. oğul babaya oranla, baba da dedeye oranla cahildir mesela..bir tür ahlaki kast gibi yani..

    garibim can yakıp gönül kırmadım..

    yine^^ gariplik^^ sözcüğün gerçek anlamından yola çıkıp, giderek bir sınıfı(abdalları) tanımlayan bir şeye dönüşür.. fakat asıl olarak bir kendini yadsıyışta(diğer ozanlar ve aşıklar gibi son dörtlükte kendi adını kullanmaz), bir tevazu da, bir ego halletmişliğinde, bir derviş vazgeçişinde, son olarak bir kendini bilme ve yoksayma davranışın da bulur anlamını..

    (bkz: hata benim)
    17 ...
  14. 24.
  15. Aşağıdaki albümleri üretmiş saz şairi:

    neşet ertaş 01 - zülüf dökülmüş yüze - kalan müzik 1999
    neşet ertaş 02 - gönül dağı - kalan müzik 1999
    neşet ertaş 03 - mühür gözlüm - kalan müzik 1999
    neşet ertaş 04 - zahidem - kalan müzik 1999
    neşet ertaş 05 - garibin dünyada yüzü gülemez - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 06 - niye çattın kaşlarını - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 07 - çiçek dağı - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 08 - ayaş yolları - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 09 - sevsem öldürürler - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 10 - ağla sazım - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 11 - hata benim - kalan müzik 2000
    neşet ertaş 12 - dostlara selam - kalan müzik 2001
    neşet ertaş 13 - sabreyle gönül - kalan müzik 2001
    neşet ertaş 14 - yar gönlünü bilenlere - kalan müzik 2002
    neşet ertaş 15 - vay vay dünya - kalan müzik 2005

    neşet ertaş - gurban olduğum - kalan müzik 2003
    neşet ertaş - nostalji 1
    neşet ertaş - şirin kırşehir
    neşet ertaş - sazlı sözlü oyun havaları (2000)
    neşet ertaş - nerde ne arıyorsun (2000)
    neşet ertaş - gönül yarası (1998)
    neşet ertaş - avşar elleri (1999)
    neşet ertaş - benim yurdum (1997)
    neşet ertaş - altın ezgiler-3 (1995)
    neşet ertaş - seher vakti (1995)
    neşet ertaş - seçmeler 3 (1995)
    neşet ertaş - seçmeler-2 (1995)
    neşet ertaş - kova kova indirdiler yazıya (1993)
    neşet ertaş - gitme leylam (1992)
    neşet ertaş - türküler yolcu (1992)
    neşet ertaş - gel gayrı gel (1990)
    neşet ertaş - hapishanelere güneş doğmuyor (1989)
    neşet ertaş - kibar kız (1988)
    neşet ertaş - gönül ne gezersin seyran yerinde (1988)
    neşet ertaş - neşet ertaş-3 (1986)
    neşet ertaş - türküler ve deyişler (1986)
    neşet ertaş - dünyanın hali
    neşet ertaş - dostlara selam -aşkın beni deli eyledi
    5 ...
  16. 23.
  17. 22.
  18. gerçekten eli öpülesi şahsiyet.*
    3 ...
  19. 21.
  20. türkiyenin gerçekten de en büyüğüdür. sazına tamburlama denilen bir düzen vermiştir. ama son bir iki yıldır türkülerin orjinalliğini bozarak okumaktadır ama olsundur yine de seviyoruz kendisini.
    2 ...
  21. 20.
  22. namı diğer bozkırın tezenesi, çok sevdiği izleyici kitlesinden yoğun elektirk alabilirse "hepinizin, buraya geldiğiniz için, ayağınızın altını öpüyüm" gibi laflar eder. böyle de alçak gönüllüdür. ayrıca virtüoz ayarında bağlama/saz çalar.
    4 ...
  23. 19.
  24. babası muharrem ertaş'tır. kırşehir çiçekdağ'da doğmuştur. 33 albümü vardır. tüm türküleri dinlenesidir. çok küçük yaşlarda gurbete gitmiştir ve şimdi türkiye'ye tekrar yerleşmiştir. konserlerine bizzat gtmişliğim vardır.
    4 ...
  25. 18.
  26. bide gönül yarası filminde söylediği karlı dağlar şarkısı vardır ki insanı damardan vurur..
    6 ...
  27. 17.
  28. türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük ozanı *
    4 ...
  29. 17.
  30. kendi hayatını anlattığı şiiri;

    bin dokuzyüz otuzsekiz cihana
    kırtıllar köyünde geldin dediler
    babama muharrem, anama döne
    dediysen atayı bildin dediler

    dizinde sızıydı anamın derdi
    tokacı saz yaptı elime verdi
    yeni bitirmiştim üç ile dördü
    baban gibi sazcı oldun dediler

    o zaman babamdan öğrendim sazı
    engin gönül ile hakk'a niyazı
    o yaşımda yaktı bir ahu gözü
    mecnun gibi çölde kaldın dediler

    zalım kader devranını dönderdi
    tuttu bizi ibikli'ye gönderdi
    babam saz çalarken bana zil verdi
    oynadım meydanda köçek dediler

