sağa selam "esselamün aleyküm ve rahmetullah", sola selam "esselamün aleyküm ve rahmetullah".
fragmanda da görülen bu sahne son derece etkileyicidir. namazı çok acil bir durumda dahi bozmamak gerekir, selam verilmeli ve namaz bitirilmelidir. işte bu sahnede tutuklanan karakterin namazı bitirme sahnesi çok güzel çekilmiş.
Mahsun etkileyici sahne bulma konusunda bence çok başarılı, keza çekilen zikir sahnesi de bu şekilde.
üstelik ilk defa bir türk filminde bu kadar başarılı bir baskın ve çatışma sahneleri izledim. bu tür sahneleri izlerken geriyorsa başarılıdır.
sadece düşük maliyet ile daha fazla para kazanmayı hedefleyen filmler değil, daha iyisi için emek verilmiş ve gerekiyorsa para harcanmış filmler izlemeyi bekliyoruz.
bu arada araba patlama sahnesi rezaletti, değinmeden geçemeyeceğim.
8/10'luk bir film. gerçekten her yönüyle başarılı bir yapıt.
şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: filmden haluk bilginer'i çıkar arka sokaklar'dan farkı kalmayacakmış. bir oyuncu bir filme ancak bu kadar etki edebilir. gerçekten büyük oyuncu, üstad.
şimdi diceksiniz ulan herşeyide eleştirmeyin diye ama öyle malesef. mahsun kırmızıgül'ün bildiğin her filmde kullandığı replikler ve pozlar filmde bolca mevcut. diyalog diye birşey zaten yok. ha birde malum kişiye benzetilen ve melek portresi çizilen bir karekter var. filmde en çok dikkat çeken sahne ise; asıl kötü olan radikal islamcı ile haluk bilginer'in karekterinin nezarette yan yana oturtulduğu sahne. illa göze soka soka "bak biz radikaller gibi değiliz allah'ın kuluyuz" gibi bir pozla alkış alma çabaları. hal böyle olunca aksiyon yönetmenine ve sahne hazırlıyıcılarına oluk gibi para dökmüşler.
amerikalıların sürekli olarak holywood'u bi propoganda aracı olarak kullanmalarından kopyalanmış bir film. iyi ve kötüyü yaratarak belli bir görüşü insanların bilinçlerinde kabul edilebilir hale getirmekten öte birşey olmayan film.
her sene oscar kazandığımıza göre bu filme kötü diyebiliriz.lan gece gece sinir ettiniz dalyaraklar sanki her sene süper filmler yapıyoruz da bu filme bok atıyorsunuz.her sene onlarca saçma sapan komedi filmi giriyor vizyona bu ülkede.evet new yorkta beş minare belki uluslararası anlamda çok iyi olmayabilir fakat kendi çapımızda değerlendirdiğimizde gayet başarılı bir filmdir.türk filmlerine bok atınca kendinizi entel falan zannediyorsunuz sanırım.
mahsun kırmızıgül'ün sağlam bir senaryo ile işleyebileceği çetrefilli bir konuyu, rezil edip finalinde saçma sapan bir kan davasına bağladığı filmidir.
mesaj verme kaygısı, seyirciyi aptal yerine koyma çabası, başkalarının bir araya getirmekte zorlanacağı isimleri bir araya getirebilme yeteneği, sağlam konuları saçma senaryo ve diyaloglar ile rezil etme becerisi mahsun kırmızıgül'ü iyi bir sinemacı yapar mı bilmem ama iyi bir ajitasyoncu yaptığı kesin gibi.
esasen fethullah gülen cemaatiyle hiçbir alakası olmayan bir film. dışarıdan birilerinin ılımlı islam temennisinin etkileri bunlar. biraz mahsun kırmızıgül'e bakmak lazım, süryani mi, mason mu yahudi köklü mü, nasıl kandırılmış, ayine mi alınmış :) bunları bilmek lazım artık. ama bunlar olur, sıkıntı yok. ılımlı mılımlı hikaye, islam islam'dır. biraz fethullah gülen kitabı okuyun, itidalin ne demek olduğunu anlayın.
az önce izleyip sonra da kustuğum film...
gülen i gözümüzde çok çok iyi göstermek için çekilmiş, amaçlı bir film olması,
ve benim bu amaca hizmet etmeyeceğim gerçek olsa da, bunları es geçelim...
kurgu, sahneler, replikler açısından tam bir facia. mahsun filmlerini
zaten sevmem, aşırı didaktik bulurum, ama burada iyice havada süzülüyor herşey...
özellikle new york ayağı, oyucuların yabancı olmasından ve türkçe dublaj yapılışından mıdır bilinmez...
hacının karısı, kızı, damadı olmamış yaw. ayrı dünyalardan onlar. hacıyı çok hoşgörülü göstermek maksatları, tamam anladık da, hiç mi ama hiiiiç inandırıcı değil. mahsun bırak bu film işlerini... en azından oynama... onca iyi oyuncuyu topluyorsun, bak nasıl becerdiğini bilemiyorum ama, tek başarılı olduğun konu da bu belki, sonra da bildiğinin dışında oyunculuklar sergiletiyorsun adamlara.. "hacı çok iyi adam" cümlesini herhalde 100 defa duydum filmde... hikaye de kötü, filmin kalitesi de vesselam.
tamamen zaman kaybı. haluk bilginer de olmamış bu filme.. o ses, o şive... bir daha duymak istemem..
ülkemiz de o kadar iyi film yapılıyor ki bu filme bok atılmış. arkadaşım filmi izlerken bal gibi de etkilendim işte. hacı' nın saflığının bu şekilde harcanışına üzüldüm.
Mahsun kırmızıgül'ün şarkıcılığını hiç sevmememe rağmen, sinama için güzel şeyler yaptığına inanıyorum. daha iyilerini izletir umarım bize.
Mahsun kırmızıgül'ün yine kendi ırkını yüceltmek için, kürtlerin çektiği acıları(!) duygu sömürüsü yaparak anlatmak için çektiği saçma salak bir yapımdır.
Irkçılığı hiç sevmem. bu insanoğlunun düşeceği en büyük hata günahtır.