esger qazaxlı şarkısıdır. size azerbaycan mahnılarını burada paylaşıyorum diye umarım rahatsız olmuyorsunuzdur.. bilginiz olsun, bunları da duyun istiyorum.
amma çok şarkı varmış ismi neyleyim olan, başlıktaki entryleri okuyunca farkettim. neyleyim dendiğinde benim aklıma gelen tek şarkı halâ sadece "neyleyim köşkü, neyleyim sarayı?" teranesi.. vay anasını be, halt olucak sanki. zamanın gerisinde kaldığımı söylerlerdi de inanmazdım. şini inandım.
1985 ya da 86 senesinde okuldan çıkmış ders çalışmak yerine çayırda top oynarken jandarma arabaları geldi... bizde maçı bıraktık arabaların peşine koştuk. 3-4 araba birden hızlı hızlı gidince ilgimizi çekmişti.
neyse biz gittiğimizde bir ağaca kendini asmış birisinin cesedini indiriyorlardı.
adam mektup yazmış, ve mektup bu sözler vardı sadece;
bir daha yüzünü görmeyeceksem
kör olsun gözlerim gözü neyleyim
saçını okşayıp sevmeyeceksem
kırılsın ellerim, eli neyleyim
adını anmayan dili neyleyim.
askerin bir tanesi mektubu okuyordu. biz de öyle aval aval bakıyorduk... 13 aylık oynayan 5-6 cocuk, sessizliğin içinde bir askerin ağzından çıkan sözleri dinliyordu.
bu mektubun bu şarkı olduğunu 2001 senesinde öğrendim ve rahmetliye hak veremedim... bir şarkı insanı ölüme sürüklememeli...
ilk izlediğimde klibi beni deli gibi ağlattı. emre altuğ'un acısını sanki ben yaşamış gibi oldum. "senin için senden vazgeçerim" dizesi kesinlikle daha iyi anlatılamazdı.
emre altuğ'un her albümünde ortalığı kasıp kavuran en az 1 hareketli 1 de slow şarkısı mutlaka olur.ama bu şarkı başka bi güzel olmuş sanki.olağanüstününde ötesinde bi şarkı...