bırakın sanatsal bir kompozisyon çıkartmayı , kendisinden herhangi bir nota çıkarmak bile başlı başına yetenek ister.
ilk seferde ses çıkaramayanlar daha fazla üstelemeden başka bir müzik aletine yönelmelidir.
diğer müzik aletleriyle aynı sahneyi paylaştığında (mercan dede gibi örneğin) bu durum kendini açıkça hissettirmektedir. gitar olsun, davul olsun, klarnet olsun, ne olursa olsun hep bi ezik kalırlar yanında; sanki her an çalmayı bırakıp gözyaşları içerisinde ney'in boynuna sarılacaklarmış hissini yaratırlar.
ortamın ağır abisi, babası gibi birşeydir ney; yanında çalan tüm aletler sanki seyircilere değil de ney'e hitaben çalmaktadır, içlerinde birikenleri ney'e döküp rahatlarlar.
ney ise kalabalıkta bile yalnızdır, kimseye hitap etmez çalarken, dönüp kendi içine dökülür çıkardığı hû sesi.
kimsesiz müzik aletlerinin, kimsesizlerin kimsesidir; ancak en büyük kimsesiz kendisidir.
dokuz boğumu insanın anne karnındaki dokuz ayını, yedi deliği ise nefsin mertebelerini anlatır. delikleri kapatmadan ses çıkarmak daha kolaydır. tasavvufta ise bunun yeri nefis mertebeleriyle alakalıdır, nefsi altetmek zorlaştıkça (her deliği kapttıkça) ses çıkarmak zorlaşır. en zor olanı bütün delikler kapatıldığında çıkarılmaya çalışılan sestir bu da nefsi, şeytanı altetmekle anlatılır. sadece ses çıkarabilmek için bile büyük sabır gerektiren enstrüman.
öte yandan: Üç oktavlık ses alanı içindeki tüm sesleri duyulur hale getiren ve bu sesleri de nefes şiddetini veya dudağın başpsre ile yaptığı açının değiştirilmesi ile koma koma (hatta cent cent) verebilen tasavvuf müziği baş sazıdır. *
küçük yaşlardan beri dinledigim hayranı oldugum. insanı bu dünyadan alıp götüren puslu havada gezintilere cıkaran mistik müzik aleti. Yapımı da pek zahmelidir, yapılırken cekilen bu zahmetler üflendiginde cıkan sesin neden bu kadar yanık oldugunu göstermektedir. ney üfleyen kişiye de neyzen denir.
insanın kendini bulduğu bir üflemeli çalgı. mevlana'ya göre kamış anavatanından koparılıp uzaklara götürülür orada işlenir, ney'den çıkan o ses kamışın ağıtıdır toprağına olan özlemidir.