son yüz yılda söylenen en büyük türk yalanlarındandır.
ergenekon sanıklarını masum birer ev kedisi gibi göstermek için uydurulmuştur.
somut delillerin, faili meçhullerin, yeraltından çıkan silahların, yerüstündeki darbe planlarının, katledilmesi gereken entellektüellerin ve kamuoyu önderlerinin ve katledilenlerin mevcut bulnduğu bir ortamda bu yalanı dilendirmek ne kadar inadırıcı.
iddianamenin açık seçik suçları belirttiği,
suşluların yedikleri haltları çok iyi bildikleri bir ortamda bu yalana kim inanır.
geçen hafta 40 sene önce yunanistanda darbe girişiminde bulunan cuntacı çürüyerek hapishanede öldü.
evrensel hukuk normları baz alındığında akla şu soru geliyor
sizin özelliğiniz ve farkınız ne?
bir adam var ülkesi için, vatandaşı ve bağımzlığının, egemenliğinin devamlılığı uğruna savaşmış, kelle almış evet evet kelle ama o bildiğiniz kahraman kellesi değil bu düşman, terörist kellesi... sen şimdi çıkıp diyorsun ki bu adam terörist, bu adam karanlık işler peşinde, bu adam katil cani... terörist ağzıyla iftira atıyorsun işte o dağdaki teröristten ne farkınız kalıyor sizin de... e yani durum şu ki, sopaları bağlamışlar köpekler fink atıyor sokaklarda... taşlayan bulunur elbet sizleri de...
sanık sıfatıyla içeride tutulan, resmi olarak herhangi bir suçla ithaf edilmemiş kişiler için kullanılan sözdür.
bu olay, x kişisi, y kişisi için değil, herkes için böyledir.
neticede resmi olarak suçlamalar yapılıp, yargılanma sonrası suçsuzluğu anlaşılır, beraat ederse ya da sanık olarak yattığından daha az bir ceza alırsa, o kişinin özgürlük hakkı kanunsuz olarak kısıtlanmış olacaktır. burada kastedilen budur.
