siz de tek başınıza mutsuz yaşar sonra ölürsünüz falan, kimse cesedinizi bulmaz. çürürsünüz.. önemli değil ama kokar işte..
şaka şaka ^^ ben eğlencelli bir insan olarak sakin insanları severim mesela. aslında eğlenceli insanları da severim. sanrım genel olarak insan severim.
yani demek istediğim sizi kimseden ayırmadan sevebilecek ponçirik insanlar da var ^^
hayatının büyük bölümünü bu şekilde geçirmiş bir insan olarak söyleyebilirim ki, en büyük zarar kendinize. boş verin başkalarını ve onların düşüncelerini. hayat ancak siz ona gülümserseniz size güler.
Evet, genellikle uykusuz olmadığınızda ki durumdur her şey ve herkese karşı soğuk geldiğiniz zamanlar. Çok eğlenceli olsalar da stres nedeni ile dışarıdan böyle algılanan insanlar da vardır. Tabi meslek seçimi ve irade de önemli eğer iradeli iseniz ve hayatta istediğiniz kişi olmak için yeterince çaba harcadı iseniz zaten neşeli bir kişilik sinizdir...
Neşeli olmak zor gözükse de değildir. Pozitif enerji ile güne zinde başlanırsa gerisi gelir.
Her sabah kalktığınızda kendinize günaydın deyin, her şeyin değiştiğini gözlemleyebilirsiniz.
Gelin size şu herkesin dilinde olan acıdan ve onun kişinin hayatını
nasıl etkilediğinden bahsedeyim.Acı insanları seçmez,insanlar
kendilerine acı seçer.(Aile,sevgili,Fiziksel,Ruhsal,Gibi..
Bence Acı iki evreye ayrılır;
Birinci Evre,Susmayı tercih eden insandır.Bu insan acıyı sonradan tatmıştır.Sonradan ise
kabullenir ve susar.Dertlerini,hayallerini ve umutlarını bir yere bırakmıştır.Hayatta
başına gelebilecek her olaya karşı gülmeyi öğrenmiştir.Artık eskisi kadar umursamaz hiçbir şeyi.
Akışına bırakmıştır hayatını..Kendisini ikinci evreye hazırlar.
ikincisi Evre ise,Acılarla büyümüş hayatında sonradan değil de hep onunla yaşamış insandır.
Hayatının belirli bir döneminde susmuştur oda.Ailevi meseleleri,sevgili olaylarını,arkadaşlığı
pek umursamaz.Kim olursa olsun,ne yapılırsa yapılsın bir kişiyi tek bir hamlede silebilecek
karaktere gelmiştir.Bu insan fiziksel,ruhsal,ailesel acıları en doruklarında yaşamıştır.
Hiçbir zaman kendi dertlerini arkadaşlarına yada ailesine açmamıştır.Hayatında bağımlı olduğu
ne sigarası vardır ne alkolü.Ne kendisini jiletlemiştir,nede madde kullanmıştır.Hatta çoğu
zaman insanlara baktığında, kendisine haksızlık yapıldığını düşünmektedir ama sesi çıkmaz.
insanlara da pek değer verdiği söylenemez zaten.Hayvanlara,kitaplara,film ve müziklere
vurulmuştur onun kalbi.Kendisini şaşırtan veya büyüleyen bir şey olsun hep başkalarına
anlatmak isterler. Gülümseyişleri ve enerjisi hiç bitmez mutlu olduğunda.Fakat bazen öyle
bir zamana gelirler ki...Hayatı boyunca yaşamış olduğu bütün dertler tasalar birikip
o saf bedenin ruhunu çökertir.Artık susamaz, umursayamaz olmuştur.Haykırmak isteselerde
içindekileri çoğu zaman ne olup bittiğini bile bilmezler.Konuşup çare aramaya çalışırlar
çünkü onlar bu zamana kadar hep kendilerini güçlü kıldı,başkalarına sığınıp onlardan medet
ummaya çalışırlar.. Bu zamana kadar hep başkalarını dinlemiştir o.Kimsenin gözünde ne derdi
ne tasası vardır.Başkaları ile konuşma hakkı yoktur belkide..Ruhunu çöküntüden kurtarmaya
çalışır fakat hiçbir yerde aradığını bulamaz.Haykırışları bittikden sonra susar ve hayata
gülümsemeye başlar tekrardan ve bilir ki artık eskisi olduğundan daha güçlüdür bu insan.
