1920'li yıllarda türk kadınlar fırkası ve türk kadınlar birliği'ni kurmuştur. Aslında bir nevi yıllardan beri 'kadınlarımız hakları için savaşmadı, onlara bu haklar zaten verilmişti.' söylemini yalanlarcasına çabalamış bir kadın. zamanında çalışmaları cumhuriyet gazetesi ve özellikle yunus nadi tarafından küçümsenmiş ve kemalist düşünce ile tezat oluşturması sebebiyle türk kadınlar fırkası'nın kurulması engellenmiştir. bu girişimleri sebebiyle nezihe muhiddin mahkemeye verilir.
eski, çok önce ki atatürk'ten de önce osmanlı topraklarında kadına başta seçme ve seçilme olmak üzere birçok hakkın verilmesi için ciddi savaşlar veren kadınlar halk fırkası'nın da kurucusu osmanlı feministlerinden takdir edilesi kadınlardan.
1889 yılında doğmuştur. birinci dalga feminizmin türkiye'deki en önemli temsilcisidir.
sosyoloji, psikoloji gibi alanlarda araştırma yapmış, sahnelenen eserler yazmış bir kadın düşünürdür. iki kez evlenmesine rağmen soy ismini değiştirmemiştir. kadınlar halk fırkası'nın kurucularındandır. parti, kadınların milletvekili olmak istemesi talebinin aşırı olduğu gerekçesiyle kapatılır. ardından talepler minimalize edilerek türk kadınları birliği kurulur. kadınların seçme seçilme hakkı olmamasına tepki olarak dernek nezihe muhittin'i aday olarak gösterir. o zamanlar cumhuriyet gazetesi bu durumu "havva'nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak." diye alaya alır. bir süre sonra kadınlara seçme seçilme hakkı tanınır ancak radikal, militan bir devrimci olan nezihe muhittin etki alanından uzaklaştırılır.
yani mustafa kemal bir sabah uyanıp kadınlara seçme seçilme hakkı vermeliyiz diyerek uyanmamıştır! osmanlı'dan gelen bir mücadele vardır bu alanda.
unutulmuş ya da unutturulmuş ilk türk feministlerindendir. döneminin kadın hareketi o kadar güçlüdür ki ikinci dünya kadın kongresi istanbul'da toplanmıştır. halk partisi'nin 'size gerek yok' deyip hareketi bitirmesiylei, muhiddin bir akıl hastanesine kapatılmış ve orada ölmüştür.
soyadı tepedelengil'dir. Osmanlı toplumu içerisinde feminizm'in yayılmasına öncülük etmiştir. 1889 kandilli doğumlu olan nezihe muhiddin, 1923 senesinde kadınlar halk fırkası'nın kurulmasını sağlamış; 1924-27 yılları arasında Türk Kadınlar Birliği başkanlığını yürütmüştür. kendisi hakkında detaylı bilgi için; http://www.lacivertdergi....-bir-omur-nezihe-muhiddin
kadın hareketi öncüsüdür. Kadınlar Halk Fırkası (KHF) adlı Türkiye’deki ilk siyasal parti kurucudur. 20 roman, 300 kadar öykü, piyes, senaryo, operet kaleme almış bir yazardır. (1889-1958, istanbul)
Nezihe'yi kim meclise sokmadı? Bağımsız aday oldu ve "SEÇiLEMEDi!"
Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının tanındığı 1930’da Suat Derviş’le (Suat Derviş bir kadın olur, erkek değil) birlikte Serbest Cumhuriyet Fırkası’ndan aday oluyor SEÇiLEMiYOR". 1935’teki seçimlere de yine kendi cephesinden Şaziye Berrin ile beraber bağımsız aday olarak katılıyorlar ancak yine "SEÇiLEMiYOR/LAR!"
Sonra Nezihe Muhiddin ve grubu aralarında ortaklaşa bir kararla yine kendi yol arkadaşları olan Nakiye Elgün'ün CHP'den meclise girmesi için karar alıyorlar. Erzurum mv oluyor. (Daha sonra adı mum söndü skandallarına karışacak olan Nakiye) Madem bu kadar mecliste olmasi gereken bir isim idiyse kendisi girseydi o zaman Nakiye yerine! ??
Direnişinin kırılmasından kasıt da partisinin kapatılması ise onun da sebebi kadın hareketi ayağına son derece uç sol grupların aralarına sızması idi. Nezihe bunların bilincinde idi mi bilmem. Ancak içlerinde Halide Edip gibi isimler de vardı mesela. Kocası Adnan Adıvar da bos durmayıp Çerkes Ethem gibilerle farklı kollardan iş tutup Yeşil Ordu ve komünist devrimle Mustafa Kemal'i indirme gailesi güdüyordu. Ayrıca zaten içindeki zararlı tayfa uzaklaştırıldıktan sonra kalanı da "bizim siyasi amacımız yok" deyip dernek haline geliyorlar. Kemalist hükûmet zamanla kadınlara yönelik tüm devrimlerini tamamladıktan sonra da kendi kendini feshediyor dernek.
Ayrıca o tarihte Cumhuriyet daha yeni kurulmuş ve devrimler gercekleştirilmeden; okulda, kızların "sınıf başkanı" bile seçilemediği dönemde kanunları beklemeden neyin acelesi idi bu?! Gerçekten umduklarına nail olacaklarını mı sanıyorlardı? Öyle ise gerçekten gülünç. Ama bana kalırsa farklı bir amaca hizmet edildiği aşikâr!
Bazı feminaziler kafayı o kadar yemiş ki Cumhuriyetin kurucu babalarına "kadınları kandırdı" kabilinden iftiralar atıyor.. böyle bir iftira atmak için ya cahil olmak ya da bilinçli hain olmak lazım gelir: "Kadınları kandırdı. Kadınları meclise sokmadı." Demek için evvela bu ülkenin siyasi tarihine azıcık da olsa göz gezdirmek gerekir. O secimlerdir ki: Cumhuriyet tarihinde kadınların meclise en yüksek orandaki katılımı olma özelliğini 2007 Genel Seçimleri'ne dek korudu!
Son olarak: Ayrıca size "Nezihe Muhiddin Külliyatı" hazırlayıp, sözde kadın hakları savunuculuğu yapar gibi görünüp, özde Atatürk ve Cumhuriyeti karalamaya çalışan Yaprak Zihnioğlu adında ki kadın; yer-yer Marksist Leninist olan, yer-yer Akp'li olan; AKP'li meşhur Atatürk düşmanı akil(!) insan Yıldıray Oğur ve Rasim Ozan Kütahyalı ve Etyen Mahçupyan gibi isimlerle is tutmuş, insanî kariyeri ve tutumu pek de parlak olmayan bir hatun. Toplumumuzda kadın-erkek hakları hususunda gerçekten bir sıkıntı görüp feminizme destek çıkmak isteyenler Afet inan'a bakar, Latife Hanım okur... eğer art niyetli değiller ise...