    anam döne ibikli'de ölünce
    tam beş tane öksüz yetim kalınca
    beşimiz de perişan olunca
    babamgile burdan göçek dediler

    yürüdü göçümüz tefleğe doğru
    bu hali görenin yanıyor bağrı
    üç aylık çoçuğun çekilmez kahrı
    bunlara bir ana bulun dediler

    yozgat'ın kırıksoku köyü'ne vardık
    bize ana yok mu diyerek sorduk
    adı arzu dediler bir ana bulduk
    işte bu anadır buldun dediler

    en küçük kardaşı kayıp eyledik
    onun için gizli gizli ağladık
    üstelik babamı asker eyledik
    yine öksüz yetim kaldın dediler

    zalım kader tebdilimi şaşırttı
    heybe verdi dalımıza devşirtti
    yardım etti yerköy'üne göçürttü
    biraz da burada kalın dediler

    yerköy'den kırıkkale'ye geldik
    babam saz çalarken biz çümbüş aldık
    kırşehir'e varınca kemanı çaldık
    aferin arkadaş çaldın dediler

    ankara'da (sünnetçi) veysel usta'yı buldum
    epeyce eğleştim, evinde kaldım
    yüz lirayı verip bir yatak aldım
    etti isen böyle buldun dediler

    bir ev kiraladım münasip yerde
    kaldı kavim kardaş hep kırşehir'de
    bu aşk hançerini vurdu derinde
    çaresini bulmazsan öldün dediler

    yarin aşkı ile döndüm şaşkına
    arada içerdim yarin aşkına
    canan acımaz mı garip dostuna
    bunu da içeriye alın dediler
    6 ...
  31. 16.
  32. söylediği her türkü başka bir türküdür. o söylediğinde ''başka'' olmuştur. ondan önce ''türkü'' idi;ondan sonra ''neşetertaştürküsü'' olmuştur.
    6 ...
  33. 15.
  34. trt'de kendinden "rahmetli" diye bahsedildigini duyunca bu duruma baya içerleyen degerli usta.
    12 ...
  35. 14.
  36. gurbet elde yollarımız bağlandı
    turnalar o yarden bize ne haber
    hasretiyle garip bağrım dağlandı
    turnalar o yarden bize ne haber

    yüce dağlar başı boranmı karmı
    yarden ayrılması size de zormu
    turnalar o yarden bir haber varmı
    turnalar o yarden bize ne haber

    yar zülfünü tel tel edip düzdü mü
    el içinde garip garip gezdi mi
    gizli sırlarını size çözdü mü
    turnalar o yarden bize ne haber

    görüldüğü gibi üstad bütün eserlerinde Türk Halk edebiyatı nazım biçimi türkü'yü kurallarına uygun olarak esastan bozmadan hece ölçüsü ile kullanmaktadır.bu eserinde de 11li hece ölçüsü mevcuttur.
    3 ...
  37. 13.
  38. her dinlediğimde yüreğimde fırtınalar kopartan zahidem ve evvelim sen oldun şarkılarının sahibi. eşine az rastlanan halk ozanlarımızdandır. sevilesi saygı duyulası ellerinden öpülesi zat

    özgeçmişi

    Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırtıllar Köyü'nde Döne'den doğma Muharrem Ertaş'ın oğludur. Kırşehir, Yozgat ve Keskin'in çeşitli köylerinde çocukluk ve ilk gençlik yılları geçmiştir. 15 yasında çıktığı gurbet hayatinin hala devam etmektedir.
    Neşet Ertaş'i tanımak, asıl onun ruh ve gönül macerasını bilmeyi gerektirir ki burada hemen karsımıza, Neşet Ertaş'la en rafine üslubuna kavuşan Orta Anadolu Abdal Müziği geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından olan babası Muharrem Ertaş karsımıza çıkar.

    iste Neşet Ertaş, babası Muharrem Usta ile adeta Anadolu'daki en olgun seviyesine erisen bu Türkmen/Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur. Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları ile donanmış bu müziği yöresinin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurt dışında bilinmesini ve tanınmasını sağlamıştır.

    1960'lardan itibaren binlerce yıllık sazımız bağlama ile birlikte anılan; sadece geniş halk kesimlerinde değil, ciddi musiki çevrelerinin ve gerçek türkü dostlarının da gündeminden hiç düşmeyen Neşet Ertaş'i farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor- Çünkü o aslında bir anlamda tam bir yöre sanatçısı olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde tanınan biri olarak, hem babası Muharrem Ertaş'tan, hem de bu geleneğin diğer usta isimleri olan Hacı Tasan ve Çekiç Ali'den de ayrılır. Bir başka söyleyişle onun sanatı için, basta Muharrem Usta olmak üzere. Hacı Tasan, Çekiç Ali ve Abdal/Türkmen Müziği geleneğinin çeşitli yörelerde farklı tavır ve üsluplarda karsımıza çıkan diğer ustaları da dahil olmak üzere hepsinin üst seviyede bir sentezi ve esrarlı bir bileşkesi denilebilir.