Arkadaşlar bu ilk yazım ve çoğu yerde kendimden örnek verdim. 19 senelik hayatıma 14 ameliyat
sığdırdım.Ailem hiçbir zaman birlikte olmadı.30 kilo kaybedip 6 ay boyunca yemek yiyemedim.
Okula gitmemeyi kim sevmez ki ? 5-7 ve 11.ci sınıfı okuyamadım.Birçok arkadaşımı ve sevdiğimi
kendi ellerimle kaybettim.Bir gözüm mavi bir gözüm kahverengi benim.Dünyaya yarım baksam bile
bedenlerinizde ki güzelliği görüyorum.Lütfen kendinize zarar vermeyin.Gülümsemeleriniz yüzünüzden
eksik olmasın iyi akşamlar dilerim..
Neşeli bir insan olmak isteyip de olamamak problemidir onun aslı. Biz neşesiz insanlar sayesinde neşeli insanların değeri anlaşılıyor, en azından bir işe yarıyoruz.
neşeli olmak için daha güzel bir an beklendiği için olabilir. neşelenmeye üşenmek gibi bir şey. yapacağı işi sürekli yarına erteleyen kişiler için sıradan bir durum. mesela tam neşelencekken '' en iyisi acele etmeyeyim. daha iyi bir an gelir de neşesiz yakalanırsam mahvolurum '' şeklinde neşe hissi basıtırılır ve geri yollanır. çünkü neşe dediğin şey öyle ulu orta çat diye gelmemeli. biraz daha özenli ve kalabalık halde, öncesinde haber vererek müsait bir zamanda gelmeli.
zeki ama çalışmıyorgiller, çalışsa yapargiller falan hepsi bu gruba dahil. hatta komşularından birinin annesi:
- bizim çocuk bir neşelidir, vallahi bok var gibi neşelenir yani. küçükken de böyleydi. sizinki de neşelenir mi ? ha daha evlenmedi. okula şe yapıyosa tabi...
gibi şeyler söyler. ağız tadıyla neşesiz kalındığı sürece hepsine varız.
Problem olarak görülmemesi gereken durum.
Şahsen hiçbir zaman sürekli etrafa neşe saçan birisi olmadım.
Yalnızlığı beraberinde getirmez, hatta içinizi dışınıza olduğu gibi yansıttığınız takdirde sahte insanların etrafınızda birikmemesini sağlar.
Çünkü neşeli insanlar daha çok tercih edilirler, her anlamda. insanları daha kolay kendinlerine çekerler. Sahte dostluklar biriktirirler bu yüzden.
Çevrelerindeki çoğu insan da neşelerinin yokluğuna tahammül edemez. Yeri gelip moralsiz oldukları zaman da “geçer ya takma” gibi saçma sapan yorumlara maruz kalırlar.
Sevgi yok saygı yok para yok pul yok neye sevinelim amk? Bizi seven bir gariban anamız var bir de babamız. Seveni geç kafasını çevirip bakan bile yok aq.
türkiye de zor kardeşim. ne neşesi. gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı, ekonomi, ülkedeki kasvetli siyaset, suriyeliler, sinir stres vs bunlar insanda neşemi bırakır. nefes almak bile zor geliyor.
Bunun bir problem olduğunu düşünmüyorum. Ama tabi insanların niye neşeli değilsin soruları yüzünden neşeli biri olma taklidi yapmaya çok alışmış birisiyim. Yine de neşeli olamamak bakıldığında bir problem olmamalı aslında…