--spoiler--
20 li yaşlarda her ikisi de istanbul'a sanatçı olarak meşhur olmak amacı ile gitmiş ve tesadüfen aynı evde kalmışlar, akşamları birbirlerine saz çalarak garipliklerini unutmaya çalışmışlardır. neşet ertaş'a sorarlar ;
- ne tür parçalar çalardınız ?
neşet usta der ki ;
- ben uzun havalardan çalardım o da saz böylesine çalınır kabilinden bana gösteriş yaptığını sanırdı. ne çaldığı anlaşılamazdı.
işte neşet usta ile orhan efendinin farkı. neşet ertaş 'a saz çalmasını öğretmeye teşebbüs edecek kadar ukalalık.
neşet ertaş devlet sanatçısı sayıldı ama her sanatçı devlet sanatçısıdır diye ödülünü almadı.
ya orhan, saçını başını boyatıp küçüldükçe küçüldü. neşet usta'nın yanında bir cüce olana kadar.
kaynak : " gönül dağında bir garip " kitabı / iş bankası yayınları.
Her şarkısında sevgi saygı ve kardeşliği işleyen bir ustayla deodorant reklamcısı bir tutulamaz.
Neşet Ertaş layık devlet sanatçısı ödülünü meslektaşlarının onuru için reddetmişken, Orhan Gencebay kendi arkasını sağlama almak için çomar tayfasına katılmıştır.