    Sarısözen'in tabiri ile bir zamanlar sadece ve sadece "Kırşehirli Mahalli Sanatçı" olarak bilinen Neşet Ertaş'ı binlerce, hatta milyonlarca saz çalıp türkü söyleyen diğerlerinden ayıran nedir? Onun sazının ve sesinin insani büyüleyen sırrı nereden gelmektedir? Neredeyse yarim asra varan bir süreden beri gerçek anlamda gönül telimizi titreten, ruhumuzu ürperten bu esrarlı sesin, sazın ve yorumun arka planında neler ve kimler vardır? Sazı gümbür gümbür ses veren, adeta davula eslik edercesine sazının göğsünde pençesiyle sesler çıkaran, hep samimi ve kendi halinde yüreğinin acılarını ve kendi iç gurbetlerini seslendiren; hiç bir medya tik tutumu olmayan, kalabalıklardan ve şöhretten adeta köse bucak kaçarak pek ortalıklarda görünmeyen; mezhep, parti ve etnik kimlik çağrışımlarına pirim vermeyen, sazından, sözünden ve sesinden gayri hiç bir şeyden medet ummayan bu "Garip" insani tanımak kadar tanımlamak da gerçekten zor.

    Ayaklarının altındaki toprağın renginden, kokusundan haberdar olan, bastıkları yeri az çok tanıyan, yürekleri hep türkülerle birlikte atanlar için Neşet Ertaş, belki de tam bir "yasayan efsane"; meçhul, uzak, esatiri ve sırlarla dolu...

    Neşet Ertaş'in sanatı hayati ile hayati sanatı ile o kadar içice ki, çalıp çığırdığı türkü ve bozlaklarında bütün bir hayat hikayesini bulmak mümkün olduğu gibi, hayatına yakından baktığımızda da o içli türkülerin, acili bozlakların nelerden nasıl doğduğunun ipuçlarını elde ederiz hemen. Onun yokluk, yoksulluk ve acılarla dolu hayatim "Garip" mahlasıyla yazdığı koşma tarzında usta isi şiirlerle anlattığı ozan yönünü yıllarca kimse fark etmedi bile. Babasından tevarüs ettiği geleneksel ve anonim türkülerin, bozlakların dışında, sözleri kendisine ait türküler, bozlaklar söylediğini de fareden olmadı yıllarca. Sözü ve müziği ile, anonim türkülerdeki erişilmez sadeliği ve estetik seviyeyi yakalayan sayısız türkünün, bozlağın altına attığı mütevazı imzasını kimselere söylemedi bile.

    Neşet Ertaş o büyük yaratıcı yeteneği ile okuduğu her eseri yeni bastan öyle bir yorumlar, ona öyle bir ruh ve hava verir ki, adeta yeni bir beste ile karsı karsıya olduğunuzu dahi sanabilirsiniz. Bu durumu, yeteneği, kültürü ve birikimi oldukça sinirli sığ ve sıradan sanatçıların yorum adına yaptıkları "dejenerasyon" ile karıştırmamak gerekir. Çünkü Neşet Ertaş kendisine ait olmayan bir türküyü bi1e öyle bir okur ve yorumlar ki, o türkü o sekliyle yıllar öncesine ait bir Neşet Ertaş türküsü gibidir artık.

    Olağanüstü denilebilecek yeteneği, geleneğe hakimiyeti, gelenekten kopmadan yeniye bağlılığı, yeni zamanların modern zevk ve eğilimlerini gözeten diri ve uyanık tecessüsü ile Neşet Ertaş, hep gündemde kalmış bir sanatçıdır. O, ismi bağlama ile özdeşmiş ve adeta bu dünyaya türkü söylemek için gelmiş gerçek bir türkü ustası... Türküyü bağlamaya, bağlamayı türküye bu kadar yakınlaştıran ve yaklaştıran, adeta birbirlerinin içinde -kendisi ile birlikte- eritip yok eden ikinci bir sanatçı bulmak öyle sanıldığı kadar kolay değildir.

    Neşet Ertaş'ın sanatı; müziğin özünü, ruhunu kavrayan birinin, hiç bir yapmacıklığa tevessül etmeden, olduğu gibi kendini, kendi özünü ve hissettiklerini saza, söze dökmesidir. (alıntıdır)
    8 ...
  39. 12.
  40. gercek anlamda baglama virtüözü,ilerleyen yasına ragmen performansı parmak ısırttırır adama.
    4 ...
  41. 11.
  42. kelimelerin anlatmakla yetersiz kaldığı bi sanatçı...saz öldürebilen insan...allah uzun ömür verse de bi konserine gidebilsem dediğim büyük üstad...
    3 ...
  43. 10.
  44. birçok ozan gibi eserlerinin son kıtasında kendi soyadını ya da adını kullanmak yerine "garip" mahlasını kullanır.
    12 ...
  45. 9.
  46. -göğnümüzüng ozanı
    -gara çocuk
    -bi yılbaşı gecesi zaplarken trt de tıkanıp kalmıştım,ya konuşturuo resmen sazı
    -oyun havalarının tek üstadı o(ankaralı tayfası gibi güzel sosyal mesajlar vermesede)
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük